"Yedi günün var git ve dinlen." Bud gülümsedi ve dedi ki, "Yedi gün sonra karargaha gidip rapor vermelisin. Büyü damgaların olsa da diğer alanlar da bir hiçsin. Avcıların farklı pozisyonları var. Her alanın özellikleri kitapçıkta yazıyor. Yedi gün boyunca nasıl bir alan seçmek istediğini bir düşün."
Dudian, Bud'ın az önce dediği 'kanlı kılıç ustasını' düşündü. Başını salladı ve dedi ki, "Tamam, sağol."
"Bu arada benden sana bir öneri, ticari bölgede yaşasan iyi edersin. Bazen acil durumlar oluyor ve avcıları göreve çağırıyorlar, bu yüzden nerede olduğunu bilmeleri daha iyi. Mesela bir Juranzhi tespit edilirse avlanması için anında avcılar yollanır. Yani avcılar işleri olmadığında ticari bölgede takılırlar."
Dudian başını salladı, Bud'ın ne demek istediğini anlamıştı.
Üstelik ticari bölgedeki radyasyon değerleri diğer bölgelere göre daha iyiydi. Yine de, onu evlat edindikleri için Jura çiftini ticari bölgede yaşatmak iyi olurdu.
"Eğer başka bir şey yoksa ben gidiyorum." dedi Bud ve gülümsedi.
Dudian onu uğurladı ve o salondan çıkarken arkasından baktı. Sonra elindeki kitapçığa ve madalya baktı. Görünüşe göre anca yedi gün sonra avcı karargahına gittiğinde avcı zırhını alabilecekti. Zaten acelesi yoktu.
Peter ve yaşlı adam Dudian'e yaklaştı. Dudian'in elindeki Avcı Rozetine yakından baktılar. Onun hala bir avcı olduğuna inanamıyorlardı.
Yine de, ikisi de toplayıcı karargahında uzun süredir çalışıyordu bu yüzden gözleri keskindi. Bud'la Dudian arasındaki konuşmadan, Linda'nın yaptıklarından ve aldıkları haberlerden az çok neler olduğunu anlamışlardı.
"Dean." Peter garip bir şekilde gülümsedi, "Avcı olmanı beklememiştim, tebrikler!"
"Tebrikler!" dedi yaşlı adam da.
Dudian gülümsedi, "Sizin sayenizde. Bana nasıl arka çıktığınızı asla unutmayacağım."
"Önemli değil." Peter çabucak elini salladı ve dedi ki, "Sen kendi çabalarınla buraya geldin. Normalde avcı olman birkaç yıl sürer diyordum ama bu kadar hızlı olmasını beklememiştim."
"Tam da eğitim kampının çekirdeğinden bekleneceği gibi. Güçlü ve zeki!" dedi yaşlı adam.
Dudian ikisinin garip davranışlarını gözlemledi. Konumu değişince başkalarının onla konuşmak şekli de değişmişti. Ancak yeni konumu yüzünden başkalarını küçümsemek iyi bir şey değildi.
Bu adamlar hayatları boyunca bu işteydiler. Dudian nüfuzun etkisini şimdi daha iyi anlamıştı.
İçinden gizlice bir iç çekti. Duvarın dışındaki vahşeti görmüştü. Konsorsiyumun arasına kaynaşmak da çok zordu. Tam da bu yüzden kızıl zırhlı kadının karşısında başını eğmemişti. Aksine sinirini konuşarak çıkarmıştı. Bunun ilk nedeni, başını eğmesinin bir işe yaramayacağını bilmesiydi. İkinicisi ise, bunu yapmak istememiş olmasıydı!
Üstelik hayatın ne kadar zor olduğunu görmüştü, başkalarının ona asla zorbalık etmesine izin vermeyecekti.
"Benim yapmam gereken işler var. Boş zamanım olunca gelip sizi görürüm. Bu arada benim üç tane toplayıcı arkadaşım var, umarım bir şey olursa onlara arka çıkarsınız."
"Sen isimleri ver bana." dedi Peter ve kıkırdamaya başladı.
Dudian hafifçe başını salladı ve önce onların gitmelerini bekledi, sonra salondan dışarı çıktı.
Salondaki herkes Dudian'i kıskanmıştı. Onun artık bambaşka bir dünyada yaşayacağını biliyorlardı.
...
...
"Eve gitsem iyi olur."
Dudian karargahın yanında duran arabayı çağırdı ve yerleşim bölgesine doğru yola çıktı.
Dönerken avcının ona verdiği kitapçığa okumaya başladı. Kitapçık bölüm bölüm ayrılmıştı. İlk bölüm avcının görevi ve amacıyla ilgiliydi. Kısacası, avcıların tek görevi duvarın dışındaki canavarları avlamaktı.
İkinci bölüm avcı çeşitleriyle alakalıydı. Meslekler ve detayları yazıyordu.
Dört meslek şunlardı: Şövalye, Savaşçı, Okçu ve İzci. Dördünün de farklı görevleri vardı ama hepsi takım odaklıydı. İş canavar avlamaya geldiğinde verim ve güvenlik en üst seviyeye çıkarılmaya çalışılıyordu.
"Şövalyeler ve savaşçılar canavarı çekmekle görevliydi. İzciler etraftaki canavarları tespit etmek ve bilgi toplamakla görevliydi. Okçular uzaktan saldırmak ve destek vermekle görevliydi."
"Tıpkı modern savaşlar gibiydi. Piyadeler ön saflardan sorumluydu. Ve arkada uzun mesafeli saldırı yapan toplar ve hava saldırıları vardı. Küçük veya büyük bir operasyon olması fark etmezdi. Çünkü kesinlikle takip edilmesi gereken üç şey vardı. Bilgi toplama, ön saflarda çatışma ve uzun mesafeli destek."
"Bunlar yeni avcıların seçmesi gereken meslekler. Ancak avcılar mesleklerinde ustalaştıktan sonra ileri düzey sınavı geçmek zorundalar. Böylece bir üst seviyeye geçip orta seviye gümüş avcı olabilirler. Bu sıradaysa mesleklerini tekrar seçebilirler!"
Şövalye, kalkanlı şövalye ardından vahşi şövalye oluyor. Kılıç ustaları ise kalkanlı kılıç ustaları ardından savaşçı kılıç ustaları oluyor. Az önceki kadının 'kanlı kılıç ustası' olarak çağrılmasının sebebi, kendini geliştirdikten sonra yeteneğiyle ünvanını birleştirmesiydi. Aslında, normalde o da savaçı kılıç ustası olmalıydı."
Dudian öldürdüğü avcının okçu olduğunu biliyordu. O avcı muhtemelen, düşmanın izini sürmek ve uzaktan saldırmakla görevliydi.
Uzun vadede yüksek çıkar sağlanması için avcı takımlarında eşit dağıtım sistemi oluşturulmuştu. Ne de olsa kendi başlarına güçleri sınırlıydı ve takımdaki herkes aynı meslekten olursa hiç de etkili olmazlardı.
"Bud, mesleğimi önceden seçmem için düşünmemi istedi." diye düşündü Dudian. "Şövalyeler ve savaşçılar yakın dövüşte iyiler ama duvarın dışındaki çoğu canavar avcılardan daha iyi. Eğer çok güçlü bir canavarla karşılaşırlarsa başka bir takımın yardımına muhtaç kalırlar. İşte bu yüzden takımda izciler var. Ama onlar takımın en zayıf halkası."
"Gizli silahım olarak çoktan bombalar yaptım. Ancak, fazla güçlü olmadığımdan bombaları başkalarının önünde kullanmasam iyi olur. Bu yüzden seçebileceğim en iyi pozisyon, bana özgürlük tanıyan ve takımla mümkün olduğunca çok iletişim kurmayacağım bir pozisyon olmalı."
"Sadece okçuluk ve izcilik benim için uygun. Onlar diğer avcılara göre daha özgür. Etrafımdakileri iyi kullandığım sürece tek başıma canavarları öldürebilirim. Tıpkı o avcının bizi kullanmaya çalıştığı gibi."
Derin bir şekilde düşündükten sonra Dudian okçu olmaya karar verdi.
Üstelik, barut sayesinde avcılıkta çığır açabilirdi. Eğer okun ucuna barut eklerse bu ölümcüllüğünü kat kat arttırmaz mıydı?
