TİK TAK TİK TAK

58 15 10
                                    

🎗BÖLÜM 91🎗

🌎🌎🌎

Adalar'a inen koyu karanlık, suların mavi suratına da karaya çalmıştı; ay, gökte parlaması gerekirken kuytuya çekilmiş, zifiri bir karanlığı dünyaya hibe etmişti. Rüzgâr, ıslık çalarcasına etrafta kol gezinirken bulutlar, sık bir görüntüyle yıldızların önüne geçmişti ve belli ki sonbahar, artık elini masaya vurmuş, hükmünü vermiş ve kışın müjdesini verircesine zuhur etmişti.

Hatem'in tutulduğu odaya giren Yarbay, elleriyle alkış tutarak, nispet ederek ve cakasını satarak ona doğru yürüdü. Hatem, duymak istemiyordu babasının öldüğünü, kabullenemezdi böyle bir şeyi ve asla kaldıramazdı. Gözlerini adama dikerek bekledi, onun sallanışını ve sevinçte oynamasını izlemek zorunda kaldı. En sonunda Yarbay, sakinleşmiş bir şekilde yerinde sabit durarak o kötü haberi verdi.

"Başın sağ olsun Hatem Yıldız! Baban öldü!"

Hıçkırdı Hatem, yutkundu ve yutkunmayla geçer sandı acısı, geçmedi, boğazında düğümlendi ve yumruk edasıyla sinesinde yer etti. Zor bela çıktı sesi.

"Yalan söylüyorsun! Asım bunu yapmaz, bana bu kötülüğü yapmaz!"

"Yaptı maalesef, babanı vurdu, eğildi ve kontrol etti! Ölmüştü! Af dilendi. Yarın da babanın cenazesi var. Ben de teşrif edeceğim!"

Avaz çıktığı kadar feryat eden Hatem; boğazı yırtılırcasına, soluğu kesilircesine ve nefesi tükenircesine ah vah ederken Yarbay, ona doğru bir adım atıp sanki müjde verir gibi gülümsedi.

"Sen de geleceksin Hatem! Babanı uğurlayacak ve cenazede, Dersim Bey'e teselli ikramiyesi vereceksin!"

Güldü sonra kahkaha attı ve elleriyle alkış tutarak kapıya yöneldi. Hatem ağlıyor, gözyaşlarına gömülmüş bir şekilde babasının yasını tutuyordu.

Asım'ın tutulduğu odaya gelen Yarbay, sevincinden kuduracakmış gibi geldi ve Asım'ın yanında durdu. Onun gözlerinin içine bakarak kahkahasını savurdu.

"Seni tebrik ederim! Hatem'e olan sevgin, gerçekten de takdire şayan! Sen gelmeden..."

Plazmayı işaret etti. Görüntü değişti ve Hatem'e yapılan panzehir enjektesi görüntüleri yansıdı. Yarbay, lafına devam etti.

"...panzehiri verdim."

"Sana nasıl inanayım? Belki de onu öldürmek için, başka bir enjekte verdin!"

"Kadını neden öldüreyim be? O benim silahım!"

Asım, derin bir nefes aldı.

"Şimdi ne olacak? Benimle bir işin kalmadı. Kafama sık!"

"Yok, öyle kolay değil! Bu planın ikinci devresi var daha! Nadir'in cenazesine gideceğim! Yanımda Hatem de olacak! O, Dersim Özer'i öldürürken sen de, damatlığını giymiş bir şekilde Ankara'ya gideceksin!"

Gözlerini kıstı Asım ve ona iyice adapte oldu. Yarbay, gülümseyerek lafına devam etti.

"Meclise girecek ve Başbakan'ı, meclis kürsüsündeyken bombayı patlatacaksın!"

Birden güldü Asım, Yarbay garipsedi ve anlamaya çalıştı. Asım, kahkahaya dönüşen gülüşünü bitirip ciddiyete büründü.

"Mal mısın sen? Beni meclise alırlar mı? Öyle kolay mı yani?"

KONSEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin