Eylül: mezuniyetimi kaçırmış olabilirsin ama hayatımızın geri kalanına sahibiz, bence bu her şeyden güzel...
Serkan, Eylül'ün elindeki gülen yüz dövmesine bakıp gülümsedi...
Eylül: hadi annene gidelim.
Serkan: gidelim...
Eylül: kızlar! Hadi babaannenize gidiyoruz
Kızlar sevinçle anne babasının peşinden gitmişlerdi. Eylül onların arabaya binmesine yardım ettikten sonra Serkan'ı yolcu koltuğunda görünce şaşırdı...
Serkan: sen kullan bu sefer.
Eylül sırıtıp arabaya bindi. Bu aile arabasını seviyordu. Her şeye rağmen kendi arabasını kullanmayı tercih ederdi
Nazan onlara evde ne varsa ikram etmeye çalışmış ama ne olursa olsun yetmemişti sanki. Kızlar babalarının eski odasında oynarken Serkan eski evinde olmanın mutluluğu ve huzuru içerisindeydi...
Serkan : biz kalkalım artık
Nazan : daha sık gelin. Benim size gelmem çok zor oluyor, bari siz gelin de torunlarımı göreyim. Gerçi tatile gideceğiniz için bir süre mümkün değil ama...
Eylül: döner dönmez geliriz.
Nehir : anne, gidiyor muyuz?
Eylül: evet kızım
Irmak : ya anne noolur biraz daha kalalım
Serkan : yine geliriz kızım
Nehir : ya ama... biz kalalım noolur
Irmak : evet kalalım ne olur
Eylül: olur mu öyle şey? Babaanneniz bütün gün sizin peşinizde yorulur
Irmak : uslu dururuz. Noolur
Nazan : ya, kalın güzellerim benim. Bırakın kalsınlar. Zaten kaç zaman yoksunuz, bari özlem gidereyim kuzularımla. Yarın alırsınız, olmaz mı?
Serkan : olur.
Eylül: olur ama kızlar, sakın babaannenizi üzmeyin olur mu? Sakın. Uslu uslu oturacaksınız
Nehir & Irmak : söz!
Eylül: iyi hadi bakalım... anne, yorarlarsa ara bizi geliriz hemen.
Serkan, Eylül'ün çimdiklemişti... Eylül gülmemek için kendini zor tuttu.
Nazan : üzmez onlar beni... canlarım onlar benim. Dikkatli gidin...
Serkan : tamam anne, yarın görüşürüz.
Vedalaştıktan sonra Serkan hızla eve sürdü arabayı. Eve girdikten sonra yalnız olacaklarından emin olduğu tek yere, yani yatak odasına doğru çekti Eylül'ü.
Eylül: çocukları anneme bırakırken kendimi çok kötü hissettim
Serkan: hiç hissettme. Bizim de kendimize zaman ayırmamız gerekiyor Eylül.
Eylül: nasıl ayırmıyoruz ki, evde bir dadı, hizmetçi, bahçıvan. Elim sıcak sudan soğuk suya değmiyor
Serkan: onu kastetmiyorum bücürük. Böyle baş başa kalamıyoruz hiç.
Eylül: orası öyle...
Serkan: şimdi hiç bir şey düşünmemek ve sen ne yapmak istiyorsan onu yapmak istiyorum
Eylül: ben mi?
Serkan: evet. Ne istersin?
Eylül: televizyon izlemek?