VAN
Bölge Hastanesi...
Cam mekanın önünde duran Özlem, başını soğuk cama dayamış ve yaşlı gözlerle Selcan'ı izliyordu. Duyduğu ayak sesleriyle toparlandı. Arkasına döner dönmez irkildi.
"Ama?"
Asım, Özlem'in karşısında durdu; Özlem, hâlâ şoktaydı ve nemli gözleri, iri bir şekle bürünmüştü. Yutkundu, gülümsedi ve elleriyle gözlerini kapattı. Tekrar açıp:
"Bu gerçek mi? Sen ölmedin mi?" diye sordu. Asım, biraz daha yaklaştı.
"Ölmek mi?"
"Hemşire, hemşire şey dedi. Asım Çavdarlı diye birinin getirilmediğini söyledi. Ben de, senin öldüğünü sandım."
"Şey..." deyip çenesini sıvazlayan Asım, nasıl anlatacağını bilemediği için sustu. O sırada Selcan'ın tepesindeki cihazdan sirenler yükselince bir alarm, kötü bir olayı haber verircesine devreye girdi. Özlem, ani bir refleksle:
"Ha?" diye sayıkladı ve yoğun bakıma doluşan doktorlarla hemşirelere baktı. Asım, hemen Özlem'in kolundan tuttu.
"Tamam, sâkin ol!"
Bir doktor, Selcan'ın nabzını kontrol ederken bir hemşire, elektroşok cihazını kurmakla uğraşıyordu. Başka bir doktor, Selcan'ın üstünü şok için hazırlıyordu.
"Beni terk etme, beni terk etme!" diye sayıklayan Özlem, Asım'a tutunarak Selcan'ı izliyordu. Doktor, hazırlanan şoku Selcan'a uyguladı.
"250!"
Hemşire, şokun dozunu arttırdı. Doktor, tekrar Selcan'a bastırdı. Selcan'ın bilinçsiz bedeni, bu şokun tesiriyle sıçradı.
"Hasta hâlâ dönmedi."
"300!"
Hemşire, dozajı arttırdı; doktor, şoku uyguladı ama Selcan, dönmemek için inat etti.
"Bu son, 350!"
Hemşire, son defa dozajı arttırdı; doktor, yutkundu ve şoku uyguladı. Selcan, şiddetli bir şekilde sıçradı.
"Maalesef, hastayı kaybettik!"
Özlem, başının döndüğünü fark etti. Asım'a tutunamayarak dizlerinin üstüne çöktü. Asım, hemen sarıp sarmaladı onu.
"Öldü o, o öldü!" diye sayıklayan Özlem, Asım'a dönüp baktı.
"Terk etti beni, öldü!"
"Tamam gülüm, tamam!"
Hemşire, beyaz örtüyü Selcan'ın üzerine örterken Asım, Özlem'in başını göğsüne dayayıp saçlarını okşuyordu.
(Bu esnada, Arzu Şahin'in seslendirdiği 'Terk Etme' türküsü devreye girer.)
Bir görevli, sedyeyi itekledi; kapının açılmasıyla Özlem, bir ok gibi yerinden fırladı ve içerden çıkarılan sedyeye doğru koştu. Görevli, durunca Özlem, sedyenin başında durdu. Asım, Özlem'in yanına geldi; Özlem, yaşlı gözlerle sedyeye bakıyordu. Usulca beyaz örtüye uzandı titreyen eli; bir noktada durdu, kararsız bir şekilde bekledi ve son kararını verip örtünün ucunu tuttu. Yavaşça aşağı çekti. Selcan'ın donuk çehresiyle karşılaştı, bir hüzün düğümü geldi ve boğazına, bir yumruk gibi saplandı. Yutkununca geçer sandı; denedi, olmadı. Eğildi. Asım'ın mahzun nazarları arasında, Selcan'ın alnından öptü ve simsiyah saçlarını okşadı. Asım, kolundan tutunca ayağa kalktı. Görevli, tekrar beyaz örtüyü çekti ve sedyeyi itekledi. Özlem, Asım'a sığınarak yaşlı gözlerle sedyenin arkasından baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONSEY
AdventureTürk'ün 'Devlet-i Ebed Müddet' fikri, evvelde var olduğu gibi ahirde de var ve payidar olacaktır. Bozkurt töresine şekil verenler, Türkiye Cumhuriyeti'ne şimal olmuşlardı. Mustafa Kemal'e Samsun icazeti verenler, Menderes'e yordam göstermiş; Özal il...