Bölüm Şarkısı: "Ebru Gündeş - Her şey seni hatırlatıyor"
***
"Eğer o tetiğe basarsan..." diye lafa girdi Devrim, Adem'in sabrı tükenmek üzereydi; parmağı tetiğe doğru kayarken öfkeyle burnundan soluyordu, gözlerinden adeta lavlar fışkırıyor ve Devrim'i çepeçevre kuşatıyordu. Eraser de bir Devrim'e bakıyor bir de Adem'e bakıp her an ateş edebilecekmiş gibi bekliyordu.
"Ben basarım da Devrim Bey, sen mermiden kurtulabilecek misin, onu düşün!" diyen Adem, dişlerini sıkarak:
"Bu görev de neyin nesi böyle?" diye sordu.
"Hiçbir görevi sorgulamayacağına ve kayıtsız şartsız yerine getireceğine söz vermiştin Adem Bafralı! Sözünden caydın mı?"
"Asla caymadım, caymam da! Ama verilen görevin mahiyeti, beni bu görevi reddetmeye zorluyor. Bakın Devrim Bey! Hatem Yıldız görevi, asla yerine getirilmeyecek!"
"Sana karşı anlayışlı olacağım Adem! Peki, sen bu görevi yapma! Eraser yapsın!" diyen Devrim, aniden tetiğe basan Adem'in silahından fırlayan merminin yarattığı sesle irkildi. Ama Adem silahı havaya doğrultup ateş etmişti ve Eraser de sakin bir şekilde kendini son anda frenlemişti.
"Seni de Eraser'i de şuraya gömerim, yaparım bunu! Gerçekten yaparım! Derdin ne senin Devrim Bey?"
Gülümsedi Devrim.
"Hatem Yıldız, son anda itikadını ve yolunu değiştirmiş biri! Saf değiştiren biri için bana silah doğrultman, gerçekten de beni üzdü!"
Kaşlarını çattı Adem, Devrim'in dediklerinden bir şey anlamamıştı. Ne demek istiyor diye düşünürken Eraser devreye girdi.
"Hatem, Ekrem'le görüşüyor."
İrkildi Adem, tokat yemiş gibi yerinden sıçrarken elindeki silahın namlusu yere dönmüştü. Gözlerini Eraser'e dikerek:
"Bu saçmalık da neyin nesi böyle?" diye tısladı.
"Saçmalık değil!" diyen Devrim, ona bakan Adem'in öfkeye bulanmış ifadesine bakarak:
"Ekrem, Hatem'in teyzesinin oğlu çıktı! Bu akrabalık bağı, Hatem'in Ekrem'e abi deme mecburiyeti doğurdu. Eğer Ekrem Abi, akrabalık bağının dışında bir abi olacaksa, muhtemelen Türkiye Abisi olur. Bu da Hatem'in istikametini haliyle belirleyen en büyük etken!" deyince Adem, derin bir nefes alarak silahını indirdi. Eraser de indirmişti.
"Bunu nasıl düşünürsünüz? Sizce bu vaki mi? Hatem, Ekol'ün ve Ekrem'in nasıl olduğunu hepimizden çok iyi biliyor. Zamanında gazeteciyi ona öldürten Sarper Tuğut ve ekibinin de Ekol'den olduğunun farkında olan biri o! Eğer Hatem, Ekrem'le görüşüyor ve ona abi diyorsa, ya bildiği bir şey var yahut sadece akrabalık bağlarına istinaden görüşüyor. Şunu da unutma Devrim Bey! Hatem dediğin kadın, sıradan basit bir kadın değil! Ekrem'le görüştüğünü bildiğinizi biliyordur muhakkak!"
"Evet, doğru söyledin Adem Bafralı, biliyorum!" diye duyulan ses, ortama bomba düşmüş gibi bir etki yarattı. Kimse bunu beklemiyordu. Ama sanki Adem biliyormuş gibi dudakları yana kıvrıldı. Onların çaprazlarındaki kocaman bir kayanın arkasından çıkan Hatem, elleri yandan ceplerinde ve yüzünde katı bir ifadeyle onlara doğru gelirken Eraser, tedbir için silahını sıyırmış ve namluyu gelen kadına doğrultmuştu. Hatem'in elinde silah yoktu. Üstünde deri bir mont, altında siyah bir keten pantolon ve saçları omzunda raks ederken onlara doğru yürüyordu. Devrim, sorgulayan gözlerle Adem'e dönüp baktı. Adem, benim haberim yok dercesine omzunu silkince Hatem, onlara yakın bir yerde durduğunda:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONSEY
AdventureTürk'ün 'Devlet-i Ebed Müddet' fikri, evvelde var olduğu gibi ahirde de var ve payidar olacaktır. Bozkurt töresine şekil verenler, Türkiye Cumhuriyeti'ne şimal olmuşlardı. Mustafa Kemal'e Samsun icazeti verenler, Menderes'e yordam göstermiş; Özal il...