İSTANBUL
Taksim TİM Karargâhı…
Asım, bu sessizliği bozmak istedi. Hatem’in bakışlarını umursamadan onlara doğru yürüdü ve Nadir’in katı bakışlarına bakarak:
“Misafirleriniz gitsin, konuşalım efendim!” dedi. Nadir, usulca başını sallayarak:
“Anlaşıldı Asım, tamam!” dedi. Hatem, Lahza’nın kolunu dürtüp ayağa kalktı. Lahza da ayağa kalkıp arkadaşına bakarken Hatem, babasına kilitlediği bakışlarını Asım’a çevirdi ve imalı bir şekilde:
“Misafirliğin ömrü kısadır Nadir Bey, biz gidelim!” dedi. Nadir, sert bir sesle:
“Tamam! Ama bu konuyu konuşacağız!” dedi. Hatem, yalancı bir tebessümle babasına baktıktan sonra Lahza’yla birlikte kapıya doğru ilerledi. Asım, yanından geçen Hatem’in gözlerinin içine bakarak:
“Güle güle küçük hanım!” dedi. Hatem, dudak büküp yoluna devam etti. Lahza, müstehzi bakışlarını önüne dikerek Hatem’e ayak uydurmaya çalışıyordu. Kapıdan çıktıklarında Asım, gelip Nadir’in önünde durmuştu.
“Sorun mu var?”
Nadir, derin bir nefes alıp Asım’a anlatıp anlatmamak arasında kalırken Asım, kendini koltuğa bırakıp ayakta durmakta olan Nadir’in bir cevap vermesini bekleyen gözlerle adama bakıyordu. Nadir, sonradan toparlanıp anlatmaya karar verdi. Kendi koltuğuna geçerken:
“Binbaşı Sermet Altın isminde eski bir askerle temasa geçtim! Bu askerde, Rusların elinden alınmış bir belge var. Hatırlarsan, onun peşine düşmüştünüz!” dedi.
“Evet, Tankut’u ele geçirdim derken ben ele düşmüştüm!” diyen Asım, gülümsedi.
“Her neyse!” diyen Nadir, sırtını koltuğa iyice yaslayıp:
“İşte o Binbaşı üzerinden Yarbay Karaca’ya ulaşmaya çalıştım! Buldum, kendisiyle müşerref de oldum! Hatem, yanında bu kızla beni takip ediyormuş meğerse! Yakalandılar ve işimi alt üst ettiler. Yarbay denilen şahıs, onları koz kullandı. Mecburen onları alıp oradan gelmek zorunda kaldım işte!” dedi.
“Binbaşı da, o Yarbay’a ganimet kaldı yani?”
“Öyle oldu!”
“Peki…” deyip söze giren Asım, yerinde doğrulup:
“Hatem’lerin orada ne işi vardı?” diye sordu. Derin bir nefes alan Nadir, sıkılgan bir ifadeyle:
“Bilmiyorum evlat, ben de onu merak ediyorum işte!” dedi.
“İlginç! Kızınızın çok tuhaf hareketleri var efendim! Hiç hayra alamet değil!”
“Biliyorum! Bu yüzden aramıza dahil olmasını istemiyordum! Ama sen, ne yapıp ettin onu aldın ve meclisimize dahil ettin! Şimdi de kahrını çekiyoruz!”
“Kızınızın kime hizmet ettiğini öğrenmemiz lazım!”
“Öyle bir inatçı ki, ağzından kerpetenle dahi laf alamazsın!”
“Ama diş alabiliriz!”
Nadir, gözlerini kısarak:
“Anlamadım?” diye sordu. Asım, ellerini birleştirip:
“Bakın Nadir Bey! Kızınız, birilerine hizmet ediyor. Siz de bunun farkındasınız! Onları açığa çıkarmak gerekiyor!” dedi.
“Ama nasıl?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONSEY
Phiêu lưuTürk'ün 'Devlet-i Ebed Müddet' fikri, evvelde var olduğu gibi ahirde de var ve payidar olacaktır. Bozkurt töresine şekil verenler, Türkiye Cumhuriyeti'ne şimal olmuşlardı. Mustafa Kemal'e Samsun icazeti verenler, Menderes'e yordam göstermiş; Özal il...