'Her gün dirhem dirhem ölüyorum'

116 28 165
                                    

Dersim, sorgu odası gibi bir yere gelmişti; yarı karanlık bir oda, cılız bir lamba tarafından aydınlatılmaya çalışıyor, genizleri yakan rutubet kokusu, ortalıkta geziniyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dersim, sorgu odası gibi bir yere gelmişti; yarı karanlık bir oda, cılız bir lamba tarafından aydınlatılmaya çalışıyor, genizleri yakan rutubet kokusu, ortalıkta geziniyordu. Çetin, kapıyı kapatıp yanında durunca Dersim, sandalyede, yarı baygın bir halde duran adama, yani Adil'i öldüren zanlıya bakıyordu.

"Adı ne?"

Çetin, odada çınlayan sesiyle:

"Sabro Yakarov." deyince Dersim, gülümsedi.

"Bu mu Kürt?"

Alaylı sesi, zanlının zoruna gitmiş olacak ki, zor bela bir şekilde:

"Değilim." diye tısladı. Bir iki adım atıp karşısında durdu Dersim, eğilip zanlının kanlı suratına baktı.

"Anlattıkların doğru mu?"

"Evet..." diyerek inledi zanlı. Dersim, tekrar ayağa kalktı.

"Güzel!"

Baya geniş bir salonun ortasında, büyük bir masaya, etrafındaki siyah derili sandalyeler eşlik ediyor; karşıki duvara monte edilmiş Led ekranlı plazma, masaya göz kırparken köşedeki bilgisayar, kendisine komut edilen işlemlerle meşguldü. Kağan, bilgisayarı kurcalarken Dersim, Çetin'le birlikte içeri girdi. Kağan, ayağa kalkmaya yeltendi ama Dersim'in:

"Otur evlat, otur!" diyerek işaret etmesiyle, tekrar işine döndü. Çetin, bir sandalyeye kurulan Dersim'in karşısında durdu.

"Devam et!" dedi. Çetin, masadaki kumandayı aldı ve televizyonu açtı. Ekranda; esmer tenli, uzun sakallı, kahverengi gözlü ve başında siyah bir fötr şapka olan biri belirdi.

"Kendisine, Kürtçe BERBATO deniliyor. Adamımız, en son Mardin'de görülmüş. Ondan sonrası meçhul."

Dersim, çenesini sıvazlayıp:

"Fuat Yenisey'in ya da Berbato'nun, bu Sabro'nun bahsettiği adamla ne alakası var?" diye sorunca Çetin, kumandayla görüntüyü değiştirdi. Bu sefer ekranda; tüysüz suratlı, esmer tenli ve kafasında sarı kovboy şapkası olan biri belirdi. Çetin, kumandayı masaya bırakıp devam etti.

"Bay Barbado; deminki Berbato'nun ta kendisi şef! Barbado, İspanyolca 'sakallı' anlamına geliyor. Adamımızın, neden bu ismi seçtiğini tahmin etmişsinizdir? Asala'nın istihbarat birimi Morno'nun saha elemanı, çok iyi kamufle olabiliyor."

"Adamın nerde olduğunu veyahut nerde olabileceğini biliyor muyuz?"

O sırada Kağan, bilgisayarın başından:

"Sabro'nun verdiği konum bilgileri, sistem tarafından taratılıyor şef!" diyerek lafa karıştı. Dersim, ayağa kalkıp:

"Ben merkeze geçiyorum çocuklar! Paketi, malum yere iade edersiniz!" dedi.

"Tamamdır şef!" diyen Çetin, Dersim'in kapıya yönelmesiyle, televizyonu kapatıp Kağan'a doğru yürüdü.

Dersim, aracına bindi. Kontağı çalıştırıp hareket ederken, telefona gelen mesajın sesiyle durdu. Ceketinin iç cebinden telefonu çıkardı. Ekrana bakınca irkildi. Derin bir iç çekip:

KONSEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin