Ben Sizin Gibi Değilim(1)

205 33 0
                                    

"Aferin, iyi iş çıkardın." dedi gardiyan. Hücrenin içine iki parça ekmek attı ve Dudian'e dedi ki, "Ye bakalım ufaklık."


Dudian rahatlamıştı tam gidip ekmek parçasını alacaktı ki....


Şişko yüksek sesle kükredi ve gardiyanın sesini geldiği yere doğru koştu. Hemen kendini yere atıp iki ekmek parçasını aldı ve ağzına tıkadı.


"Lanet domuz!!" Gardiyan sinirle bağırdı.


Şişko gardiyanın bağırışını umursamadan ekmeği ağzına tıkıyordu.


Gardiyanlardan biri öfkeli bir şekilde cebinden anahtarları çıkardı ve kapıyı açtı. Arabadan işkence sopasını çıkartıp şişkonun kafasına ve sırtına vurmaya başladı. Gardiyan sinirlenmişti bu yüzden nereye vurduğu hakkında umursamıyordu.


"Biz izin verene kadar yiyemezsin!" İki gardiyan da sinirlenmişti, tüm güçleriyle şişkonun yüzüne ve göğsüne vuruyorlardı. Şişkonun dayak yediğini görünce diğerleri suspus oldu. Gardiyanlara yaklaşmaya cüret edemiyorlardı. Hapishanede, gardiyanlar hayatlarını ellerinde tutan varlıklardı. En tepedekiler onlardı.


İki gardiyandan da dayak yiyince şişko kendine geldi ve acıyla inlemeye başladı, "Bir daha yemem! Lütfen! Merhamet edin efendim..."


Ancak, gardiyanlar şişkonun yalvarışına aldırış etmedi. Şişko kanlı bir yaratığa dönene kadar tekmelemeye devam ettiler. Ardından yüzüne tükürdüler ve hücreden çıktılar.


Dudian yerdeki ezilmiş salyalı ekmeği gördü. Gardiyanlara bir şey demek istedi ama tereddüt etti ve demedi. Sessizce gidip yerdeki ekmeği aldı. Bir parça kopardı ve yavaş yavaş çiğnemeye başladı.


6-7 gündür hiçbir şey yememişti. Yorgundu ve bu o zamandan beri yediği ilk yemekti.


Gardiyanlar arabayı itip diğer hücrelere yemek dağıtmaya devam etti. Dağıtım bittikten sonra boş arabayı arabayı iterek geri döndüler. Koridordan geçerken gülüyor ve sohbet ediyorlardı.


Makumlar gardiyanların konuşmasını duyunca yutkundu. "Pirzola," "kaz ciğeri" ve "mangalda tavuk."


Herkes kapabildiği ekmeği yemekle meşguldü bu yüzden etraf sessizliğe gömüldü. Ardından yine kısık sesle sohbet etmeye başladılar.


Manzaradan, geçmişlerinden ve o tür şeylerden bahsediyorlardı.


Dudian sesszice ekmek parçasını yedi. Karnından gelen yanma hissi biraz da olsa dinmişti. Gücünü az da olsa toplamıştı. İnce ekmek parçası karnını doyurmasa da, uzun zamandır aç olduğundan bu bile bir şeydi. Zaten çok fazla yemek karnını ağrıtırdı. Şu anki ekmek parçası tam ona göreydi.


Diğerleri dikkatlice Dudian'e ve yerde inleyen şişkoya baktı. Sırf Dudian değil bu hapishaneye gelen her suçlu çubukların çilesini çekiyordu. Ayrıca uzun bir süre de yaraları kapanmıyordu.


Dudian'le aralarındaki tek fark, onun saldırıya uğramış olmasıydı. Ama onların iyileşmek için fırsatları olmuştu.


"Evlat, buraya nasıl geldin? Ha? Söylesene." Başka bir hücreden bir ses yankılandı.


"Ah, doğru! Sen küçük ve mutlu ailemize katıldın ama daha kendini tanıtmadın!" dedi diğer mahkumlardan biri de.


Dudian yavaşça gözlerini açtı ve etrafına baktı, "Ben sizin gibi pislik parçası değilim. Ben hiçbir suç işlemedim!"


DARK KİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin