(İkinci Bölüm)

266 57 328
                                    

VAN-GEVAŞ...

Gözlerini açan Asım, sırtında derin bir acı hissetti; güneş ışıkları, sıcak bir şekilde camdan içeriye süzülürken o, yattığı çekyatın rahatsızlığını hissederek doğruldu yerinde. Mavi renkli duvara monte edilmiş yeşil çerçeveli saate baktı. Sabahın dokuzuydu. Ayağa kalktı. Diğer iki çekyatta yatan kişilere baktı. Kapıya yöneldi.

Uzun ve hafif dar bir koridora çıktı; mutfak olduğu anlaşılan odadan gelen sesler, omlet kokusuyla birlikte koridora taşıyordu. Asım, usulca ilerledi.

"Kolay gelsin!"

Asım'ın seslenmesiyle uzun boylu, ince bıyıklı, beyaz tenli ve karagözlü genç adam, ona dönüp gülümseyerek:

"Eyvallah Kasım Kardeş, günaydın!" dedi. Asım, içeri girip:

"Bir haftadır buradayız, izin vermiyorsunuz hâlâ! Artık biz de, ev işlerini yapmak istiyoruz!" dedi.

"Halka hizmet, Hak'ka hizmettir Kasım kardeş!"

"Bizi bu sevaptan mahrum mu bırakıyorsunuz Bayhan Abi?"

Bayhan, ince bir tebessümle:

"Galiba öyle oluyor." dedikten sonra:

"Haydi kardeş! Git bir abdest al, Duha namazını kıl! Sonra kahvaltı yapalım." diye ekledi.

"Peki abi!" diyen Asım, tebessüm ederek mutfaktan çıktı. Koridorda; orta boylu, esmer tenli ve iri karagözlü bir adamla karşılaşan Asım, yüzünde mecburi bir tebessümle:

"Günaydın Tankut Abi!" dedi. Tankut, kalın sesiyle:

"Günaydın Kasım kardeş!" diye karşılık verdikten sonra:

"Nasıl, alışabildin mi?" diye sordu.

"Elazığ'dan daha soğuk, abi!"

"Alışırsın, alışırsın!"

Asım, başını sallayıp koridorda ilerlerken Tankut, bir müddet onun arkasından baktıktan sonra mutfağa girdi.

"Nedense ben, bu Kasım'a bir türlü ısınamadım Bayhan!"

Bayhan, Tankut'un bu sözüyle ona döndü; karşılıklı durdular, Bayhan'ın yüzü gerildi ve gergin bir ifadeyle:

"Zamanla alışırsın Tankut! Sen, aşırı septik davrandığın için ısınamıyorsun. Bence insanlara bir şans ver!" dedi.

"Umarım, dediğin gibidir Bayhan!"

Bayhan, kaşlarını çattı.

"Umarım değil, inşallah diyeceksin!"

Tankut, alaylı bir şekilde gülümsedi.

***

VAN/MERKEZ...

Beşyol ismindeki caddenin kalabalık bir sokağında, lüks ve çok güzel bir otelin iki kişilik bir odasındaydılar. Otelin kapısının üstünde, BEŞYOL OTEL  yazılı bir tabela vardı. Özlem ve Emel, üçüncü kattaki bir odada kalıyorlardı.

"İlk bölüm, nerdeyse hazır." diyen Emel, yanında durup bilgisayara eğilerek bakan Özlem'i izledi. Özlem, gözlerini aşırı kısarak yazıyı okumaya çalışıyordu. Emel, gülerek:

KONSEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin