SİVAS-MERKEZ
Bir konferans salonu...
Gazetecilerin fotoğraf makinesinden yükselen flaş sesleri ve ışıklar, dört bir yanda kol geziyordu; koskoca salon, insan akınına uğramış, büyük bir kalabalık, salondaki koyu kırmızı koltuklara kurulmuştu. Kimi, kendi aralarında konuşuyor; kimi, sahneye adapte olmuş ve kimi de elindeki tabletlerle uğraşıyordu. Alımlı ve takım elbiseli sarışın bir kadın, bir kürsünün önünde durdu. Kürsünün seyircilere bakan cephesinde; Yahudi silindirini andıran beyaz katmanlı yıldızın ortasında, lacivert halkayla bezenmiş bir logo vardı. Logonun içinde, Center Holdings yazısı duruyordu. Alımlı kadın, bütün bakışların ona yönelmesiyle, duru ve nazenin bir sesle:
"Sayın Öncüler, değerli misafirler ve kıymetli çalışanlar! Türkiye tarihi, çeşitli yatırım ve kalkınma programlarına şahit olmuştur. Tarımdan sanayiye, üretimden hizmete bütün alanlarda yatırımlar olmuş ve kalkınma programları icra edilmiştir. Her biri, dönemin koşulları ve araçları gereğince yararlı olmuştur. Gelinen noktada üretim ve tüketim, belli bir noktada durdu. Zaman, akıl almaz bir şekilde hızlandı. Devir değişti, araçlar değişti ve haliyle, amaçlar da değişti. Şimdi bilgi, bilişim ve iletişim çağındayız. Günümüzün en etkili iletişim aracı, malumunuz internettir. Gerek sosyal gerekse bilgi amaçlı internet, her eve dahil oldu. Yalnız ev mi? İşte, evde ve cepte internet, her an elimizin altında işlev görüyor. Yararları olduğu kadar zararları da mevcut. İnterneti, yararlarıyla ön plana tutacak bir program kuruldu. Belli başlı ülkelerde hayli rağbet edilen bu program, artık Türkiye'de! Ve internet, zarardan çok yarar getiren bir araç haline geldi. Şimdi internetin yararlı olmasını sağlayan ve bu programın muciti olarak bilinen Başöncümüz Sayın Miran Zaros'u, huzurlarınıza davet ediyorum." deyince salondan, büyük bir alkış sesi yükseldi. Miro Zaryas, koyu alkış seslerinin arasında sahneye çıktı ve kürsüye doğru yürüdü. Alımlı kadın, kenara çekilmiş ve onu bekliyordu. Miro Zaryas, kadının elini sıktıktan sonra kürsüye geçti. Alkışlar bir bir dinerken Miro Zaryas, katı bakışlarını salonda gezdiriyordu. Tamamen sessizlik sağlanınca, hafif öksürdü ve:
"Kıymetli yoldaşlarım!" diye söze girdi.
"Kapitalizmin kol gezdiği bu dünya, dinsel materyallerin süslenmesiyle çığır açan bir boyuta getirilmeye çalışılsa da, elzem olan kapitalizmin dinsel materyalleri de muhafaza etmesi gerektiğidir. Çeşitli inkılapların kılıfına sıkıştırılan dinsel materyaller, elbet bağımsız bir kimlikle hür vicdanlara gölge düşüremez. Vacip olan kapitalist kimliklerin çöplere atılması gibi ideolojilerin türemiş olması, bizleri ve bizim gibi düşünen sizleri üzmektedir."
Miro Zaryas, kürsüdeki pet şişenin kapağını açmaya çalışırken meraklı gözler, onu ablukaya almıştı. Şişedeki sudan bir yudum alan Miro Zaryas, şişeyi yerine bırakıp salona dikti bakışlarını.
"Dostlarım! Bir sistem kaleme aldık. Çoğul konuşuyorum. Çünkü ben, sizden biriyim. Ve benmerkezcilik taslayıp hava atacak biri değilim."
Alkışlar, salonda çınlarken fotoğraf makinelerinin flaşları, Miro Zaryas'ı hedef almıştı. Alkışlar dindi.
"Kaleme alınan sistem, yalnız bizi değil; bütün insanları kuşattı ve global bir karaktere büründü. Çok rağbet edilen sistem, kısa sürede gelişti ve şimdi, global bir ağa dönüştü. Sentırın (Center'ın) kolları, dünyayı sarmaladı. Kimi kalem sahipleri, mürekkeplerini bize çamur olarak fırlatıp tekfir ve tahkir propagandalarıyla, güya bitireceklerini sandı. Dinle paranın kimde olacağı bilinmez. Dini bir program çerçevesinde oluşmadık. Din lehinde veyahut aleyhinde bulunmadık. Kalem sahibi süslümanlara sesleniyorum. Yahu sizin kitabınız değil mi, 'Benim dinim bana, sizin dininiz size...' diye buyuran?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONSEY
AdventureTürk'ün 'Devlet-i Ebed Müddet' fikri, evvelde var olduğu gibi ahirde de var ve payidar olacaktır. Bozkurt töresine şekil verenler, Türkiye Cumhuriyeti'ne şimal olmuşlardı. Mustafa Kemal'e Samsun icazeti verenler, Menderes'e yordam göstermiş; Özal il...