Siyah weaver dışarı çıkınca neye benzediğini görebilmişlerdi. İki metre uzunluğunda ve beş metre genişliğinde devasa bir örümcek gibi gözüküyordu. Karnında diken gibi sekiz siyah bacak vardı. Her bacakta üç eklem yeri vardı bu sayede çok rahat hareket edebiiliyordu. Ön tarafında kıskaçlara benzeyen iki kol vardı. İki kolun muazzam bir gücü olduğu belliydi.
Vücudunun çeşitli yerlerini siyah kabuk kaplıyordu. Hiç tüyü yoktu. Karnı bir örümceğinki gibi şişmişti. Vücudunun sonunda bir akrebinkine benzer kuyruk vardı.
Siyah weaverın görünüşü bile Dudian'i korkutmuştu. Kolay bir av olmayacağını biliyordu bu yüzden Glenn için endişelenmişti.
"ciiiiyaak~"
Siyah weaver kızgınlık ve sabırsızlıkla dolu bir çığlık attı. Bacaklarının dört tanesi kırılmıştı. Biri zaten eski bir yaraydı ancak geri kalanı Glenn'in takımı yüzünden olmuştu. Siyah weaver dört bacağıyla ayakta durmaya çalışırken Glenn'e baktı.
Glenn, siyah weaverın kaçmak yerine savaşmak için geldiğini görünce rahatlamıştı. Kanı kaynıyordu, gözleri öldürücü bir niyetle doluydu. Kolları bir anda kayboldu, tekrar görüldüğünde ellerinde iki hançer vardı. O kadar hızlıydı ki normal insanlar göremezdi.
İki elinde de bir hançerle siyah weavera baktı. Yavaş yavaş ilerlemeye başladı.
Suikastlarda çok iyiydi. Ama bu sefer siyah weaver yer altından geldiği için yapabileceği tek şey bir savaşçı gibi kafa kafaya çarpışmaktı.
İki ince kızıl göz Glenn'e baktı, syiah weaverın çenesinde saydam bir sümük akıyordu. Bir anda, dört bacağını da kullanıp ileri atıldı.
Glenn'e karşılık siyah weaverın vücut boyutu oransızdı. Ama Glenn de tek bir korku bile yoktu. O kadar hızlı hareket ediyordu ki arkasında bir görüntü bırakıyordu. Glenn bir anda siyah weaverın böğrüne saldırdı.
Siyah weaver ileri atıldı ama Glenn'in saldırısına zamanında tepki verememişti. Ancak, kafasını sola çevirdi ve ağzından beyaz bir ağ fırlattı.
Glenn'in yüzü hafiften değişti, çabucak saldırmaktan vazgeçip geri çekilmeye çalıştı.
Saydam ağdan kaçınca tekrar siyah weavera yaklaştı. Bu sefer hançerini siyah weaverın arka bacaklarına yöneltmişti.
Dövüşü izleyince Dudian'in gözleri parladı. Glenn beyaz ağdan kıl payı kaçabilmişti. Üstelik aynı anda bir sonraki saldırısını planlamıştı.
Puff! Siyah weaverın arka bacağı koptu.
"Ciiyaaakk~"
Siyah weaverdan son derece sert bir çığlık çıktı. Ses tıpkı bir tahtayı tırnakla çizdiğinde çıkan sese benziyordu.
Aslında, siyah weaverın çığlığı Dudian'i de etkilemişti, ses yüzünden biraz başı dönmüştü.
Glenn sesten hiç de etkilenmemişti.
Siyah weavera bir saniye bile şans vermemek için hemen tekrar saldırdı.
Siyah weaver ayağa kalkmaya çalışmadı bu yüzden vücudu yere düştü. Onun yerine kuyruğunu oynattı.
Glenn bu hareketi fark etmişti, hemen kuyruktan kaçınmak için yan tarafa atıldı. Bir kez daha aralarındaki mesafe açılmıştı.
Açıklaması uzun sürmüştü ama bunların hepsi iki üç saniye için olmuştu.
Whoosh! Whoosh! Whoosh!
Okçu sürekli ok atmaya devam ediyordu. Oklardan biri siyah weaverın gözünün dibine gelmişti. Yarım santim yukarıda olsa gözüne saplanacaktı.
Yarım santimlik sapma okçulukta gece ve gündüz gibi bir fark yaratabiliyordu. İsabetli atışlar okçular için en önemli şeydi.
Okun siyah weaverın gözüne isabet etmediğini görünce Dudian ve Gatt hayal kırıklığına uğramıştı.
Şövalye, Glenn ve diğer genç üç farklı yöne dağılıp siyah weaverın etrafını sardı.
Siyah weaver onları korkutmak için sürekli çığlıklar atıyordu.
Şövalye ve elinde hançer olan diğer çocuk siyah weavera karşı bir şansları olmadığını biliyorlardı. Kendilerinin ne kadar güçlü olduklarını biliyorlardı bu yüzden amaçları siyah weavera saldırmak değil Glenn'i desteklemekti. Korktukları şey Glenn'in yaralanmasıydı, o yaralanırsa tüm takım boku yerdi.
Glenn derin bir nefes aldı. Artık acelesi yoktu.
Ancak siyah weaverın vardı. Bacakları kesilmişti bu yüzden sürekli oluk oluk kan akıyordu. Eğer böyle devam ederse zaman geçtikçe zayıflayacaktı. Saldıracak bir yer aramak için etrafına baktı.
Bir süreliğine etraf çok sessizdi.
Çok geçmeden siyah weaver bir anda şövalyeye saldırdı.
Şövalyenin yüz ifadesi değişti, hemen geri çekildi ve mızrağını salladı.
Ancak, siyah weaver kıskaç gibi kollarıyla mızrağı yakaladı ve bir anda mızrağı kırdı.
O şövalyeye saldırınca Glenn de saldıracak açık bir nokta bulmuştu.
Onun yaklaştığını hissedince siyah weaver kıskaçlarını ona çevirdi. Az önceki saldırı bir çocuk oyunu gibi hissettirmişti.
Şövalyenin rahatlamıştı ama vazgeçmedi ve mızrağıyla siyah weavera tekrar saldırdı. Asıl amacı siyah weaverın dikkatini dağıtmaktı.
Glenn'in bacakları sıradan bir insanınkine benzemiyordu, onunkiler daha bükük duruyordu. Bu sayede hayal edilemeyecek bir hıza ulaşabiliyordu.
Puff!
Şövalye ve diğer genç siyah weaverı rahatsız ederken, Glenn bu şansı yakaladı ve saldırdı. Keskin hançerleri siyah weavera saplandı. Çabucak çıkardı ve tekrar sapladı. Siyah weaverın kılcal damarları kesilmişti, etrafa kan fışkırıyordu.
Siyah weaver çığlık attı ve Glenn'i ısırmaya çalıştı ama Glenn çoktan geri çekilmişti.
Şövalye ve diğer genç siyah weaverın dikkatini dağıtabildikleri görünce mutlu olmuştu.
Glenn siyah weaverın boynundaki yaraya baktı. Eğer dayanabilirlerse bir süre sonra weaver kanamadan ölecekti.