KONSEY

"Ülkenin Sulh ve Selameti İçin..."

Bazen vatan aşkı, her şeyin önüne geçer... İnsanın gözünü bile karartır bu aşk, evlat sevgisinin önüne bile geçer. Elhasıl vatan aşkı bu, başka bir şeye benzemez.

✅✅✅

İSTANBUL

Sarıyer’de eski bir apartmanın giriş katında, sağ taraftaki kahverengi kapılı dairenin önünde, endişeli bir şekilde duran Hatem, kapının önündeki paspasın ters çevrildiğini görünce işkillendi. Elini belindeki silahına attı hemen; usulca sıyırdı silahı, mermiyi namluya sürmek için mekanizmayı yavaşça çekti ve duvara yaslandı.

Salonun ortasında, bir sandalyeye oturtulmuştu. Elleri ve ayakları bağlanmış, ağzı bantlanmıştı. Kıvırcık saçlı, kumral tenli ve takriben otuzlu yaşlarda ama yaşından küçük gösteren bu adamın başında, üç iri yarı adam duruyordu. Takım elbiseli adamların ellerindeki silahların namluları, sandalyedeki bağlı adama doğrultulmuştu. Adam, korku dolu gözlerle silahlı şahıslara bakıyor ve korkudan titriyordu. Salonun bir köşesinde, bir masanın üstünde yan yana iki bilgisayar duruyordu. Bilgisayarların ekranlarında, aritmetik şekiller ve çizimler yer alıyordu. Adamlardan biri, sinirli bir sesle:

“Asım Çavdarlı nerde?” diye sordu. Adam, başını salladı.

Hatem, içerden gelen sesle irkildi. Kısık bir sesle:

“Lan! Cavit’i almışlar lan!” diye fısıldadı. Hiç düşünmeden kapının ziline bastı.

Adamlar panikledi. İçlerinden biri:

“Delikten bak!” dedi. Diğeri, yavaşça kapıya yöneldi. Kapının arkasında durdu. Deliğe eğildi.

Hatem, silahın namlusunu tam da deliğin üstüne koymuştu. Ayak seslerinin durmasıyla, beklediği anın geldiğini anlayıp tetiğe bastı. Silahta susturucu olduğu için ses duyulmadı ama adamın gözünden girip ensesinden fırlayan mermi, içerde bir panik havası yarattı. Diğer ikisinin eli ayağı birbirine dolaştı. Kapıya tekmeyi sallayan Hatem, içeri dalıp ateş etti. İsabet ettiremese de mevzi tuttu ve adamlarla tanışma fırsatı buldu.

“Kimsiniz lan siz?”

Adamlar, bu soruya silahlarla cevap verdiler. İkisi, adeta Hatem’e göz açtırmıyordu. Hatem, iyice duvara yapışıp ateş etmeye çalıştı. Adamlardan biri, Hatem’in görünen bacağına ateş ettiyse de, isabet ettiremedi ve Hatem, yuvarlaranıp karşı duvara geçti, geçerken de ateş ederek adamlardan birini göğsünden vurdu. Diğeri, daha da bir panikledi ve Cavit’i, yani bağlı adamın arkasına geçip silahı kafasına dayadı.

“Eğer teslim olmazsan, bu adamın kafasına sıkarım!”

Hatem, hemen duruldu. Mütereddit bir edayla: