Restine Rest

125 17 0
                                    

Akşamın karanlığı, Marmara’nın mavi suratını okşarken yıldızlar, İstanbul’un semalarında raks ediyor ve bulutlar, ayın önünü açarak berrak bir gökyüzü bahşediyordu. Kavurucu bir sıcaklık, akşamı çepeçevre kuşatmıştı.

Taksim TİM Karargâhı…

‘Suriye’nin Tel Abyad kasabasının El Suhra Mahallesi, bugün patlamalarla tuzla buz oldu. Öğlen saatlerinde bir grup terör unsurları tarafından kuşatma altına alınan mahalle, kurulan tuzakları göremediler ve mahalle, koca patlamalarla yerle bir oldu. Edinilen bilgilere göre mahalle, büyük bir çatışmaya ev sahipliği yapmış ve bu yüzden havaya uçurulmuştu.’

Nadir, televizyonu kapattığında Asım’ın yansıması, kararan camda belirdi. Yüzünde, mütebessim bir ifade vardı. Yorgun çehresinde biriken keyif izleri, karşısında oturmakta olan Nadir’i de etkilemişti.

“Doğrusu, büyük bir iş başardınız! Sizi oraya göndermekle, gerçekten iyi bir seçim yapmışız!”

Asım, yaşlı adamın sözüne tebessüm ederek:

“Biz, gerekeni yaptık efendim!” dedi.

“Şaddadîlerin kara listesine girmek, bakalım nasıl sonuçlar doğuracak? Ayrıca PYD terör örgütünün de eteği tutuşmuş olmalı! Zira kıdemli liderlerinden biri, Harezm kod adlı terörist, bizim elimizde! Ki yanında promosyon olarak da, Seydî denilen şahıs da elimizde!”

“Kısacası, elimiz çok güçlü!”

“Ve tedbirimiz de güçlü olmalı Asım!”

“Yapılacak olan belli efendim! Adamları konuşturup delilleri sabit hale getirdikten sonra imha etmek…”

“İmha etmekten ziyade, onlardan faydalanmak lazım!”

Asım, gözlerini kısarak:

“Mesela?” diye sordu. Nadir, yerinde doğrulup:

“Suriye’deki Esad rejimine ait yerleri belirlemek, PYD mevzilerini belirlemek ve her iki terör örgütünün eylem stratejilerini öğrenmek için, onları kullanabiliriz!” dedi.

“Bizimle işbirliği edeceklerini sanmam! Etseler de, bizi tuzağa çekmek için, aslında onlar bizi kullanır! Bunu göze alamayız! Dersim ve arkadaşlarımız, yeni bir notaya taşındılar. Onların yerlerini ifşa etmemek için, bence bu elimizin kirlerini temizlemeliyiz! Yine de, karar sizin!”

“Kuşkularını anlıyorum, arkadaşların için de korkman âlâ! Ama güzel bir planla, Suriye’deki konumumuzu güçlendirebiliriz!”

“Takdir sizin!” diyen Asım, yerinde doğrulup:

“Bana müsaade, kısa bir iş için merkezden dışarı çıkmam lazım!” dedi. Nadir, ayağa kalkmakta olan Asım’ı izleyerek:

“Yelkenlerini fazla suya düşürme, benden sana tavsiye!” dedi. Asım, gözlerini kısarak adama bakarken Nadir, döner koltuğunu çevirdi ve sırtını Asım’a çevirdi. Asım, mevzuu anladığı için tebessüm etti ve kapıya doğru adımladı.

Kağan ve Çetin, yorgunluklarından dolayı kendilerini kanepeye atmışlar, sırt üstü uzanmış bir vaziyette ikisi de, gözlerini kapatıp yorgunluklarını atmaya çalışıyorlardı. Çetin’in iniltileri, Kağan’ın homurtularına karışıyor; odanın atmosferi, ikisinin yorgunluklarına göğüs germeye gayret ediyordu.

Bahçelievler…

Bir apartmanın beşinci katında, geniş bir dairenin baya geniş bir odasında; uzun bir boya sahip bir masanın etrafına, yumuşak yüzlü koltuklar bırakılmıştı. Masanın parlak zemini, tepedeki avizenin renkli ampullerinden damlayan ışık huzmelerini göğüslüyor ve parlak yansımalarını etrafa saçıyordu.

KONSEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin