SURİYE/TEL ABYAD...
Çetin'in ensesine inen darbe, onun bilincini yerle bir ederken bir çift siyah bot, sarı bir pantolon paçasının örttüğü ayakkabılar tarafından, baygın bir şekilde kendi silahının yanına düşmüş olan Çetin'in yanında durdu. Kirli sakallı ve uzun boylu bir adam, Çetin'in tepesine dikilmişti. Şaddadîlerin kıyafetleri vardı üstünde, elinde bir telsizle bekliyordu; gözleri, çadırın kapısında beklemekte olan Asım'la yanındakilere kayınca, telsizin düğmesine basıp bekledi. Gelen komutu duyunca:
"Çadırın içine girmek üzereler!" dedi.
"Beklemede kal! Tüneli fark etmeden, onlara baskın yapmalıyız! Destek ekip yakında, biraz daha bekle!"
"Ben beklerim de Seydi, adamlar içeri girmek üzere!"
"Tamam, biraz daha bekle!"
Adam, telsizi indirdi ve tepeden Çetin'e baktı. Çetin, kendinden geçmiş bir şekilde yerdeydi ve arkadaşlarının, onlardan haberi yoktu.
"Haydi evlat, içeri girelim!" diyen Dersim, Asım'ın elini kaldırmasıyla, durup etrafına bakındı. Serdar ve Merdan, silahlarını sımsıkı tutarak kendilerini her şeye hazır tuttular. Asım, katı bir sesle:
"İçimden bir ses, tehlikenin kucağındayız diyor şef!" dedi.
"Çetin beklemede evlat, bir şey olursa uyarır!"
Asım, elini kulağına dayayıp:
"Çetin, durum ne?" diye sordu. Bir ses gelmeyince Asım, gözleri irileşerek Dersim'e baktı. Dersim, etrafına bakınarak:
"Bir şeyler dönüyor!" dedi. Asım, Serdar'la Merdan'a dönerek:
"Beyler, kamufle bir şekilde Çetin'in olduğu tarafa bir göz atın! Haydi, biz de onları oyalamak için mahsus çadıra girelim!" dedi.
"Tamam şef!" diyen Serdar, yanında Merdan'la birlikte çadırın diğer tarafına yöneldi.
"Haydi evlat! Girelim içeri!" diyen Dersim, Asım'ın derin bir nefes alıp vermesiyle gülümsedi.
Çetin'in başında beklediği adam, dürbünle çadırı izliyordu. Asım'ların içeri girdiğini görünce, hızla telsize sarıldı.
"Seydi, adamlar içeri girdi!"
"Ekip geldi, tepenin başındayız, merak etme!"
Adam, tam bir şey söyleyecekti ki Serdar, adamın kafasını tek bir hamleyle çevirip kırdı. Adamın cansız bedeni yere yığılırken Merdan, Çetin'in suratına birkaç tokat atıp onu uyandırmaya çalıştı.
"Alo, kendine gel, Çetin!"
Çetin, kulaklarına çarpan ve sanki uzaktan gelen seslenmelerle bilincine komut verdi. Merdan'ın seslenmeleri, giderek onu kendine getiriyordu. Serdar, adamın elindeki telsizi aldı. Aynı frekansa basıp bekledi. Adamın, 'Seydi' dediği şahıs, kendi kendini ele verdi.
"La bekle, geldik işte! Sen adamları izle, tüneli falan fark etmesinler!"
Serdar, arkadaşlarına dönerek:
"Bizimkiler tehlikede!" dedikten sonra elini kulağına götürüp:
"Ağa, tehlikedesiniz! Çadırın içinde bir tünel var, adamlar bir tünelden bahsettiler!" dedi.
Asım, çadırın içinde etrafa bir göz gezdirdi. İlerde, bir halının kırışık olduğunu fark etti. Kağan'a bakıp:
"Kapıyı ablukaya al, baskın olabilir!" dedi. Kağan, kapının önünde durup dışarıyı gözlemeye başlarken Dersim, Asım'ın bir halıya doğru yürüdüğünü görünce:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONSEY
AventuraTürk'ün 'Devlet-i Ebed Müddet' fikri, evvelde var olduğu gibi ahirde de var ve payidar olacaktır. Bozkurt töresine şekil verenler, Türkiye Cumhuriyeti'ne şimal olmuşlardı. Mustafa Kemal'e Samsun icazeti verenler, Menderes'e yordam göstermiş; Özal il...