🎗90. Bölüm🎗
🌎🌎🌎
Usulca gözlerini araladı Asım; kendini her şeye hazır etti, görecekleri belki de onu yerle bir edecekti ama o, ne olursa olsun Hatem’i ya da onun vurulmuş halini görmek istiyordu. Gözlerini tam açana kadar Yarbay’ın kahkahaları sürüyordu, gözleri açılınca da kahkahaları dindi ve Asım, Hatem’in olduğu tarafa doğru dönüp baktı. Derin bir nefes alıp rahatlayan Asım, Hatem’in sağ olduğunu ve sadece bacaklarından vurulduğunu görünce şükretti. Ama bacaklarından kanlar akıyordu. Acıyla inleyen Hatem de gözlerini yummuştu. Belli ki çok korkmuş ve kulakları dibinde patlayan silahtan dolayı gözlerini yummuştu. Asım, öfkeyle Yarbay’a dikti gözlerini ve dişlerini sıkarak tısladı.
“Bunu yaptığına, pişman dahi olamayacaksın Yarbay! Bütün işimi gücümü bırakıp sadece sana yoğunlaşacağım! Kafana sıkmak için, gerekirse her türlü yola başvuracağım Yarbay! Artık benim radarımdasın! Asım Çavdarlı kimmiş, sen de öğreneceksin!”
Her ne kadar kendine güvense de Yarbay, ister istemez Asım’ın dedikleriyle bir ürpermişti. Bedeninde hissettiği ürpermeyi başından def etmek için, alay etmeye ve dalga geçmeye çalıştı.
“Tabi Asım Çavdarlı tabi! Şayet o güne kadar sen, hayatta olursan… Dediğimizi yapacaksın! Gidip Nadir denilen adamı vuracaksın! Aksi takdirde Hatem, on iki saat içerisinde ölmüş olacak!”
Asım, onun ne demek istediğini anlayamamıştı. Juliana, üzerindeki elbisenin yaka cebinden bir şırınga çıkardı. Yarbay, uzatılan şırıngayı alıp Asım’a doğru yürüdü. Gelip karşısında durduğunda Asım, gözlerini kısarak ona yoğunlaştı. Hatem’in acıyla inlemesine dönüp bakan Yarbay, tekrar bakışlarını Asım’a çevirip izahatta bulundu.
“Bu şırıngada, çok etkili bir zehir var. Panzehiri de mevcut! Bunu, Hatem’e enjekte edeceğiz ve seni, görevini yapman için salıvereceğiz! Her an izleyeceğiz seni, her adımda ensende olacağız ve görevinde başarısız olduğunu görürsek, Hatem’i infaz edeceğiz! On iki saat mühletin var. Eğer on iki saat dolarsa, Hatem ölmüş olacak! Sen de vicdan azabıyla yanıp tutuşacaksın.”
Asım, derin bir nefes alıp yutkundu.
“Sana nasıl güvenebilirim?”
Yarbay, Hannah meselesine gönderme yaparak sırıttı.
“Benim sana güvendiğim gibi… Bak, şimdi de sana güveniyorum! Görevini yap, sevdiğin kadını kurtar!”
Asım, bir gözü Hatem’de Yarbay’a cevap verdi.
“Öldürtmek istediğin kişi, sevdiğim kadının babası lan! Bunu benden nasıl istersin?”
Yarbay sırıttı.
“İşin aksiyon kısmı da burada ya! Nadir’i öldürdükten sonra Hatem, zaten kendi gider Dersim Özer denilen adamı vurmaya! Al sana İngiliz oyunu!”
Yarbay, bunu diyerek Juliana’ya bakmıştı. Juliana, sırtını duvara yaslayıp Asım’ın yüz hatlarını incelerken Hatem, Asım’ın ne cevap vereceğini merak ederek ona bakıyordu. Bacağındaki acı, ruhunu kırbaç darbelerine meze ederken aklı, Asım’ın vereceği karara ve babasının akıbetine odaklanmıştı. Yarbay, şırınganın koruma başlığını çıkarıp atarken Asım, irkilerek gözlerini ona dikti. Bir yandan da seslendi.
“Dur yapma, hayır dur!”
Yarbay onu dinlemedi, yürüdü, adımladı Hatem’e doğru ve karşısında durdu; bir adamı da yardıma gelmişti, Hatem’in kazağının kol kısmını yukarı çekerken Asım, öfkeyle ve sinirle bağırıyordu. Hatem, her ne kadar çırpınıp dursa da adam, onu sımsıkı kavramış ve sabit tutmuştu. Şırıngayı ete batıran ve koyu yeşil sıvıyı ete boşaltmaya başlayan Yarbay, keyifle sırıtan gözlerini Hatem’e çevirdiğinde Hatem, vücuduna yayılan sıvının yaratmış olduğu ürpermeyle başını havaya doğru kaldırdı. Asım bağırıyor, Hatem inliyor ve Yarbay, bir psikopat gibi bu işten zevk almaya başlıyordu. Juliana, elleri önünde bağlı bir şekilde beklerken Asım, birden irkildi. Süre başlamıştı, mecburen dediklerini yapacaktı ve etrafına bakınıp durdu. O sırada Yarbay, ona doğru geliyordu. Bağırdı Asım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONSEY
AdventureTürk'ün 'Devlet-i Ebed Müddet' fikri, evvelde var olduğu gibi ahirde de var ve payidar olacaktır. Bozkurt töresine şekil verenler, Türkiye Cumhuriyeti'ne şimal olmuşlardı. Mustafa Kemal'e Samsun icazeti verenler, Menderes'e yordam göstermiş; Özal il...