Ertesi Sabah.
Gray masanın yanındaki bir tabureye oturdu. Elinde sabah gelen bölgesel gazete vardı. Gazetede, mahallede olan haberler ve birçok iş ilanı vardı. Jura mutfakta kahvaltıyı hazırlıyordu. Yemekleri masaya koydu.
Dudian alışık olduğu gibi aynı saatte kalktı. Yatağını düzeltti, yüzünü yıkadı ve mutfağa gitti. İkisinede ''Günaydın'' dedikten sonra yerine geçip kahvaltısını yapmaya başladı.
Tam o sırada, Jura Dudian'in önüne bir tabak yemek koydu. Dudian'in yemeğin tadına bakmasıyla, Jura yüzünde bir gülümsemeyle ''Tadı nasıl?'' diye sordu.
''Birazcık tuzlu,''
''Ama ben tuzlu yemekleri severim.''
Jura güldü ve ''Güzel...'' dedi.
Gray gazetesini masaya koydu ve masanın karşısındaki Dudian'e baktı.
''Dean, Teyzenle ben sana bir evlilik ayarladık. O yüzden bugün güzel giyinmelisin, birazdan onlarla buluşmaya gideceğiz.''
Dudian istediği için Gray ve Jura geçiçi olarak Amca ve Teyze diye çağrılmayı kabul etmişti.
Dün geceki olaylardan sonra, Dudian sakinleşmişti. Sanki hiç bir şey bilmeyen masum bir çocuk gibi ''Evlilik ne demek?'' dedi.
Jura Dudian'e baktıktan sonra Gray'e fısıldayarak ''Gördün mü, sana Dudian'in hala küçük olduğunu söylemiştim. Bir kaç yıl daha bekleyebilirdik.'' dedi.
Gray ona bakarak ''Evlilik için yasal yaş 13.'' dedi. Gözlerinde birazcık soğukluk vardı.
''Şimdilik sadece nişanlansınlar. Bir kaç yıl erken davranmaktan kimseye zarar gelmez.''
Jura kocasının kesin olarak karar verdiğini görünce daha fazla bir şey demedi.
Gray Dudian'e ''Sana çok güzel bir abla göstereceğiz.'' dedi.
''Bu senin için büyük bir fırsat seni kabullenmesi için yapabildiğin her şeyi yap. Eğer yaparsan her gün güzel yemekler yer güzel kıyafetler giyersin. Dediklerimi anladın mı?''
Dudian sakince ''Gerçekten mi? Elimden geleni yapacağım!!'' diye cevap verdi. Hatta daha gerçekçi olsun diye yüzünde şaşırmış bir bakış vardı.
Gray yüzünde gülücüklerle ''Aferin, sen çok iyi bir çocuksun. Tamam karar verildi, hadi yemeğimizi bitirelim.'' dedi.
Üçü de yemeklerini hemen bitirdiler.
Dudian istekli davrandığından Gray rahatlamıştı.
''Gel buraya Dean, yeni kıyafetlerini giy bakalım.''
Jura Dudian'e yepyeni bir siyah takım, kırmızı kravat ve parlak ayakkabılar verdi. Dudian'e üstünü değiştirtti. Giyindikten sonra, Jura ve Gray, Dean'e bakakaldı. Dudian'in kar kadar solgun cildi ve siyah saçları ona sanki bir soylu hissi veriyordu.
Jura gülerek ''Ne yakışıklı ama!'' dedi.
Gray de çok sevinmişti.
''Harika, hadi yola koyulalım.''
''Vaaaayyy!!''
Dudian heyecanlı ve etkilenmiş bir şekilde davranmaya çalışıyordu.
Kapıyı kilitledikten sonra, Jura Dudian'in elini tuttu ve Gray'e ''Saat daha erken. At arabası kiralayamaz mısın?'' diye sordu.
Gray güldü ve ''Buralarda bulamayız. Ama Avriller'de bana bizi bir at arabasının gelip alacağı söylendi.'' dedi, tam o sırada sokağın köşesinden tekerlek ve nal sesleri geldi. Altın süslemeleri olan bir at arabası köşeyi döndü ve tam önlerinde durdu. At arabasının tepesinde arka planı gümüş ve beyaz üstündeyse beyaz bir çicek olan Avriller'in sancağı vardı. Sürücü siyah fötr bir şapka ve takım elbise giyiyordu. At arabasından aşağıya atladı ve ''Gray ve Jura, hanımefendi sizi bekliyordu.'' dedi. Bir soylu gibi başını eğerek eliyle at arabasına onları davet etti.