Juranzhi

249 42 3
                                    

"Bu çok gizli bir bilgi." Dayton hafifçe gülümsedi, "Ancak, avcı olmak için özelliklere sahip olduğundan sana bir iki şey söyleyebilirim. 'Tanrı'nın Kutsaması' nın yapıldığı ham maddeler bu kristallerden alınıyor. Enfekte olan insanların ruhları, içlerinde oluşan kin yüzünden kristalleşiyor. Böylece yozlaşarak ölümsüz veya bir yaratığa dönüşüyorlar."


Dudian'in biraz kafası karışmıştı.


Solucan vücuduna girdikten sonra, bayıldığında ruh kristalini hiç acı çekmeden özümsediğini hatırladı.


Bunun asıl neden büyü damgaları mıydı?


"Avcılar bile onları direkt olarak kullanamıyor mu?" diye sordu Dudian.


Dayton başını salladı, "Kullanamıyor."


Dudian şaşırmış ve kalp atışı hızlanmaya başlamıştı. Avcılar ruh kristallerini kullanamıyor muydu? Ama o kullanabiliyordu! En azından koyu mavi topu özümsemişti. Vücudunda hiçbir gariplik hissetmiyordu. Eğer bir sorun olsaydı 'arınma' gününde ortaya çıkardı. İki doktor da, eğer o enfekte olsaydı fark ederdi.


Büyü damgaları!


Avcıların büyü damgaları farklıydı bu yüzden de farklı özellikler bahşediyorlardı. Dudian'in aklına bir fikir gelmişti, "Büyü damgamın bana verdiği özelliğin süper koku olduğunu düşünmüştüm!? Ama görünüşe göre... asıl özelliği buz kristallerini özümsemekle ilgiliymiş!"


Yoksa, buz kristallerinin özümsenmesi özelliklerinden sadece biri miydi?


Heyecanlanmıştı çünkü tahmini doğruysa buz kristallerinden gizlice güç emebilirdi. Kristallerin tanesi 1 altına eşit olsa da, sonuçta güç güçtü.


"Kimlik kartın çıktıktan sonra Maliye Bakanlığına gidip yedi altının alabilirsin. Topladığın diğer şeylerse, 'Elementler Tapınağı' tarafından değerleri biçildikten sonra sana ayrılan pay verilecek. En az yarım ay, en çok bir ay sürer!" dedi ve gülümsedi Dayton.


Dudian'in merakı ağır basmıştı, "Elementler Tapınağı da ne?"


Dayton gülümsedi ama fazla konuşmak istemiyordu, "Birazdan karargahtan gelirler. Dışarı çıkıp orada beklemelisin."


Dudian söylemek istemediğini görünce zorlamadı. Ayağa kalktı ve dedi ki, "Teşekkür ederim Bay Dayton, izninizle."


"Çıkabilirsin."


Dudian çıktıktan sonra Dayton yanında duran orta yaşlı kahyaya baktı ve hafifçe gülümseyip dedi ki, "Ne düşünüyorsun?"


"Bayağı zeki, yaşına göre büyük bir potansiyeli var." dedi orta yaşlı adam, saygılı bir şekilde.


Dayton hafifçe başını salladı, derin bir çekti ve dedi ki, "Doğru. Ahh, ne yazık... ne de olsa, 'hafif vücudu' yok. Önünde çıkmaz bir sokak var ve 'o şey' çok pahalı. Üst seviye bir avcı olmadığı sürece, o şeyden bir tane alacak parayı bulamaz."


"Cidden yazık." dedi ve başını salladı orta yaşlı kahya.


Dayton elindeki kalemi yavaşça masaya vururken dedi ki, "8. bölgede ölen avcı. Bu küçük adam gerçeği biliyor olmalı. Ama bize söylemedi, zaten gerçeği öğrenmek için işkence edecek değiliz. Avcı Karargahı bile işkence etmek istemez. Ne de olsa, bir avcının kaybına karşılık yeni bir tanesi geldi. Üstelik 9. seviye nadir bir Juranzhi'den büyü damgaları var. Muhtemelen onun başını fazla ağrıtmazlar."


Kahya başını hafifçe salladı ve dedi ki, "Çocuk Juranzhi'nin bedenini yaktığını söyledi. Ama konuşurken sesi gergin olsa da, gözleri sakindi. Kendini açığa verdi ama ben gerçekten de yaratığı yaktığını düşünüyorum."


Hafifçe başını salladı, o da ne olduğunu görmüştü. Dudian iyi saklasa da, onun yeteneği son derece hassastı.

...

...

Mellon Vakfı, Avcı Karargahı.


Kalenin içindeki bir ofiste.


Pat! Zarif bir el masaya çarptı. Elin sahibi kırmızı saçlı kızıl zırhlı kadındı. Sinirli bir şekilde masanın arkasındaki orta yaşlı kel adama bakıyordu. Gürleyerek dedi ki, "Kardeşim! Ailem! Ölümü hakkında birçok şüpheli şey var! Gittim kontrol ettim, Huasheng Konsorsiyumuna yeni bir avcı katılmış. İstediğim tek şey konsorsiyumun birkaç ipi çekmesi. Sadece gideceğim ve biraz konuşacağım!"


Kel adam sakin bir şekilde ona bakıyordu. Kadın bağırırken ağzından salyalar saçıyordu. Yüzüne gelen salyaları bile silmedi ama sessizce dedi ki, "Sen bunu daha bilmelisin, elimizde hiçbir kanıt yok. Avcıları gizlice bölgemize sızmış olsa da, elimizde onları suçlayacak bir şey yok. Juranzhi'nin karnında kardeşinin zırhının parçalarını bulduğunu sen kendin söyledin. Vücudunun çoğunu sindirmişti. Kardeşin öldüğü için kızgın olduğunu biliyorum. Ama kardeşini öldüren yaratık öldü! Başka ne yapmamızı istiyorsun ki?"


"Ben intikam istiyorum!" Kızıl zırhlı kadın bağırarak dedi ki, "Kardeşimi yaratık öldürmüş olsa da, başkalarının onu yem olarak kullanmasını kabul edemem. Yaratığın içinde parazit ruh solucanı yoktu. Başkası gelip almış olmalı. Benim kardeşim bir hiç uğruna ölüyor ve başkaları bundan yararlanıyor ha?! Buna asla izin vermeyeceğim!"


Kel adam sakin bir şekilde cevap verdi, "Bunu kabullenemediğini anlıyorum. Ama konsorsiyumun çıkarlarına zarar vermene izin veremem. Gidip kendi başına bir şeyler çevirmesen iyi edersin. Konsorsiyum bu meselenin derinine inecek ve sana tatmin edici bir açıklama verecek!"


"Ben mi konsorsiyumun çıkarlarına zarar veriyorum?" Kızıl zırhlı kadın gülüşüne engel olamadı. Neredeyse gözlerinden yaş geliyordu, "Kardeşim öldü. Söyle bakalım, bunca yıldır kardeşim, konsorsiyuma ne kadar çıkar sağladı! Neler döndüğünü bilmediğimi mi sanıyorsun?"


Kel adam öyle söylememesi gerektiğini fark etmişti. Ağzından kaçmıştı. Hafiften kaşlarını çattı, "Sana konsorsiyumun tatmin edici bir cevap vereceğini söyledim. Eğer o kişiyi bulursak ve o kişi başka bir konsorsiyuma aitse, peşini asla bırakmayacağız. Merak etmene gerek yok ama sakın ola gidip kendi başına iş çevirme! Eğer diğer konsorsiyumlar seni yakalarsa, sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın!"


Kadın gülmeyi bıraktı ve alay eder gibi ona baktı. Hiçbir şey demeden arkasını dönüp gitti.


O sırada kapı açıldı ve bir muhafız içeri girdi. Kadına saygılı bir şekilde eğilip selam verdi ve sonra kel adama gidip dedi ki, "Sayın başkan. Toplayıcı Karargahından haberler var."


Kel adam kaşlarını çattı. Zarfı açtı ve içinde ne yazdığına baktı.


Adam şaşırmıştı. Kadının arkasına baktı ama fark etmediğini gördü. Rahatlamıştı çabucak zarfı kapattı ve dedi ki, "Çıkabilirsin."


Aralarında bayağı bir mesafe olsa da kadın muhafızın dediklerini duymuştu. Gözlerinde öldürme niyetiyle odadan dışarı doğru hızla çıktı.


Kadın çıkınca kel adam bir kağıt çıkardı ve hemen yeni bir mektup yazıp emri verdi.

DARK KİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin