Comeback of the Abandoned Wife [BL Novel]

70- Senin İçin Yapmamı İster Misin

Müstehcen İçerik Uyarısı

Loş mum ışığının aydınlattığı kırmızı perdeye bakan Wu Ruo, gözlerini kırpıştırdı. Şimdi gerçeğe geri mi dönmüştü? Az önce gördüğünün sadece bir rüya olduğu anlamına mı geliyordu? Ama çok gerçekçi hissettiriyordu. Sanki gerçekten yaşanmıştı. Ama garip olan, Hei Xuantang'la sadece dün karşılaşması ve şimdiden bu adamı rüyasında görmesiydi.

Kendini biraz gülünç bularak nefes aldı. Bu sadece bir rüyaydı. Neden bu kadar düşünmeye zahmet ediyordu?

Doğru.

Yatağa nasıl girip uykuya dalmıştı?

Neden hiç birşey hatırlayamıyordu?

Ah!

Boynundaki bu ağrı da neyin nesiydi!  Boynundan vurulmuş gibi hissediyordu.

Wu Ruo hafızasını yokladı ama Hei Xuanyi'den ona su getirmesini istediğinden başka bir şey hatırlayamadı.

Döndü ve Hei Xuanyi'nin hala uyuduğunu gördü. Siyah uzun saçları yatağa dağılmıştı. İki ince dudağı nazikçe büzülmüş, iki eli de karnının üzerine yerleştirilmişti. Nefesi sakindi. Ama yine de her an uyanabilecek bir aslan gibi yaklaşması çok zor görünüyordu. Sırf uykuda diye küçümseyici gücü biraz bile zayıflamamıştı.

Vücudunu nazikçe Hei Xuanyi'ye doğru hareket ettirdi ve karnının üzerinde yuvarlandı. Sonra onun pullu yüzüne baktı.

Az evvel rüyasında onu gerçek yüzüyle görmüştü. Ama rüyasındayken utangaç ve mahcup görünüyordu. Şimdiki kadar da soğuk değildi.

Hei Xuanyi'nin rüyasında olduğu gibi, bu hayatında da ölümü için üzülüp üzülmeyeceğini merak etti.

O an için derin uykuda olduğunu düşündüğü adam gözlerini açtı. Parlayan gözleri hiç de yeni uyanmış gibi görünmüyordu.

Wu Ruo irkildi ve bir sonraki saniye adam tarafından çekildi.

Kaçmaya çalıştı ama Hei Xuanyi onu sıkıca kollarında tuttu. Bu yüzden mücadele etmekten vazgeçti ve kulağını itaatkar bir şekilde adamın göğsüne dayadı. Güçlü kalp atışlarını dinledi.

Wu Ruo biraz tereddüt etti ve sonra kollarını yavaşça Hei Xuanyi'nin beline doladı. Kıyafetlerin içinden bile, erkeksi ve kaslı vücudu net bir şekilde hissedilebiliyordu.

Bu ona önceki yaşamlarında seviştikleri anı hatırlattı. Tamamen çıplaktı. Güçlü göğsünü, seksi belini, güçlü kollarını ve güçlü kalçalarını hissedebiliyordu ve...

"Neden kalbin böyle hızlı atıyor?"

Vücutları birbirine yapışık olduğu için, Hei Xuanyi elbette Wu Ruo'nun kalp atışlarını açıkça hissedebiliyordu. Seksi ve boğuk sesi sadece Wu Ruo'yu çılgınca düşünmeye zorlamıyordu. Aynı zamanda Hei Xuanyi'nin ağır ve nefes nefese bir şekilde içine girdiğinde çıkardıkları sesi hatırlatıyordu. Şimdi hafızası yüzünden daha da ateşli hissediyordu.

"Hiçbir şey. Bir şey yok."

Wu Ruo yüzünü Hei Xuanyi'nin göğsüne gömdü. Gözlerine bakamayacak kadar utandığını hissetti.

Hei Xuanyi onun hiç de iyi olduğunu düşünmüyordu. Ayağa kalkıp kontrol etmek üzereyken, uyluğunda bir sertlik hissetti.

Biraz şaşırdı ama çok geçmeden neler olduğunu anladı. Gözlerinde şeytani bir gülümseme belirdi.

Wu Ruo çok utandığını hissetti. Kollarını Hei Xuanyi'nin beline dolayarak oldukça tahrik olmuştu. En kötüsü, Hei Xuanyi'nin üzerindeki güzel kokunun onu daha da sertleştirmesiydi.