Ekim 2019
Serkan yalnız başına yaşadığı lüks ve büyük evinin spor odasında yürüyüş bandında günlük sporunu yapıyordu. Bugün biraz mutsuz biraz da yorgun hissediyordu kendisini...Telefonu çalınca avukatının aradığını görmüş, bandı durdurarak telefonu hemen cevaplamıştı...
Avukat : Serkan bey.. iyi günler. Eylül hanımla ilgili istediğiniz bilgilere ulaştım. Anlatmamı ister misiniz? Müsaitseniz eğer...
Serkan : müsaitim, anlatın lütfen.
Avukat : Eylül Acar. Hayatta ve bekar.
Serkan derin bir iç çekti... en azından hayattaydı, bu iyi bir şeydi değil mi? Ama her şey yolundaysa neden bunca sene onunla bir kez olsun iletişime geçmemişti?
Avukat : Antalya'da abisi Güney Acar'ın yanında kalıyor, Güney bey de evli. Üçü bir apartman dairesinin bodrum katında kalıyor, ailesi de köyde ufak bir evde kalıyor. Ama sanırım Eylül hanımın okula gidip gelmesi daha kolay olsun diye abisinin yanına taşınmış. Eylül hanım üniversitede radyo ve televizyon bölümünden daha yeni mezun olmuş. İş başvurusu yaptığı bütün yerler ona red göndermiş. Şu sıralar bir kafede garsonluk yaparak geçimini sağlıyor, orada da asgari ücret alıyor.
Serkan : iş başvurularından red aldı demiştiniz. Ne olarak, nerelere başvurmuş?
Avukat : her türlü pozisyonda, kanallara ve yapım şirketlerine başvurularda bulunmuş. Spikerlik, reji, sunuculuk... mesleğiyle ilgili her türlü iş için anlayacağınız. Aslında diksiyon ve kamera kullanımı alanlarında sertifikaları da var ama günümüzde iş bulmak her sektör için çok zor. Ankara'ya ya da İstanbul'a taşınmadığı sürece de iş bulması imkansız sayılır...
Serkan : anlıyorum. Sizin tanıdığınız var mı bu sektörde? Bir görüşseniz? Belki yardımcı olabilirler...
Avukat : açıkçası pek tanıdığım yok Serkan bey. Ayrıca bazı şeyler daha var...
Serkan : ne gibi şeyler?
Avukat : babası Ekrem Acar emekli olmasına rağmen halen inşaat işçiliği yapıyor ve ailesinin çok borcu var. Binlerce lira... üstelik bu borçların ödeme tarihleri çok yakın ve eğer ödenmezse muhtemelen evlerine haciz gidecektir.
Serkan : peki bununla siz ilgilenir misiniz? Borçlarını ödersem anlayabilir ama bir şekilde onları borçtan ve hacizden kurtarın ama bunda asla benim ismim geçmesin... miktarı da daha sonra bana bildirirsiniz...
Avukat : elimden geleni yaparım...
Serkan : ve yanılmıyorsam az önce bekar dediniz, birlikte olduğu kimse yok mu yoksa evli değil anlamında mı bekar dediniz, orayı anlayamadım...
Avukat : dört yıllık bir ilişkisi var, erkek arkadaşının ismi Berke Korkmaz, Eylül hanımla aynı bölümden mezun ve o da Eylül hanım gibi işsiz, o da şimdilerde geçinebilmek için bir tamircide çalışıyor.
Serkan derin bir iç çekti. Eylül onunla görüşmek istemiyordu belli ki, ama böyle olmak zorunda mıydı? Çocukluklarının hiç mi anlamı yoktu? Unutmuş muydu onu yoksa? Madem bu kadar para sıkıntısı vardı, Serkan'ın da zengin olduğunu bilirken neden bir sefer olsun yardım istememişti?
Kendisi para içinde yüzerken Eylül'e yardım etmenin hiç mi yolu yoktu?
Serkan : anlıyorum... peki bunun için ne yapabilirim?
Avukat : akıl vermek gibi olmasın ama şu sürekli reddettiğiniz röportaj vardı, hani ev turu yapacaklardı...
Serkan : evet?
Avukat : onu kabul edin, şartınız da Eylül hanımı yapım şirketinde işe almaları olsun. Tabii siz bu röportajı şiddetle reddediyordunuz ama...
Serkan : olsun sorun değil.. bu iyi bir fikir, hem de yüksek bir maaşla çalışmasını da sağlayabilirim. Onlar ödeyecekleri ücreti belirlerler, Eylül'e fazla miktar söylerler ama üstünü ben tamamlarım. Röportaja da katlanırım artık, sorun olmaz.
Avukat : tamam... bence de eğer Eylül hanıma yardım etmek istiyorsanız en iyi yol bu. Ve gerçekten ihtiyaçları var gibi duruyor.
Serkan : sevgilisi var dediniz, peki nişan falan... yani ilişkileri ne durumda?
Avukat : anladığım kadarıyla üç yıldır birlikteler ama nişan falan yok. Eylül hanım sosyal medyada tam bir kapalı kutu. Sizin dışınızda, sevgilisi ve birkaç yakın arkadaşı hariç takip ettiği pek fazla sayfa yok. Ama sevgilisi öyle değil, çok aktif, çok fazla fotoğraf paylaşıyor, genellikle de sevgilisi Eylül hanımla olan fotoğraflarını...
Serkan : bir dakika.. Eylül beni mi takip ediyor?
Avukat : evet... bilmiyor muydunuz?
Serkan : hayır... sosyal medya hesabımı ben kullanmıyorum biliyorsunuz, sosyal medya danışanım ilgileniyor o işle. Ama ben daha önce adını soyadını yazıp araştırmıştım, bir şey çıkmamıştı karşıma...
Avukat : ama ben görebiliyorum, üstelik profili de herkese açık... ama sizin görememeniz çok garip.
Serkan : sebebi ne olabilir? Pek sosyal medya kullanan biri değilimdir, o yüzden size soruyorum..
Avukat : sizi engellemiş olabilir. Muhtemelen o yüzden göremiyorsunuzdur.
Serkan banttan inip bir koltuğa oturdu. Bu kadar düşman olabilecek ne yapmıştı ki ona? Taşındığı günden beri arayıp sormak, mesajlarını beklemek, açmayacağını bile bile aramaktan başka ne yapmıştı ki?
Avukat : bir şey kaybetmiyorsunuz gerçi, dediğim gibi kendisi pek aktif bir kullanıcı değil. Paylaştığı toplamda on bir tane fotoğrafı var, biri hariç hepsi doğa ve hayvan fotoğrafları...
Serkan : diğeri de erkek arkadaşıyla mı?
Avukat : hayır.. eski bir fotoğraf, sanırım yani eğer yanılmıyorsam fotoğraftaki oğlan sizsiniz... yani sizin küçüklüğünüz. Çünkü evinizde benzer bir fotoğraf görmüştüm. Bu ikinizin fotoğrafı, aynı zamanda da Eylül hanımın profilindeki ilk fotoğraf.