Eylül, evlerinin arka bahçesindeki yüzme havuzuna girmeleri için önce kızlarına mayolarını giydirmiş, odaya geldiğinde kendi de bikinisini giymişti. Bikinisinin üzerine elbise geçirirken Serkan gelmişti...
Serkan: sen de mi gireceksin?
Eylül: e ben eksik mi kalayım kocacım? Sen de gelsene...
Serkan: aslında ben antreman yapacaktım ama...
Eylül: sen bilirsin... ben kızlar çıksa bile uzun bir süre yüzeceğim.
Eylül omuz silkince Serkan kararsız kalmıştı...
Serkan: boşver antremanı, ben de geliyorum...
Eylül gülümseyip odadan çıktı. Kızlar çoktan kolluklarını da alıp bahçeye çıkmışlardı bile...
Eylül: Nehir! Irmak! Önce krem sürrülecek, sonra yüzebilirsiniz
Nehir : o zaman önce bana sür
Irmak : hayır önce bana
Eylül: kızlar yapmayın böyle, aynı anda süremem, birinizden başlamak zorundayım
Nehir & Irmak : önce ben!
Eylül gözlerini devirdi...
Eylül: Serkan! Serkan yetiş ben dayanamıyorum!
Serkan çok geçmeden yanlarına geldi...
Serkan: ne oldu, yine mi kavga ediyorsunuz kızlar?
Irmak : annem önce bana krem sürsün
Nehir : hayır önce bana
Irmak : yaaa! Önce ben! Banane!
Eylül: Serkan al şu kremi, birine sen birine ben süreyim yoksa bu tartışma akşama kadar sürer. Sinirlenmemem lazım, kurtar beni...
Serkan : iyi fikir bücürük
Nehir ve Irmak aynı anda kıkırdadı... bu arada Serkan hemen yanındaki Irmak'a krem sürerken, Eylül de Nehir ile başlamıştı...
Serkan: biliyor musun, senden hiç farkları yok bücürük, resmen minyatür Eylül bunlar!
Eylül: yoo, alakası bile yok. İnatları sana benziyor
Serkan: ben mi inadım?
Eylül : değil misin?
Serkan: değilim tabii...
Eylül: tabii tabii... zaten bence gözleri hariç tamamen sana benziyorlar... ben krem bile sürmesem hiç kızarmam mesela, sen de kızlar da azıcık güneş görseniz hemen kıpkırmızı oluyorsunuz. Hem boyları da sana benzeyecek belli ki...
Serkan sırıttı...
Serkan: zaten ben boşuna bücürük demiyorum sana... muhtemelen kızlar karnına bile sığamadılar, son ayı bekleyemeden doğurdun. İçeride sıkışmışlardı herhalde, yazık...
Eylül: benim boyum normal bir kere, fazla uzun olan sizsiniz. Kızlar 4 yaşında gösteriyor mu hiç?
Serkan: hayır...
Eylül: okula gittiklerini bile düşünenler oluyor.
Serkan: ne güzel işte... ama sen okula gidiyorken seni hâlâ kreşe gittiğini düşünüyorlardı
Nehir : anne! Hızlı sür önce ben gireyim havuza
Eylül: yok artık kızım! Bunun için de mi kavga edeceksiniz? Ne önemi var suya önce kimin girdiğinin?
Nehir: önce ben!
Irmak : ya hayır, önce ben!
Eylül: sabır!
Serkan gülünce kızlar da gülmüştü...
Eylül: komik değil Serkan. Hiç komik değil hem de!
Kızlar kavgasına devam edince Eylül bir çırpıda elbisesini üstünden çekip kendini bir anda suya attı.
Eylül: önce ben!
Kızlar birbirine şok içinde bakarken Serkan kahkahalara boğulmuştu.
Kızlar da atlamak istemişti ama henüz kollukları takılı değildi, o yüzden korkmuşlardı...
Irmak : hahaha ilk ben giricem. Annem suda, senin kolluklarını takamaz! Ben kazandım!
Nehir ağlamaya başlayınca, Eylül onları duymamak için takla atıp suyun içine daldı...
Serkan: bence yarışı ikiniz de kaybettiniz kızlar, çünkü anneniz kazandı. Yarış bitti!
Nehir ile Irmak birbirine bakmış, Serkan da o sırada ikisinin de kolluklarını takmıştı...
Serkan: hadi bakalım, sıra sizde, babanızın sırtına krem sürün şimdi...
Serkan da üstünü çıkarıp oturdu. Kızların eline kremi boca ederken kızlar da gülüşüp bunu da bir yarış haline getirip hızlıca kremi babalarının sırtına sürmeye başladılar...
Eylül: Serkan, çocuklarımı çalıştırıyor musun sen?
Serkan: e naapayım, sen bana krem sürmeden atladın suya, Gizem'e mi sürdüreyim? Gerçi o da bugün yok...
Eylül: olsa sürdüreceksin yani? Bana bak, gözlerini oyarım SERKAN! Ama yok artık ya! Kızların dadısına krem mi sürdüreceksin?!
Serkan: eh yapamayacağım mecburen... o yüzden kızlarım bana yardım ediyor
Eylül: etsinler etsinler... ben kılımı bile kıpırdatmayacağım bu sefer... yok artık daha neler? Dadıya krem sürdürecekmiş beyefendi...
Nehir : anne ne diyorsun sen?
Irmak : ben anlamadım
Nehir : ben de
Serkan: ben de...
Eylül : ben böyle bir şey söylesem ohooo olay olur olay. Neymiş dadıya krem sürdürecekmiş.
Serkan onun bu haline gülmeden edemedi. Kızlar oyun oynayarak kremden yapış yapış olmuş ellerini birbirlerinin yüzüne değdirmeye çalışınca Serkan işlerinin bittiğinden emin olmuştu. Suya atladı ve hemen Eylül'ün arkasından çıktı. İki koluyla da Eylül'ü sarıp yanağına bir öpücük bıraktı...
Eylül: öyle bir öpücüğe kanacağımı sanıyorsun yanılıyorsun
Serkan: merak etme bücürük, seni yeterince tanıyorum, affettireceğim kendimi ben...