Serkan: bu konuşmayı daha önce yapmadık mı biz? Neredeyse tam bir sene önce... ben Antalya'ya gideceğim Berke ile evleneceğim dedin ama olmadı, koşa koşa bana geldin...
Eylül'ün ağzı açık kaldı...
Eylül: bunu cidden söyledin mi Serkan?
Serkan omuz silkti...
Eylül: beni hemen eve götür
Serkan bir şey söylemeden eve doğru sürdü arabayı... olanları Eylül'e nasıl açıklayacaktı bilmiyordu...
Eylül eve girdiğinde bas bas bağırıyordu...
Eylül: Ayşen! Ayşen!
Ayşen mutfaktan çıkıp telaşlı bir şekilde bir Eylül'e bir Serkan'a bakıyordu...
Ayşen : buyrun Eylül hanım
Eylül: eşyalarımı odamdan yan odaya taşımama yardım eder misin?
Serkan: ne?!
Eylül onu umursamadı...
Eylül: Bugün biterse iyi olur ama yarına da kalabilir sorun değil... şimdilik ilaçlarım, pijamalarım, birkaç parça kıyafet, kremler, peruk falan. Onları taşısan yeter. Kalanını yarın halledersin
Ayşen, Serkan'a baktı bir an. Serkan hiçbir tepki vermiyordu...
Eylül: Ayşen sana söylüyorum. Bu evin tek sahibi Serkan bey değil. İstediğim odaya geçebilirim herhalde...
Ayşen : şey tabii... özür dilerim. Hemen hallediyorum.
Ayşen gider gitmez Eylül peruğunu çıkarıp sehpanın üzerine bıraktı ve yorgunlukla kendini salondaki koltuğa bıraktı... Serkan ise ayakta ona bakıyordu...
Eylül: fazla bakma, miden bulanır...
Serkan: abartıyorsun Eylül. Anlamadan dinlemeden..
Eylül: görmek yeterli Serkan. Aşık mı oldun ona? Sevdin mi?
Serkan: Eylül ben...
Eylül: ona da dokundun mu? Sarıldın mı? Öptün mü onu da beni öptüğün gibi?
Serkan: Eylül...
Eylül: gece gelmediğine göre fazlası bile oldu belli ki... ben de niye soruyorsam...
Serkan: Eylül beni dinle. Saçmalıyorsun öyle bir şey olmadı. Sandığın gibi bir şey yok. Neden şüpheye düşüyorsun? Sen değil miydin benim sevgime, aşkıma güvendiğin için beni hiç kıskanmayan?
Eylül: sağlıklıyken, aramızda sorun yokken ve ben hâlâ güzelken evet. O zamanlar kızlarla bara gidip sarhoş olmuyordun. Gece benimle yatağa geliyordun, onlarla değil. Şimdi ise şüphe etmiyorum. Aldattığından eminim. Ama en azından ölmemi bekleseydin be Serkan...
Serkan: Eylül yok öyle bir şey! Ölümden de bahsedip durma ayrıca!
Eylül: o gece nerdeydin o zaman? Hı? Yanımda değildin. Hemşireye de sordum, hiç gelmediğini söyledi... sabah bir önceki gece yanımdan ayrıldığın kıyafetlerle geldin yanıma... naaptın Serkan söylesene?
Serkan sustu...
Eylül: ah, çok özel bir gece geçirdin herhalde Serkan. Aklını başından mı aldı yoksa?
Serkan: Eylül, hayır hayır... öyle değil. Anlatmama izin ver.
Eylül: kem kümden başka bir şey yok. Gerçekten düşündüğüm gibi bir şey olmasa bağırır çağırır gerçeği söylerdin. Zaman kazanmaya çalışıyorsun, söyleyecek bir yalan düşünüyorsun. Hâlâ bir yalan bulamadın değil mi?
Ayşen öksürerek konuşmalarını bölmüştü...
Ayşen : odanız hazır. Yemek yemek ister misiniz?
Eylül: hayır Ayşen sağol ben aç değilim. Serkanın da aç olduğunu sanmıyorum, daha yeni mercimeği fırına vermiş çünkü...
Eylül yukarıya çıkarken Serkan da ağzı açık kalan Ayşen'e ters bir şekilde bakınca Ayşen mutfağa kaçmaya çalıştı ama Serkan ona engel oldu...
Serkan: bu gece burada kalır mısın? Eylül'ün başında kal. Ters giden bir şey olursa da bana haber ver lütfen...
Ayşen : peki...
Serkan sinirle çıktı ve arabasına bindi. Berke denilen herifi ilk bulduğu yerde öldürecekti...
Tam arabasını çalıştıracaktı ki gelen mesajla şoke oldu...
"Yapılan babalık testine göre Mert Gürel'in babası %99.99 oranında Serkan Özgün'dür"
Serkan: kahretsin!
Serkan'ın bu gece gideceği yer belli olmuştu...
Özge : bana inanmamıştın ama bak... demiştim ben sana, başka kimseyle birlikte olmamıştım çünkü
Serkan: bak, bu çocuk benimse ki benimmiş, ona her şekilde bakarım. Ama sen ve ben diye bir şey olamaz...
Özge : karın hasta biliyorum... anlattın geçen gece barda
Serkan : hasta olsun olmasın, onu çok seviyorum. Ben seni bile hatırlamıyorum. Bu zamana kadar yalandır diye geçiştirdim durdum ama haklıymışsın. Ben o günü hatırlamıyorum bile...
Özge : ama ben hatırlıyorum. Bak niyetim senden para almaya çalışmak falan değil. Ben sadece bir aile olalım istiyorum, bu daha fazla çocuk babasız büyümesin...
Serkan: böyle bir şey mümkün değil
Özge : eğer karın... yani çok hasta dedin eğer...
Serkan: o yaşayacak. Çok iyi olacak. Ama sırf bir çocuk için sevmediğim bir insanla evlenemem ben.
Özge : Mert babasını sorup duruyor ama... gerçi daha ufak ama yakında anlayacak...
Serkan: şimdilik idare et. Ben maddi olarak yanınızdayım ama manevi olarak böyle bir şeye hazır değilim. Hele ki böyle bir dönemde asla.
Özge : biraz düşün. Sonuçta o senin de çocuğun
Serkan : biz geçen gece... yani ben yine aşırı içmiştim...
Özge : yoo hayır. O hatayı bir kere yaptım. Bir daha olmaz. Evime getirdim ama sadece uyudun. Karının adını sayıklıyordun...