Dudian gözlerindeki neşeyi görebiliyordu. Saçlarının arasında birkaç beyaz tel vardı. Evlat edinmiş olsa da oğulları olarak birkaç görevi olduğunu hissetti. Üç yıl önce onu Avril ailesine "satmak" istemiş olsalar da, Dudian o olayı çoktan unutmuştu. Üç yüz yıl önce babası, ona tam olarak "İnsanlar evliya değiller!" demişti.
"Sadece on gün falan oldu ama sana bak... bir deri bir kemik kalmışsın." dedi Jura, Dudian'e bakıp.
"İçeri gir de, bir otur. Senle biraz konuşalım." dedi Gray ve gülümsedi.
Dudian hafifçe başını salladı. Valizini bir kenara koydu ve masaya oturdu. Görevi gizli olduğundan bir şeyler uydurmak zorundaydı.
"Performansın yüzünden konsorsiyumun seni terfi mi ettirdi?" Dudian'in dediklerini duyunca Gray şaşırmıştı. 'Daha ilk görevi ama şimdiden terfi aldı. Bu çok hızlı değil mi?'
"Ahh, cidden bu Mellon Vakfı!" Görünüşe göre Gray, Mellon Vakfı hakkında birkaç şey duymuştu. Yüksek sesle bir iç çekti ve sonra hafifçe başını salladı, "Annenle ben burada uzun süredir yaşıyoruz. Komşularımızı da seviyoruz. Üstelik, iş yerim de buraya yakın bu yüzden başka bir yere taşınmak biraz sıkıntı çıkarabilir."
"Tüh demek sıkıntı çıkar. Ahh, ben de ne güzel ticari bölgede yaşayacağımızı söyleyecektim." dedi Dudian.
"Bak evlenme çağına da geldin, o işi de artık yapabiliyor... ah? Dur, bir dakika, sen az önce ne dedin? Ticari bölgede yaşamak mı? Konsorsiyumun sana ticari bölgede bir ev verdiğini mi söylüyorsun?!"
"Evet."
"Sen, sen... o zaman, biz taşınabilir miyiz?"
"... ne zaman istersen."
"Ha ha... ..." Gray aniden yüksek sesle güldü. Ticari bölgede yaşamak hayatının amacıydı. Böyle bir şeyin aniden geleceğini hiç beklemezdi.
İkisi de kıkırdamaya başladı. Jura ve Gray, Dudian'in gözlerine baktı, Dudian'in onlara böylesi büyük bir sürpriz vermesini beklemiyorlardı.
Dudian mutlu olduklarını görünce gülümsemesine engel olamadı. Aklına bir şey geldi ve bir altın sikke çıkardı, "Görevden önce bayağı bir borç almıştım, şimdi bunları size olan saygımdan dolayı geri veriyorum."
Altın sikkeyi görünce Gray ve Jura'nın gözleri fal taşı gibi açıldı. 10 günlük süreç içinde altın sikke kazanmak için nasıl bir görev yapıyor? İkisinin maaşının toplamı bile Dudian'in verdiği parayla boy ölçüşemezdi.
"Bu senin maaşın mı?" Jura buna inanmıyordu. Kendini tutamadı ve dedi ki, "Konsorsiyum için nasıl bir iş yapıyorsun? Zor mu? Muhafız olmak için eğitim aldın ama bu..." Bunca yıllık tecrübesi ona yeryüzünde bedavaya yemek olmadığını öğretmişti. Üstelik maaşlar ve riskler aynı kefedeydi.
Dudian gülümsedi ve dedi ki, "Hayır, dövüşmüyoruz ve hiçbir tehlike yok. Sadece görevler biraz karışık bu yüzden eğitim normalden daha uzun. İşte bu yüzden çoğu insan başarısız oluyor." dedi ve sırıttı.
Jura ona tam oalrak inanmamış gibi baktı, "Gerçekten de öyle mi?"
Dudian ciddi bir şekilde bşaını salladı.
Dudian'in dediklerini duyunca Jura rahatlamıştı, "Doğru, yetenekler. Sen özelsin. Seni ilk gördüğümde diğer çocuklardan farklı olduğunu anlamıştım..." bunları söylerken Gray'in onu dürttüğünü gördü. Gray'e bakınca kaşlarını kaldırdığını gördü. Yetimhane konusunu daha fazla açmamalıydı, Dudian'in acı dolu anılarından bahsetmemek en iyisiydi.
Dudian Gray'in küçük numarısın fark etti ama umursamadı. Çünkü ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, asla biyolojik ailesini unutturamayacaklarını biliyordu. Ailesi kalbinin bir köşesini işgal etmişti ve etrafları yıkılmaz bir duvarla çevriliydi.
"Yeni evimize taşındıktan sonra size konsorsiyumda yeni işler bulmanızda yardım edeceğim." Dudian ikisine bakıp dedi ki, "Muhtemelen işe bile gitmeniz gerekmeyecek yapmanız gereken tek şey oturup paranızı almak olacak. Bu arada, artık biriktirmenize gerek yok. İlerde istediğiniz gibi harcayabilirsiniz." Bu avcılara verilen ayrıcalıklardan biriydi. Konsorsiyum istediği sürece her şeyi kapılarına getirtebilirlerdi.
Gray güldü, "Hayır, emekli olmama gerek yok. Bizden daha fazla kazansan da paranı çar çur harcayamazsın. İlerde evleneceğin kadına ve çocuklarına da biraz ayırmalısın."
Jura aniden gülümsedi ve dedi ki, "Dean, uzun zamandır tanıdığım bir kadın var. Ve birkaç gün önce kızının bahsi açıldı. Çok iyi ve tatlı biri. Kızı evlenme çağına geliyor ve ikiniz için bir randevu ayarlanır. Ne düşünüyorsun?"
Utançtan Dudian'in yüzü kıpkırmızı oldu, "Şey, bu... ..."
"Sen de artık o yaşa geldin sayılır." dedi Gray.
Dudian utanmıştı. 12 yaşındaydı ve burada yasal evlenme yaşı 13'tü. Ona göre 13 yaşındaki biri sadece bir çocuktu. Evlenmek mi?! Bu onun için çok fazlaydı.
Ama bu çağın insanları böyle olaylarda aceleciydi. Her yıl etrafta salgınlar, hastalıklar ve diğer şeyler çıkıyordu. Üstelik, vücutta sürekli radyasyon biriktiğinden doğurganlıkta yok oluyordu. İşte bu yüzden evlilikler bu kadar erken oluyordu ama Dudian buna alışamamıştı.
"Ben o yaşa gelince tekrar düşünürüz." diye cevap verdi Dudian.
Jura, Dudian'in gözlerindeki kararlılığı görünce umutsuzca dedi ki, "Tamam o zaman eğer istemiyorsan seni daha fazla zorlamayacağım. Ama gidip onu görmek zorundasın. Çok güzel biri. Ben onu gördüm gerçekten de nadide bir parça!"
"Ben de katılıyorum, en azından gidip bir gör." dedi Gray ve gülümsedi.
Jura kendini beğenmiş bir bakışla ona baktı.
Dudian başını salladı ve kızla görüşmeyi tekrar reddetti. Ancak, aniden aklına bahçedeki kız geldi. Gri aya bakıyor ve gecenin gölgesinde sohbet ediyorlardı. Kalp atışı birden hızlandı ve kendi kendine düşündü ki, "Merak ediyorum, acaba ne yapıyor? Eğer direkt olarak gidip onu bulursam bu çok mu kaba olur?"
Dudian düşüncelerinin içinde kaybolmuştu.
...
...
O gece Jura ve Gray'le geç saatlere kadar sohbet etmişti. Sonraki sabah, erkenden uyandı ve kahvaltıdan sonra duşunu aldı. Arabayı çağırttırdı ve kenar mahallelere doğru yola koyuldu.
Geçen gece, Jura yetimhaneden bahsedince aklına birkaç isim gelmişti. Orada birkaç ay yaşamış olsa da üç yıl öylece geçip gitmişti. Aklında sadece bulanık anılar kalmıştı. Anca Barton ve diğerlerini hatırlayabiliyordu.
Eğer 13 yaşına geldiklerinde evlat edinmezlerse nasıl bir muameleyle karşılaşacaklarını biliyordu.
Artık onları evlat edinecek özelliğe ve paraya sahipti. Üstelik, birkaç simya laboratuvarı açmak gibi planları vardı ve birkaç el eksikti. Bunu yanı sıra Mason ve diğer ikisi güvenebileceği kişilerdi.