Eylül inanamıyormuş gibi gözlerini kırpıştırdı birkaç kez... karşısında duran Eda ile Ecem miydi yoksa o mu yanlış görüyordu?
Eylül: Eda! Ecem! Ne işiniz var sizin burada? Nasıl geldiniz? Nasıl?!
Eylül anında arkadaşına doğru koşup sarıldı...
Eylül: geleceğini neden söylemedin? Söyleseydin seni havaalanından alırdım
Eda : hayatım kocan sana sürpriz yapmak istemiş. Göndermiş bize business uçak biletini, biz de Ecemle kaçırmadık bu fırsatı, atladık geldik işte. Bizi de havaalanından o aldı zaten,buraya kadar getirdi...
Eylül: ah Serkan... ya çok iyi yapmış ama anlamıyorum, neden çağırmış ki?
Eda : sen geçenlerde bizi anmışsın, özlemişsin sanırım. Serkan da bunu düşünüp bizi buraya çağırmış işte. Neyse, asıl sen naapıyosun?
Eylül, Ecem'i kucağına alıp koltuğa otururken Serkan hiç yanlarına uğramadan onları yalnız bırakmıştı... direkt mutfağa geçti...
Ayşen : misafirlere bir şeyler ikram etmemi ister misiniz? Yoksa önce yemek mi yersiniz?
Serkan: önce yemek yiyelim Ayşen, uzun yoldan geldiler eminim çok açlardır...
Ayşen kafasını salladı ve masayı kurmaya başladı. Serkan da mutfaktan çıkıp salona geçmişti...
Serkan: hanımlar bölüyorum ama yemekler hazır, isterseniz yavaş yavaş sofraya geçelim...
Eylül: çok iyi olur Serkan, eminim acıkmışlardır.
Ecem : ben çok acıktım Eylül abla...
Eylül: kıyamam ben sana, gel bakalım, Ayşen abla ne yaptı acaba bugün bizim için...
....
Yemekten sonra Ecem Eylül'e sokulmuş çikolatasını yerken Serkan onlara bakıp gülümsedi. Eylül de arada Eda ile fısır fısır konuşup kocaman gülümsüyordu. Belli ki arkadaşını görmek ona çok iyi gelmişti.
Serkan işi merak etti ama yalnız kalıp sormaya fırsat bulamamıştı...
Eda : Ecem'in uykusu geldi... uyudu uyuyacak. Ben onu yatırsam sorun olur mu?
Serkan : hayır tabii, dinlenmek istersen sen de dinlenebilirsin. Sabah erkenden kalkıp geldiniz, eminim çok yorgunsunuzdur
Eda : biraz... Eylül, Serkan burada kalabileceğimizi söyledi ama...sorun olmaz senin için değil mi?
Eylül: sizi bırakacağımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Tabii ki burada kalıcaksınız... hem gördüğün gibi burada bir sürü boş oda var. Lütfen kalın...
Eda gülümsedi ve arkadaşını yanağından öptü...
Eda Ecem'i kaldırmak istemişti ama Ecem yarı uykulu bir şekilde Eylül'e sarılarak mırıldanmaya başladı...
Ecem : ben Eylül ablayla uyumak istiyorum...
Eda : ablacım, gel biz bu gece beraber uyuyalım, yarın akşam bakarız olur mu?
Eylül: bırak kalsın... ben de özledim zaten, biraz öper mıncıklarım hazır uyuyorken...
Eda : emin misin? Rahatsız etmesin?
Serkan : sen rahatına bak Eda, odanı göstermiştim sana değil mi? Kardeşin emin ellerde, rahat rahat dinlen sen...
Eda iyi geceler dileyerek odasına geçerken Serkan da kumandayla zaten hiç izlemediği televizyonu kapadı...
Serkan : biz de yatalım istersen. Baksana çocuğun uykusu var...
Eylül: aramızda yatması sorun olur mu? Yoksa biz başka odaya da geçebiliriz
Serkan: hangisini seçeceğimi biliyorsun...
Eylül hafif kıkırdadı. Ecem'i kaldırmak istemişti ki Serkan ondan önce davrandı ve onu kucağına alıp odalarına kadar taşıdı ve yavaşça yatağın ortasına bıraktı.
Eylül de arkalarından gelerek giyinme odasına kadar Serkan'ı takip etti. Üstünü değiştirdikten sonra yatağa girip gülerek Ecem'i kendine doğru çekerek saçlarını öpmeye başladı...
Eylül : sana ne kadar teşekkür etsem az Serkan, harika bir sürpriz oldu bu benim için. Öğlenim çok kötüydü, ama sayende keyfim hemen yerine geldi..
Serkan: mülakat kötü mü gitti?
Eylül: aslında hayır, her şey çok iyiydi, taa ki yazın başlayacağımı söyleyene kadar. Onların bu dönemde birine ihtiyaçları varmış... of çok istemiştim bu işi...
Serkan : bu kadar istiyorsan kal diyeceğim ama...
Eylül: hayır, yine de seninle gelmeyi tercih ederim. Hem çok az kaldı, öyle heyecanlıyım ki...
Serkan Eylül'ün elini tutarak dudaklarına götürmüş ve öpmüştü. Eylül kıkırdadı ve elini Serkan'ın sakallarında gezdirdi...
Eylül : harika bir sürpriz oldu gerçekten. Hâlâ inanamıyorum.
Serkan : daha çok şaşıracaksın...
Eylül : ne? Nasıl yani?
Serkan : iyi geceler
Eylül: Serkan söyler misin?
Serkan: bak çocuk uyuyor bücürük... hadi uyuyalım biz de...
Serkan başka hiçbir şey söylemezken Eylül bunun üzerinde düşündü... başka ne sürpriz olabilirdi ki?
...
Sabah, Eylül uyandığında yatak boştu. Hemen fırladı, Ecem nerdeydi?
Eylül her yere baktı, hiçbir odada yoktu. Aşağı inip mutfağa baktı ki Serkanla Ecem'i görmüştü. Ecem Serkan'ın kucağında, dolaptan neler çıkarması gerektiğini söylüyordu...
Eylül: günaydın...
Ecem : Eylül abla!
Ecem anında Eylül'ün kucağına uzanmış onu öpmüştü...
Eylül: ne yapıyorsunuz bakalım siz burada?
Ecem: Serkan abiye nasıl krep yapılacağını öğretiyordum...
Eylül : hımmm... öyle mi? Ama sana bir sır vereyim mi?
Ecem : hı hı...
Eylül: Serkan abin yumurta kırmayı bile beceremez...
Ecem kahkahalarla gülerken Eylül de ona katılmıştı...