133. Bölüm: "İade-i Ziyaret"

28 6 9
                                    

Bölüm şarkısı: "Güler Duman - Öl Deseydin"

LÜTFEN KİTABIMIZI KENDİ SAYFALARINIZDA VE ARKADAŞLARINIZA TAVSİYE EDİN Kİ BÜYÜYELİM, YAZILANLAR BOŞA GİTMESİN.

Tabletin ekranında akan görüntüleri izliyordu Hatem; kendisinin nasıl bir hale düştüğünü, nasıl hareket ettiğini görüyor, buna bir anlam veremiyordu. Adeta insanlıktan çıkmış bir şekilde davrandığına şahit oluyordu; Feryal'e nasıl saldırdığını, Eraser'in onu etkisiz hale getirmek için nasıl çabaladığını görüyor, adeta kendinden utanıyordu. Bu ben miyim, diye düşündü; bensem ne hale gelmişim, nasıl oldu böyle, gibi sorular, beynini kemirirken üzerinde gezinen bakışlar, onu anlamakta zorlanıyor, o da kendisini anlayamıyor, anlamakta zorlanıyordu. Eraser'in uzattığı tabletteki görüntüler bitince Hatem, Devrim'in hâlâ indirmediği ve kendisini hedef alan silahın namlusuna ve Devrim'e baktı.

"Gözüm dönmüş," diye sayıklarcasına söze giren Hatem, göz ucuyla Adem'e bir bakış atarken Devrim, silahını indirmeden:

"Bu bir açıklama değil!" deyince Çetin, nerden geldiği bilinmeyen bir cesaretle,

"Eğer o silah ateş alırsa, Devrim Bey, buradan Hatem tek değil, bir sürü ölü çıkar, bilmiş olun!" der demez soğuk bir hava, revir odasının içinde fink atmaya başladı. Devrim, omzunun üzerinden Çetin'e ters bir bakış atarken Adem, sakin bir şekilde:

"O silahın ateşlenmeyeceğini biliyoruz, boşa evham yapmayın!" diye lafı ortaya attı. Bu lafı Çetin mi alacak yoksa Devrim mi, kimse anlamadı.

"Bu kadın Hatem değil!" diye lafında ısrar eden Devrim, silahını indirmek istemediğini alenen belli ediyordu, birden silahını sıyıran Delal, namluyu arkadan Devrim'in sırtına yasladı.

"Sen de sen değilsin!"

Eraser, hemen vazife gereği namluyu Delal'e doğrulturken Kağan, onun bir adım gerisinde olduğu için silahın namlusunu, Eraser'in yandan omzuna yasladı. Çınar ve Rojda, ortamdaki silahlara, silah tutan ellere, ortamdaki gerginliğe bakıyor, ne yapacaklarını bilmez bir şekilde bekliyordu. Adem, şöyle bir etrafına bakınarak:

"Kafayı mı yediniz lan siz?" diye çıkıştı. Hatem, gözlerini kırpmadan Devrim'in suratına bakıyordu; Devrim, parmağı tetikte bir şekilde Hatem'e odaklanmıştı ve diğer silah sahipleri, hedeflerine bakarken Adem, çıkışmasına devam etti.

"Nasıl saçmaladığınızın farkında mısınız lan? Bir silah ateş alırsa, diğerleri de ateş alır ve buradan hiç kimse sağ çıkmaz, indirin lan silahları! Devrim Bey! Seni akıllı bilirdim, aklın namlunun ucunda! Delal! O silahı indir! Ve sen Eraser, silahını indir! Kağan saçmalama! İndirin lan silahlarınızı!"

Devrim'in eli gevşedi, silahın namlusu inerken Hatem, gözleri nemli bir şekilde onun yüzüne bakıyordu, diğer silahlar da birer ikişer inerken Adem,

"Eminim makul bir açıklaması vardır," diyerek Hatem'e baktı. Açıklama bekler gibi bir pozisyon takınmıştı. Hatem, kendisine yönelen bütün bakışlara birer ikişer baktıktan sonra:

"Dediğim gibi... Gözüm karardı benim! Beni sattığını, İngilizlerle işbirliği yaptığını öğrenince, kendimi kaybetmişim!" derken Adem'den gelen,

"O nasıl kaybetme öyle? Resmen zombi gibi olmuşsun?" sorusuyla irkildi. Sanki Adem inanmıyor gibiydi. Gerçi kimse inanmamıştı, herkesin yüzünde o ifade vardı.

KONSEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin