Comeback of the Abandoned Wife [BL Novel]

94- Sahte Deri Düşüyor

Kahvaltıdan sonra Wu Qianqing, Wu Ruo'dan Wu Zhu'yu bulma konusunu tartışmak istedi.

Wu Ruo, Wu Qianqing'e elde ettiği bilgileri anlattı. Ki böylece babası kör bir adam gibi Wu Zhu'nun işlerini sormak için imparatorluk başkentine gitmesin!

Wu Qianqing, Wu Zhu'nun meselesinin Wu ailesiyle ilgili olduğunu öğrendiğinde, bunun üstesinden gelmenin kolay olmadığını biliyordu. Bu yüzden sadece sakinleşebilir ve Hei Xuanyi'nin konuyu araştırması için birini göndermesini bekleyebilirdi.

Wu Ruo güvence verdi: "Baba, endişelenme, kesinlikle en büyük kardeşimi bulacağım."

Yeni bir hayat yaşıyordu ve eski hayatındaki aynı hataların tekrarlamasına izin vermemeliydi: "Baba, lütfen mutlu ol, yoksa annem ve Xi, abimin ortadan kaybolmasını öğrenecektir."

Wu Qianqing başını salladı: "Dün gece annene ve Xi'ye şehir sokaklarında eşlik edeceğime söz verdim, benimle gelmek ister misin? "

"Tamam, benim de satın almam gereken bir şey var."

Wu Ruo, Hei Xuanyi ve diğerlerinden onlarla birlikte gelmelerini istedi." Yarım saat sonra, Ji Xi hariç, diğer herkes arabaya bindi ve Hei Malikanesi'nden ayrıldı.

Hareketli caddede Wu Qianqing, He Guan Tong ve Wu Xi yürüdüler.

Hei Xuantang, cüppe ve allık guajı satın aldı. (Oğlum napcan allığı akdjjd)

Hei Gan ve Hei Xin, lezzetli yiyecekler ve oyuncaklar almak için Eggie'yi küçük tezgahlara götürdü.

Wu Ruo ve Hei Xuanyi antikacıya gittiler, ancak mağazaya girer girmez şöyle bir rafları dolaşıp hemen ayrıldılar.

Hei Xuanyi ses çıkarmadan Wu Ruo'yu takip etti. Ruo sanki belli bir şey arıyor gibiydi.

Wu Ruo delirmişti. Birkaç antikacıya girmesine rağmen aradığını bulamıyordu. Biraz endişeliydi. Önceki hayatındaki durumu düşünmeye devam etti. Çünkü hala burada olmalıydı.

Tam pes etmek üzereyken, Hei Xuanyi köşedeki göze çarpmayan dükkânı işaret etti, "Başka bir dükkan var, orada alışverişe gitmek ister misin?"

Wu Ruo sordu: "Dükkan ne tür eşyalar satıyor?"

"Antika ama çok fazla şey yok, dükkan daha önce ziyaret ettiğin dükkanlar kadar büyük değil."

Wu Ruo bunun bir antika dükkanı olduğunu duyar duymaz umutla içeri girdi ve şansını denedi. Sonra bir bakışta ne aradığını gördü. Bu, kare şeklinde mavi bir yeşim kolyeydi. Üstü mavi harflerle oyulmuştu. Üstte gümüş, altta aqua mavi püsküller asılıydı. Sıradan görünse de dikkat çekiyordu.

Wu Ruo kalbindeki coşkuyu bastırdı ve kasıtlı olarak mağazadaki diğer eşyaları gezdi. Sonunda, mavi yeşim kolyeyi aldı ve sordu,

"Bu yeşim kolye dükkan sahibi için ne kadar?"

Adam hemen yüzünde bir gülümsemeyle baktı ve dedi ki: "Genç Efendi, gerçekten ne aradığını biliyorsun. Bu yeşim kolye, bu dünyada çok nadir bulunan yüksek kaliteli mavi su yeşiminden yapılmıştır---"

Wu Ruo sabırsızca sözünü kesti: "Sen sadece söyle, ihtiyacın olan para ne kadar?"

Dükkan sahibi dikkatlice bakış attı: "Usta, bu yeşim kolye 50.000 tael gümüşe mal oluyor."

"50.000 tael mi! Malların gerçek kalitesini bilmediğimi mi düşünüyorsun?"

Wu Ruo, köşedeki yeşim kolyeyi öfkeyle işaret etti: "Görüyorsun, burada bir çatlak var ve değeri düşmüş. Hiç 50.000 tael etmez. Maviyi sevmesem, fiyat sorma zahmetine bile girmezdim. Sana maksimum 5.000 tael vereceğim. Satmak istiyorsan sat, istemiyorsan boşver. Xuanyi, gidelim." (Hep derler zenginler pinti olur diye ya😦)