🎗83. Bölüm🎗
🌎🌎🌎
"Bu bölüm, 6-7 Ekim olaylarında, kurban bayramında sadece kurban eti dağıttıkları için PKK tarafından şehit edilen 17 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaşlarına ithaf edilmiştir..."
🌎🌎🌎
DİYARBAKIR
“Biji serok! (Yaşasın önder!)”
“Biji azadi! (Yaşasın özgürlük!)”
Sloganlar, İstasyon Meydanı’nı ablukaya almıştı; bir cadde dolusu kalabalık, Ofis tarafından tam da meydana doğru ilerlerken bağırmaları, sloganları ve gür sesleri, ortamı çınlatıp durmaktaydı. Sadullah Alanuç, Parti Eşbaşkanı Sebahattin Taşdemir ve Kandil başkanı Fuat Reşmâr posterleri, özgürlük, demokrasi ve adalet temalı yazılarla bezeniş pankartlar, kalabalığın arasında boy gösterirken güneşli hava, bu bayram sabahını kutlarcasına parıldıyordu. 6 Ekim Salı günü, bayramın ilk gününde ayaklanan kalabalık, dertlerini duyurmak ve tabir caizse birilerinin ekmeğine yağ sürmek için sokaklara dökülmüştü. Zafer işaretleri eşliğinde ilerleyen kalabalık, yönünü değiştirip surlara doğru ilerlemeye başladı.
Sümer Park’ta, bayram namazından sonra toplanan cemaat, toplu bayramlaşma töreninde bir araya gelmişti; tek sıra halinde, ilahiler ve ezgiler arasında tokalaşıp selamlaşırken duyulan kalabalık sesleri, slogan sesleri ve kargaşa sesleri, milletin manevi huzurunu bölmüşe benziyordu. Sertaç da bayramlaşan insanların arasındaydı. Kesilen kurbanların kanları da parke taşlarını süslerken Sertaç, yanındaki bir adama döndü.
“Ne sesleri bunlar?”
“Ortalık karıştı kekom! Örgütün iki önemli elemanı kaldırılmış diyorlar. Bunlar da ona tepki olsun diye sokağa döküldüler.”
Sertaç, hafifçe başını salladı; mevzuu anlamıştı, örgüt yine rahat durmamış, yer edinen huzuru ve refahı bozmak için harekete geçmişti. Bu bayram sabahını bulmaları, fikirlerini alenen belli ediyordu.
“Biji azadiya velat! (Yaşasın memleketin özgürlüğü!)”
Sloganlar, giderek yakınlaşıyordu. Sertaç, yanında iki kişiyle çıkış kapısına doğru yürürken biri, Sertaç’ın kolundan tutup onu durdurdu.
“Durun kekom, durun! Dinlemezler sizi! Bunların niyeti başka!”
“Niyetleri ne olursa olsun, konuşmakta yarar var.”
Sertaç, lafını dedikten sonra yanındakilerle beraber kapıya yanaştı. Kalabalık, nerdeyse parka doğru geliyorlardı. Sertaç, etrafına bakındı. Polis falan görünmüyordu. Belli ki birileri, bunlara yol vermişti. Kaldırıma çıkan Sertaç, gelen kalabalığa gözlerini dikti. Sadullah Alanuç posterini görünce, midesi boğazından fırlayacakmış gibi oldu. Tiksindi. Tiksinen gözlerle kalabalığa bakarken, kalabalığın içinden biri, onlardan sıyrılıp en öne geçmeye çalıştı. Birden bir sessizlik peyda oldu. Sertaç, ellerini kaldırıp onların dikkatini çekti.
“Kardeşlerim! Hemşerilerim! Birlikte bu şehirde barındığımız insanlarımız! Ne oluyor, alıp veremediğiniz ne?”
En öne sıyrılan ve yaşı epey genç olan adam, fitne yumağı haline gelmiş gözlerini Sertaç’a dikerek bağırdı.
“Özgürlük! Adalet! Barış! Kardeşlik! Biz bunları istiyoruz!”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONSEY
PertualanganTürk'ün 'Devlet-i Ebed Müddet' fikri, evvelde var olduğu gibi ahirde de var ve payidar olacaktır. Bozkurt töresine şekil verenler, Türkiye Cumhuriyeti'ne şimal olmuşlardı. Mustafa Kemal'e Samsun icazeti verenler, Menderes'e yordam göstermiş; Özal il...