Gülüşün Diyorum, Pır Fena 🆕

71 25 95
                                    

İSTANBUL


Üsküdar...

Asım, kendini yere atıp kurşundan kurtulsa da adam, tatmin olmamışçasına tekrar ateş etti. Asım, tekerleklerin arkasına sığındı.

Serdar, çöp konteynırındaki adamı indirip, hurdalık araçtaki adamı bir türlü vuramayan Çetin'in imdadına yetişti ve adamı, tek kurşunla indirdi. Çetin, mazeretini beyan etti.

"Abi, ben kanasla iyi vururum da bu silah çok hafif geliyor bana!"

İnanmadı Serdar, inanmış gibi yaptı.

"Tabi!"

"Vallahi ya!"

Asım'ın sesi, ikisinin kulaklarında çınladı.

"Lan bırakın gırgırı! Çatıdaki adam, iflahımı kuruttu lan!"

O sırada çatıdaki adam, kafasından vurulup pasif hale geldi. Ardından da Dersim'in sesi duyuldu.

"Adam eks oldu! Yolunuz açıldı!"

Asım, hızla depoya doğru koştu. Serdar'la Çetin, kapının önünde durmuş Asım'ı bekliyordu. Yanlarında duran Asım, kapıyı bir tekme darbesiyle açıp kenara çekildi. İçerden ses seda gelmiyordu. Serdar, Asım'a baktı; Asım, usulca başını sallayınca aynı anda içeri girdiler, Çetin dışarda kaldı. Berbato hariç kimse yoktu içerde; Asım'la Serdar, anlamsız gözlerle bakıştı. Berbato, deponun arka tarafını işaret edip:

"Aradıklarınız, arka kapıdan tüydü! Beni size yem etti!" dedi. Asım, hemen arka kapıya doğru ilerlerken Serdar, gür bir sesle:

"Dostum, gel buraya!" diye seslendi. Çetin, koşar adımlarla gelirken Serdar, Berbato'yu çöz dercesine işaret ettikten sonra Asım'a bakmak için arka tarafa yöneldi.

Asım, deponun arka tarafındaki yola gelmişti. Uzaklaşmakta olan aracı gördüğünde, geç kaldığını anlayıp geri döndü. Serdar, onun karşısında durup:

"Kaçtılar, değil mi?" diye sordu. Asım, sadece başını sallayıp depoya ilerledi.

Çetin, Berbato'yu çözerken bir an dalgınlığa kapıldı ve Berbato, bunu fırsat bilerek Çetin'in yüzüne bir kafa darbesi indirip kapıya doğru koştu. Çetin, daha kendisini toparlayamadan Berbato, kapıdan çoktan çıkmıştı. Asım, arka kapıdan içeri girdiğinde, Çetin'in yerden kalkmakta olduğunu gördü ve:

"Lan!" diye bağırarak ona doğru koştu.

Ellerini kaldırmış olan Berbato, karşısında durmuş ve ona silah doğrultmuş olan Dersim'e bakıyordu. Dersim, maske falan takmadığı için Berbato, kısık bir sesle:

"Dersim Özer!" diye fısıldadı. Dersim, bu fısıltıyı duymuştu. Başını sallayarak:

"Hayırdır Berbato, nereye? Ya da Bay Barbado mu diyeyim, ha?" diye sordu. Berbato, sustu. Asım'la iki arkadaşı, dışarı çıkıp gördükleri manzarayla duruldular.

"Alın şunu da, gidelim!" diyen Dersim, tebessüm ederek:

"Daha bu itin, verecek çok hesabı var." dedi ve onların önünden yürüdü. Çetin, Berbato'nun kolundan tutup:

"Yürü, it! Bugün hesap veren, yarın gö..." dedi ama Serdar'ın, onun ensesine vurup:

"Kes!" demesiyle sustu. Asım, önde Dersim'le birlikte yürüyordu. Kulağına eğilip:

"Bu herifi hemen sır etmeyin şef! Hiç değilse, ben de yüzüne tüküreyim!" deyince Dersim, gülerek:

"Merak etme evlat! Hesabı çetin olacak bu itin, daha sır olmaz!" dedi. Asım, usulca başını salladı.

KONSEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin