158- Tanışmamız Kader

236 43 7
                                    

Sonraki beş gün içinde You Ye, Hei Malikanesi'ne hiç gelmedi. Ama her gün gönderdiği hediyeler ve yiyecekler tepe gibi yığılmıştı. Ancak Wu Zhu, Hei Malikanesi kapısının dışında yığılan hediyelerini kabul etmedi.  Hei Konağı'nın önünden geçen herkes, yerdeki hediyelerle büyülendi.

Wu Ruo, You Ye artık onu görmeye gelmediğinden Wu Zhu'nun eski haline döneceğini düşündü.  Ama işler farklı çıktı. Herkes gülerken o da gülüyordu ama kalben değil. Gülümsemesi bencil ve yapmacıktı. Kimse yüksek sesle söylemese de, herkes farkındaydı.  Etrafta kimse yokken, bütün gün dalgın dalgın bir yerde oturuyordu. Herkes You Ye'den hala hoşlandığını tahmin edebilirdi. Ama hiçbiri aralarında ne olduğunu bilmiyordu. Onun için endişeleniyorlardı ama işler daha da kötüleşirse diye karışamazlardı.

Wu Zhu, Hei Malikanesi'ne geleli yarım ay olmuştu. Bu süre içinde pek çok şey oldu. Ling Mohan, Wu Chenzi görevden alındıktan sonra ve Usta Yan Devlet Ustası olarak atanmadan önce Wu, Shang, Song, Zhang ve Yao ailelerine sürekli olarak baskı uyguladı. Beş aile hala yabancılara karşı savaşmak için birlikte çalışmasına rağmen, Wu Chenzi'nin söylediği şeyleri artık dinlemiyordu. Wu ailesine olan inançlarını kaybetmişlerdi.

Yao ailesi Göksel silahın Wu Chenzi de olduğunda ısrarcıydı. Fırsat buldukça aileler birbirine düşüyordu. Ling Mohan bu durumu kendi lehine çevirip karşı ailelerden hükümet görevlilerinin rütbe ve yerlerini değiştirmeye başladı.

Wu Ruo'nun Göksel silaha sahip olduğunu söyleyen bir söylenti de vardı. Göksel silaha sahip olmak isteyenler onu Wu Ruo'dan çalmak için her yolu deniyordu. Ancak ev güçlü rünler tarafından korunduğu için Hei Malikanesi'ne giremediler. Bazıları bu yüzden Hei ailesi tarafından hapse gönderildi.

Wu Ruo, söylentinin ortaya çıkacağını tahmin etmişti, ancak Göksel silahın Ruan Zhizheng'i cezbetmek için bir yem olduğunu asla beklemiyordu.

Ruan Zhizheng'in ziyarete geldiğini duyduğunda, kendine gelmesi biraz zaman aldı. Çok heyecanlıydı. Ve Ruan Zhizheng'in efendisi Shifu'yu bu yaşamında da bulup bulmadığını merak ediyordu.

Wu Ruo, Hei Xuanyi'yi ve diğerlerini odalarına geri gönderdi. Onu Ruan Zhizheng ile yalnız bıraktılar. Ruan Zhizheng hakkında bildiği kadarıyla, yalnız olduklarında ondan bir şey yapmasını isteyecek kadar cesur olabilirdi.

Ruan Zhizheng, salona götürüldüğünde gördüklerine inanamadı.  Gözlerinin önünde koca bir okyanus vardı ve bir dağın tepesinde bir köşkte duruyordu.  Rüzgâr, ruh halini hafifletecek kadar rahattı.

Sonraki an manzara değişti. Gözlerinin önünde sıradan bir salondu. Ve Wu Ruo onun yanına oturuyordu.

Ruan Zhizheng şok oldu.

Wu Ruo ayağa kalktı ve selamladı. "Zhizheng, uzun zamandır görüşmüyoruz." 

Ruan Zhizheng sordu, "Az önce ne gördüm ben?" 

Wu Ruo onu kıskandırmak için bilerek yapmıştı, "Yaptığım bir illüzyon. Sevdin mi? Güzel miydi?" 

Ruan Zhizheng kocaman bir gülümseme koydu ama gözlerinin derinliklerinde gizlenemeyecek bir kıskançlık vardı. Wu Ruo'nun kaybeden bir ezik olması gerekiyordu. Artık sadece güzel değildi, aynı zamanda ruhsal güce de sahipti.  Neden bu kadar şanslıydı? Onu çok kıskanıyordu. 

"Bu çok güzel. Artık ruhsal güce sahip olduğunu duydum. Buna inanmamıştım. Şimdiye kadar.  Tebrikler!"

Wu Ruo onu oturmaya davet etti. “İmparatorluk Şehrine ne zaman geldin?” 

Ruan Zhizheng otururken, "Geçen ay."  dedi.

"Beni ziyaret etmen neden bu kadar uzun sürdü?"

Ruan Zhizheng gülümseyerek söyledi, "Henüz dün burada yaşadığını duydum. Bu yüzden sabah ilk işim buraya gelmekti.” 

Comeback of the Abandoned Wife [BL Novel]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin