Aptal Mısın Yoksa Salak Mı?

203 35 0
                                    

Gardiyanın dediğini duyunca şişkonun yüzü değişti. Zaten diğerlerini Dudian'e saldırtıp ona verilecek yemeği çalmayı planlıyordu. Ancak, gardiyanın böyle güzel bir oyun teklif etmesini beklememişti.


Şişkonun gözleri acımasızlıkla doluydu. Küçücük bir çocuğu bırak şu iki muhafızdan bile korkmuyordu.


"Hadi o zaman başlayalım." dedi gardiyan, "Eğer kazanan olmazsa, ikiniz de hiçbir şey yemeyeceksiniz."


Şişko derin bir nefes aldı ve hasırdan kalktı. Ayağı ısırılmış ve ağrıyor olsa da, gerçek bir savaşta ona engel olmazlardı. Adım adım Dudian'e yaklaştı.


Dudian demir parmaklıklara yaslanıyordu, vücudunun her yeri ağrıyordu. Şişkonun ona yaklaştığını görünce kaşlarını çattı. Gardiyana baktı, "Pes edebilir miyim?"


Gardiyan gülümsedi, "Küçük adam, bak herkes bize bakıyor, beni hayal kırıklığına uğratmasan iyi olur. Merak etme domuzcuk seni öldüremez. Burada kimin öleceğine sadece biz karar veririz!"


Şişko yumruklarını sıktı ve gülümsedi, "Evlat, merhamet için yalvarsan iyi edersin. Edersen belki baban seni biraz daha az dövebilir."


Dudian derin bir iç çekti ve kendi kendine mırıldandı, "Tanrıya şükür böyle bir çocuğum yok."


"Ölmek mi istiyorsun!" Şişkonun gözleri kıpkırmızıydı ama Dudian'in dedikleri onu etkilememişti. Hapishanede isteyen herkes birbirini yaralayabilirdi. Bu acımasız bir gerçekti. Derin bir nefes aldı ve Dudian'in omuzundaki yaraya bir yumruk salladı ama yumruğunu indirip hemen ayağını kaldırdı ve tekme attı.

Whoosh!


Tekmesinin hızı yüzünden etrafta ıslık sesi yankılandı.


Dudian buz gibi bakışlarıyla sanki bir kaplanın avına bakar gibi ona baktı. Hafiften sol kolunu kaldırdı ve şişkonun ayağına baktı.


Şişko, Dudian'in kolunu kaldırdığını görünce ayağını çekti. Onu kandırmıştı!


Dudian kolunu indirdi.


Şişko alay eder gibi gülümsedi, "Benimle dövüşmek mi istiyorsun?"


Şişko tekrar tekmeyi salladı.


Dudian şişkonun ayağını kaldırdığını görünce, hafiften kolunu kaldırdı.


Şişko yine ayağını geri çekti. Ayağını kaldırıp geri çekerken yavaşça Dudain'e yaklaşıyordu.


Şişkonun numarası yedi sekiz defa devam etti. Hiçbirinde gerçekten de saldırmamıştı. Bu hareketleri yaparak Dudian'in bedensel ve zihinsel gücünü harcıyordu. Şişko çok sabırlı biriydi.


Birisi en çok zararı, saldırıyı beklemediği zaman alırdı.


"Domuzcuk, dövüşmeyi mi unuttun? Ah!"



"Bu çocuk çok küçük. Domuzcukta saldıracak göt yok!"


Diğer hücrelerdekiler şişkoyu aşağılamaya başladı. Ama asıl amaçları şişkonun kurnazlığıydı. Yaralı bir çocukla bile kurnazca dövüşüyordu.


Şişko diğerlerinin dalga geçmesine aldırış etmedi. Ancak, bir anda yüz ifadesi değişmişti. diğer hücrelerdeki herkes, şişkonun o anda saldıracağını düşündü. Ama şişko tekrar bacağını geri çekince hayal kırıklığına uğradılar.


Her aldatmacasında Dudian'in nefes alış verişi daha da yavaşlıyordu. Sanki şişkoya saldırılarına karşılık vermeye bile hali yoktu.


Şişko bir kez daha bacağını kaldırdı.


Gözlerinde küçük de olsa bir öldürme niyeti vardı.


Herkes bunun da bir aldatmaca olduğunu düşünmüştü. Ancak, bu sefer tekme doğrudan Dudian'in omzuna gitti.


Dudian buna bekliyormuş gibi aniden kolunu kaldırdı. Şişkoyu bacağından yakaladı, elleri sanki bir kartalın pençeleri gibiydi. Bacağını yakalar yakalamaz demir parmaklıklara doğru çekti.


Hiç kimse Dudian'in kollarının ne zaman demir parmaklıkların dışına çıktığını fark etmemişti.


Bu beklenmedik çekiş, şişkonun dengesini kaybedip yere kapaklanmasına sebep olmuştu.


Omuzlarındaki demir çubuklar yüzünden Dudian'in kollarını hareket ettirince inanılmaz bir acı çekmişti. Dişini sıktı ve acıyı bastırmaya çalıştı. Şişkonun üstüne atladı ve onu saçlarından tuttu.


Normalde demir çubuklar yüzünden kolunu hiç hareket ettirememesi lazımdı ama Dudian sol koluna biraz da olsa güç uygulayabildiğini fark etti. Bu yüzden son kalan gücünün hepsini sol eline yükledi!


Buz kristallerini özümsediğinden sol koluyla ilgili hiçbir şey hissetmiyordu. Hareket etmesi yarasına kötü gelse de, kolunu oynatabilmişti.


Ancak, bu fırsatı ne olursa olsun kullanmak zorundaydı. Dişini sıkıp tüm gücünü bir anda kullanmıştı.


Bang! Dudian, şişkonun kafasını yere geçirdi. Şişko bayıldı, kafası neredeyse parçalanacaktı. Birçok kötü şey yapmış olsa da, bu daha önce böylesi büyük bir acı çektiği anlamına gelmiyordu.


Dudian, şişkonun saçlarını kopardı ve parmaklarını gözlerine soktu.


Puff! Pop! Sol baş parmağı ve işaret parmaklarıyla şişkonun gözlerini söktü.


"Aaaaaaaaaaaaaaaaaaah! Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaah!"


Şişko deliye döndü ve çığlık atmaya başladı. Kollarını manyak gibi etrafa sallıyordu.


Bang! Şişkonun yumruğu Dudian'in yarasına geldi. Dudian başarılı bir şekilde onu kör ettiğini görünce geri çekildi.


Şimdi saldırı sırası ondaydı.

DARK KİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin