Er Dağı. Burong ailesi.
Kalenin içerisindeki büyük bir oda.
Rudolp kaşlarını çatmış elindeki mektubu okuyordu, "Lanet olasıca yaşlı tilki. Nasıl oluyor da tekstil işi yapabiliyor? Bu kadar siparişi nereden aldı!" Yanında duran kahyaya baktı, "Her şeyi araştır. Kaç tane fabrikaları olduğunu kontrol ettin mi?"
Orta yaşlı kahya saygılı bir şekilde dedi ki, "Sadece bir tane. İhtiyar Fulin meyveleri paketledikleri fabrikayı bir tekstil fabrikasına çevirmiş."
Rudolph dedi ki, "Sırf bu fabrikayla siparişleri yetiştirmeleri çok zor olur. Bir yerlerde gizli fabrikaları olduğu kesin. Hemen soruşturmaları için adamları gönder. Yaşlı olsa da kemikleri sağlam. Sırf yaşlandı diye aptalca şeyler yapacak değil. Eğer bu kadar çok sipariş aldıysa, o zaman kesinlikle bir yerlerde gizli fabrikaları olmalı."
Kahya başını salladı, "Hemen adamları gönderip baktırıyorum."
"Scott Konsorsiyumunun yeni bir sektöre girmek istediğini duydum?" Rudolph ona baktı.
"Yeni bir ürün geliştirdikleri söyleniyor." dedi kahya, "Ticari bölgede çeşitli yerlerde küçük dükkanlar kiralıyorlar. Kiraladıkları yerlerin kira fiyatları fazla değil. İş, küçük bir iş olmalı."
"Küçük bir iş olsa bile yerle bir etmek zorundayız!" dedi Rudolph, buz gibi bir sesle, "Scott Konsorsiyumu madencilik sektöründe bize yavaştan baskı uygulamaya başladı. Şu anki ekonomik krizi diğer sektörleri geliştirerek atlatmaya çalışmalıyız. Onlar tüm işlerine karışmalıyız."
"Anlaşıldı." diye cevap verdi kahya.
"Bu arada..." Rudolph kahyaya baktı, "Sarah son zamanlarda buraya geldi mi?"
Kahya şaşırmıştı, "Küçük hanımla oynamak için geldi."
Rudolph gözlerinde buz gibi bir bakışla dedi ki, "Oynamak ha? Küçük şeytanın amaçları o kadar da basit olamaz. Son günlerde Milan ailesiyle bayağı bir yakınlaştı."
Kahya ne demek istediğini anlayınca şaşırmıştı. Bir süre tereddüt etti ama dedi ki, "Efendim, yoksa Mel ailesi... ..."
"Buna izin vermezler. Konsorsiyum güç dengesini koruyacaktır. Bizim işler Milan ailesine göre çok iyi. Üstelik, Milan ailesinin genç efendisi şövalye olsa da sıradan bir çocuk. Eninde sonunda aradan çıkarılacaktır." dedi Rudolph soğuk bir sesle, "Sarah bir daha gelirse kontrol etmeleri için adamları yolla. Küçük hanımın aklının saçmalıklarla dolmasına izin verme. Bu Sarah kesinlikle bir şeyler planlıyor."
"Anlaşıldı." Kahya başını salladı.
...
...
Göz açıp kapayıncaya kadar yarım ay geçti.
Ryan Kalesinin eğitim alanında.
Hedefe aniden 200 metre uzaktan dört ok saplandı.
Poof! Sonraki ok hedefin kırmızıya boyanmış kafasına doğru ıslık çalarak uçtu.
Dudian yayı ve okları bir kenara koydu. Yanındaki hizmetkardan bir havlu aldı ve yüzündeki teri sildi. Hapishanedeki dikenli çubuklardan kalan yaralar daha iyileşmemişti ama az çok kendini toparlamıştı lakin ara sıra acı tekrar vuruyordu.
"300 metre uzaktaki hedefi vurabiliyorum. Kolumdaki güç anca buna yetiyor ama daha uzağa atış yapmak istesem bile bu yay uygun değil. Bu yayı normal malzemelerden yapmışlar. Zaten başlangıç seviyesindeki avcılara yapılan yaylar yaratıklardan yapılıyor. Daha iyi yay için özel canavarların sinirleri lazım. O canavarların sinirlerinden bulabilirsem yay çok güçlü olur. Ne yazık ki, öyle bir yay en az binlerce altın sikke ediyor ve biz de şu anda bunu karşılayamayız."
Dudian içinde bir pişmanlıkla yayı yan tarafa itti. Ryan ailesi ona orta seviye şövalyelerin kullandığı bir yay alabilmişti lakin bu yay ona göre çocukların kullandığı bir yaydı.
"Uzun zamandır yay kullanmadığımdan biraz paslanmış gibi hissediyorum. Şansıma, temellerim sağlam." Dudian 200 metre uzaktaki hedefe baktı. Diğerlerine göre o, Ryan ailesine çalışan bir avcıydı bu yüzden hafta içleri okçuluk yeteneklerini geliştiriyordu.
Hizmetkar kaleye dönünce çay ikram etti.
Dudian birkaç bardak içti ve ardından ikinci kata İhtiyar Fulini bulmaya çıktı. Odaya girince kapıyı kapattı, "Fabrika işi nasıl?"
İhtiyar Fulin elinde bir bardakla masadaki belgeleri gözden geçiriyordu. Dudian'in dediklerini duyunca yüzü çirkinleşti, "Çok yavaş. Dokuma tezgahlarının hızını geliştirmiş olsan da hala insan gücü ve tezgah eksiğimiz var. 43 büyük siparişimiz var ama sadece 16 tanesini bitebildik. Toplam 18000 altın sikke kazandık. Sanırım belirlenen zamana kadar en fazla 10 tane yapabileceğiz."
Dudian gülümsedi, "Acelesi yok. Git ve yeni bir fabrika kirala, birkaç hizmetkar ve muhafızı da gizlice korumaları için gönder."
İhtiyar Fulin'in kafası karışmıştı, "Elimizdeki muhafız sayısı iki fabrikayı korumak için yeterli değil. Eğer başka bir fabrika kiralarsak sızmalar olacaktır."
Dudian güldü, "Sızıntı eninde sonunda olacak. Yarım ayda tek bir fabrika 16 sipariş tamamlayabildi. Mellon Konsorsiyumu bunu kesinlikle öğrenecektir. Ve o zaman da, araştırması için bir avcı gönderecek veya bir muhafıza rüşvet verip bilgi alacaklardır. Bir şey olduğunun farkındalar bu yüzden harekete geçmelerinin zamanı geldi."
İhtiyar Fulin iç çekti, "Haklısın."
"İşte bu yüzden alabildiğimiz kadar sipariş alıyoruz. Ne kadar çok, o kadar iyi." dedi Dudian.
"Daha mı çok?" İhtiyar Fulin şaşırmıştı.
Dudian gülümsedi, "Her şey kâr için. Yoksa para istemiyor musun?"
İhtiyar Fulin şaşırmıştı ama bir anda ne demek istediğini anladı. Kendini tutamadı ve gülmeye başladı.
Ertesi gün sabah, Dudian, Barton ve diğerlerinden bir mektup aldı.
Her üç günde durumu bildirmek için üçü de mektup gönderiyorlardı.
Dudian kahvaltısını yaparken mektubu gözden geçirdi. Ancak, üç mektubu da bitirince gözleri parladı. Hemen bir kibrit çıkardı ve mektupları yaktı.
Kahvaltısını çabucak bitirip hizmetkarlara onun için bir araba hazırlamasını emretti.
Dudian adresi sürücüye söyledi ve araba yavaşça hareket etmeye başladı.
...
...
Lido Caddesi. Ticari Bölge.
Lido Caddesi çok kalabalık bir yerdi. Ticari Bölgede yaşayan herkes burayı bilirdi. Çoğu en iyi kabareler bu yoldaydı. Özellikle 7/24 müzik, dans ve diğer şeyler olan Moulin Rouge buradaydı. Sokağa ayak basar basmaz sıcak havayı hissedebiliyordun.
Burası erkek soylular için resmen bir cennetti.
Araba Moulin Rouge'ın olduğu yerde durdu. Dudian arabadan aşağı indi ve sokağın karşısında şık giyinmiş Barton'a baktı.
Barton, Dudian'i fark edince çabucak onun yanına gitti, "Bugün tatil, yani tekrar buraya geldi. Şu anda içeride."
Dudian başını salladı ve Barton'un kıyafetlerine baktı, "Güzelmiş."
Barton'un yüzü kızardı, "İçeri girmek için biraz para harcamam gerekiyordu."
"Parayı nasıl kullanmayı bilmek bile bir yetenektir." dedi Dudian ve Barton'un omzuna vurdu. Ardından merdivenlerden inip Moulin Rouge'a girdi.
******************************
Not..
Kabare - Çeşitli gösterilerin yapıldığı gece kulübü, özellikle atraksiyon ve revülerin yer aldığı eğlence yeri.(Bir bakıma zengin genelevi)
Moulin Rouge - 19. yüzyılın sonlarına doğru Paris'teki şairlerin ve sanatçıların en çok gittiği kabare.