Wu Ruo tekrar sordu ama annesi hala bir şey söylemeyi reddetti. Belki de annesi kimseye söylememek için yemin etmişti, öyleyse yeminin ihlali ciddi sonuçlara yol açabilirdi! Bu nedenle, herhangi bir uygunsuz sonuç olmasın diye merak etmeyi bıraktı.
Bunun yerine, babasının yanına oturdu. Annesi biraz yemek hazırlamaya mutfağa gittiğinde, Wu Qianqing'i bir köşeye çekti. Wu Xi ve Eggie'nin kendi başlarına öğrenmesine izin verdi.
"Baba, annenin manevi gücünün mühürlendiğini biliyor musun?"
Bir saniye önce yüzünde bir gülümseme olan Wu Qianqing, ciddi bir yüz ifadesi takındı, "Bunu neden birdenbire gündeme getiriyorsun?"
Wu Ruo sadece gelişigüzel soruyormuş gibi yaptı, "Annem bana kendisi söyledi ama nasıl açacağımı söylemeyi reddetti."
Wu Qianqing kaşlarını çattı, "Neden mührü açalım? Bu şekilde iyi değil mi?"
Wu Ruo bir şey söyleyecekken, dışarıdan bir gümbürtü sesi geldi.
Wu Qianqing içini çekti, "Dört avlu yine kavga ediyor."
Wu ailesi taşındığından beri, işler düzelmezse her zaman büyük kavgalar çıkaracak ve Gaoling kasabasındaki sivillerin acı çekmesine neden olacaklardı. Hiçbir zaman eskisi gibi huzurlu ve sakin bir hayata kavuşamayacaklardı. Artık kasabanın asayişinden kimse sorumlu değildi. Kimse Wu Bufang'ı dinlemediğinden, işlerin böyle olması kaçınılmazdı.
Wu Ruo, gözlerindeki gaddarlığı gizlemek için aşağı baktı, "Baba, zaten taşındığımıza göre, artık onların işine burnunu sokmamalıyız,"
Babasının gördüğü, sorunun yüzeyiydi, dört avlu her gün birbirleriyle savaşıyordu. Ama bilmediği şey, her avlunun içindeki iç çatışmalardı. Ruo, Hei Gan'ı dört avluyu taciz etmesi için gönderdiğinden, her avlu aynı evde yaşamaya karar vermişti. Her biri komşu evleri de birbirlerine güvenebilsinler diye satın aldı. Ama soru burada başladı.
Aynı evde yaşama konusundaki asıl niyetleri, birbirlerine bakabilmeleriydi. Ama gerçek şu ki, hiç öyle olmadı. Örneğin Güney Avluyu ele alalım. Onlar taşındıktan sonra, Wu Xuanran ailenin en büyüğüydü ve elbette tüm avlulardan sorumlu adam o olmalıydı. Yazık ki işler her yönüyle vasattı.
Görünüşte tüm çocukları onu dinledi, ama aslında herkes sözlerini siktir etti. En sonunda sorun çıkararak kardeşler sorumlu güçlü kişi olmak için savaştı. Geleneksel olarak konuşursak, en büyük erkek kardeş olarak Wu Qianqing görevi üstlenmeli, Wu Qianbin ise her yönden abisinden daha yetenekli olduğu için en nitelikli kişi olmalıydı. Ve Güney Avlu'nun yeniden kudretli olmasına öncülük edebilecek kişi oydu. Kardeşleri, elbette, aynı fikirde değildi. Aynen böyle, kardeşler arasında anlaşmazlık çıktı.
Babaları Wu Xuanran da zor günler geçirdi. Onlar taşındıktan sonra hiçbir çocuğu onu dinlemedi. Sözlerinin hiçbir gücü yoktu. Daha da kötüsü, Güney Avlu'da o kadar çok kadın vardı ki, bir araya geldiklerinde büyük bir sorun oluyordu. Birbirleri hakkında dedikodu yaptılar ve söylentileri etrafa yaydılar. Gün geçtikçe birbirlerine kin besliyorlar ve her gün kavga ediyorlardı. Ama dışarı çıkmaya cesaretleri yoktu çünkü orada öldürüleceklerinden korktular. Böylece günlerce kavga ederek, birbirlerini inciterek, geçimlerini sağlamak için dışarı çıkmayı imkansız hale getirdiler.
İşler böyle devam ederse eninde sonunda birileri ölecekti.
Wu Ruo, Wu Qianqing'in kalbinin ve fikrinin malikaneden uçup gittiğini görünce, Eggie'yi Hei Malikanesi'ne geri götürdü.
Salon henüz yapım aşamasındaydı. Bu nedenle, doğrudan kendi odasına geri döndü.
Hei Xuanyi ve Hei Xuantang odada oturuyorlardı, ikisi de ciddi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Comeback of the Abandoned Wife [BL Novel]
FantasyTAMAMLANDI ✓ Kaybeden Eşin Geri Dönüşü Tür:Antik Çin, Fantastik,Romantik, İntikam, Akıl Oyunları, Gizem, Komedi Bölüm Sayısı:372 Wu Ruo öldükten sonra, en işe yaramaz ve en şişman olduğu, en nefret ettiği o karanlık günlerde yeniden doğdu. Ve yeni h...