Eylül: itiraf mı? Elimde makas var ve saçını kesiyorum, bana bunu şimdi söylemek istediğine emin misin?
Serkan: öyle bir şey değil. Zaten öyle bir şey olduğundan da değil... bir şey var ama ne tepki vereceğinden emin değilim...
Eylül: iyi, söyle bakalım... makası elimden kaydırmamaya çalışırım ama söz veremiyorum...
Serkan hafifçe güldü...
Serkan: üç sene önce sen hastayken ben demiştim ya hani, ilaçları bıraktım diye...
Eylül: evet... ben tedaviyi bırakmak istediğimde itiraf etmiştin..
Serkan: işte aslında ben ilaçları bırakmamıştım. Sırf sen devam et diye öyle söyledim.
Eylül güldü...
Eylül: biliyorum
Serkan: nasıl?
Eylül: ilaçlarını sürekli kontrol ediyorum Serkan, hepsini içtiğini görüyordum. Ama bir an şüphe etmiştim, ben tedaviyi kabul etmesem bunu gerçekten yapacağını düşündüm...
Serkan: sen var ya... sen çok fenasın bücürük
Eylül kıkırdadı...
Serkan: bu sesi duymaya bayıldığımı söylemiş miydim daha önce?
Eylül: hı hı... birkaç kez. Ve saçın bitti... umarım beğenirsin, bilmiyorum...
Serkan : o kadar mı kötü oldu? Sanmıyorum...
Eylül: hafif kat verdim... bence güzel oldu.
Serkan aynada kendine bakıp saçlarını karıştırarak yeni saç modelini kontrol etti...
Eylül: ben sevdim
Serkan: o zaman tartışmaya kapanmıştır... ben hiç gitmeyeyim berbere falan, sen halledersin artık. Dört senedir bunu nasıl düşünemedik bilemiyorum
Eylül güldü...
Eylül: ay artık oturacağım, hatta biraz uyuyabilirim, hazır bizimkiler de uyuyorken...
Serkan: eşlik etmemi ister misin?
Serkan sırıtırken Eylül de gülümseyerek kafasını salladı...
Eylül yavaşça yatağa yatınca, Serkan da yanına uzandı, yüzünde bir sırıtış vardı...
Serkan : bak kaçmak yok, biraz uyu sonra yoga yapacaksın...
Eylül: ay tamam, yapıcam Serkan. Eritiriz kiloları merak etme, hep böyle kalmıcaz herhalde. Eskiden yemek yemem için gözümün içine bakardın, şimdi kilolarım gözüne batıyor
Serkan: ondan demedim ki, yoga doğumu kolaylaştırıyormuş, doktorun kaç defa söyledi...
Eylül: ikiz doğurucam ben, ne yoganın ne de başka bir şeyin bunu kolaylaştıracağını sanmıyorum...
Serkan : e sen de diretmeseydin o zaman normal doğum diye.
Eylül: artık iğneden ameliyattan bıktım Serkan, olsun da bir an önce bitsin eve geleyim istiyorum. Sonra bir de dikişle uğraş...
Serkan: ve illa ki beni de yanında istiyorsun. Gel acı çekişimi izle diyorsun resmen
Eylül: ama o özel bir an olacak canım, böyle babalar da doğuma geliyor, karısının elini falan tutuyor hani. Sonra baba bebeğin doğduğu anı görüyor, gözyaşlarını tutamıyor falan. O kadar fotoğrafçı ve kameraman ayarladın bu an için, orda bir tek benim acı çekişimi göstermeyecekler herhalde... sen de yanımda ol istiyorum o yüzden. Ama yok ben dayanamam falan dersen...
Serkan: yok canım, neden dayanamayayım ki, ne varmış?
Eylül: iyi o zaman, anlaştık...
Serkan bir süre elini Eylül'ün karnında gezdirdi...
Serkan : bu yılbaşını yalnız geçireceğiz ama seneye ordan oraya emekleyen bebekler olacak yanımızda
Eylül gülümsedi...
Serkan: ve bu aldığım en güzel doğum günü hediyesiydi... on dördüncü yaş günümden bile güzeldi...
Serkan, Eylül'den hoşlanmaya başladığı yaş gününü ima ederek göz kırptı... Eylül de ona gülümseyerek karşılık verdi...
Mayıs 2023
Serkan sabahtan beri doğum günü kutlama telefonlarını cevaplamaktan Eylül'ü doğru düzgün görememişti bile. Oysa Eylül sabahtan beri dışarıdaydı ve Serkan nereye gittiğini dahi bilmiyordu...Eylül'ün geldiğini, ancak camdan baktığında sabah orada olmayan siyah arabanın evin önüne park edili olduğunu görünce anladı. Araba ne zamandır ordaydı? Eylül ne zaman gelmişti?
Aynı anda kapı pat diye açıldı ve Eylül neşeli bir şekilde içeri girdi. Serkan telefonda karşı tarafta kim vardı hatırlamıyordu ama onu geçiştirmeye başladı. Daha fazla konuşmak istemiyordu. Telefonu kapattıktan sonra Eylül'e döndü...
Serkan: Eylül, nerelerdeydin? Sabah bir an gördüm, bir daha kayboldun
Eylül: hediyeni hazırlıyordum aşkım, dışarıya çıkmam gerekiyordu...
Serkan: hediye almana gerek yoktu ama... sana söyledim hiçbir şey istemediğimi...
Eylül: biliyorum, aslında ben de almayacaktım, çünkü saat, gömlek ve parfüm üçlüsünü tamamladım, bu sene için fikirlerim tükenmişti ama bambaşka bir şey oluverdi ve ben de dişimi sıktım ve bu günü bekledim
Serkan: şifreli konuşmasan mı acaba bücürük?
Eylül: sen yakın zamanlardaki maçlarından bunu hatırlayacak vakit bulamadın biliyorum ama hangi operasyondan sonra test yaptıracaktım ya, biraz bekledim ve bugün yaptırdım
Serkan: veeee
Eylül: ve tuttu!
Serkan : tuttu.. yani hamile misin?
Eylül kafasını salladığında Serkan gülerek Eylül'ü kucaklayarak etrafında döndürmüştü...
Serkan : demiştim!
Eylül: asıl sürpriz bu değil ama...
Serkan: nasıl yani?
Eylül ona bir zarf uzattı... Serkan da onu açmış, elindeki resme bir anlam vermeye çalışıyordu...
Eylül: otuzuncu yaşın kutlu olsun sevgilim, ikizlerimiz oluyor!