Erik Dalı

215 44 0
                                    

"Büyü damgalarını... özümsedin mi?" Gatt ona doğru koştu. Hemen Glenn'in kanlı vücudunu kontrol etti.


Dudian dahil herkesin gözü Glenn'in üstündeydi. Ona kıskançlıkla bakıyorlardı. O şeyin kendilerini bir yararı olmayacağını bilseler de gözleri heyecanla doluydu.


Glenn hafifçe başını salladı, "Bu sefer sizin sayenizde bu şey elime geçti."


Hepsi nazik bir şekilde davranıyordu ama içlerinde de büyük bir mutluluk vardı. Kıdemli bir avcının onları fark etmesi gelecekleri için çok iyi bir şeydi.


Dudian ölü kılıç ustasına baktı, "Cesedini geri mi götüreceğiz yoksa burada gömecek miyiz?"


Glenn ona baktı ve derin bir iç çekti, "Virüs kaptı, daha sadece 'geçici ölüm' evresinde olsa da Şeytan çok geçmeden ruhunu yiyecek ve bir ölümsüz olarak ayağa kalkacak. Bu yüzden onu yakacağız."


Diğer avcıların yüz ifadeleri değişti, ölü kılıç ustasına bakınca içleri hüzünle dolmuştu. Bu avın tek kötü yanı buydu.


"Kılıcını ben alırım!" Şövalye öne çıktı ve kılıcı yerden aldı. Kısık bir sesle dedi ki, "Son üç görevdir aynı takımdayık... Bu görevde ayrı düşeceğimizi beklememiştim... sonsuza dek."


Gatt şövalyenin yanına gidip omuzuna vurdu ama tek bir kelime bile etmedi.


Yaşamın ne olduğunu anlamak çok zor bir şeydi. Sıradan insanlar için ölüm ve yaşam normal bir şeydi. Ama avcılar için zaman geçtikçe bir alışkanlık haline geliyordu.


Hançerli genç ve şövalye yakacak bir şeyler aramaya gitti. Kağıt, odun, kıyafet... ne bulabilirlerse getirip ölü kılıç ustasının üstüne yığdılar. Çakmakla kılıç ustasını yaktılar. Kızıl alevler herkesin yüzüne parlıyordu, ceset küle dönene kadar izlediler.


Ateş sönünce arkada kalan tek şey küller ve kemiklerdi. Glenn yaklaştı ve kemikleri gömmeye başladı.


Kılıç ustasının cesedini hallettikten sonra Glenn ayağa kalktı ve siyah weaverın cesedine gitti.


Hançerli genç Glenn'e yardım etmek için öne çıktı. İkisi de yaratıkları kesmekte çok iyiydi. Hançerli genç mukozasını kesti ve yaratığın sert kabuğu yere düştü.


Yaratığın anatomisini öğrenmek için nadir bir fırsattı bu yüzden Dudian gidip onları izlemeye başladı. Toplayıcı eğitim kampındayken bazı yaratıkları kesmeyi öğrenmişti ama çeşit çeşit işe yarar parçalar vardı ve her canavarın vücut yapısı farklıydı.


Kan her tarafa akmaya başladı, organlar dışarı çıkınca etrafa keskin bir koku yayıldı.


Dudian sessizce izledi. Neden olduğunu bilmiyordu ama hiç de iğrenmemişti, belki de bu sadece bir yaratık olduğundandı.


Çok geçmeden kabuğu, kafası, dikenli bacakları ve diğer parçalarını sökmüşlerdi. Dudian Glenn'in, siyah weaverın kafasını açtığını gördü. Yaratığın çene kemiğinden yumuşak bir pamuk çıkardı. Yüzündeki ifadeden pamuğun çok değerli olduğu görülebiliyordu.


"Garip. Bu boş çıktı! Yoksa...?" Siyah weaverın karnını kesince hançerli gencin yüzü çirkinleşti.


Glenn ne dediğini duyunca ona baktı. İç organları dışında karnının içinde hiçbir şey yoktu. Karnının içi tamamen boştu.


Dudian'in kafası karışmıştı ama konuşmalarından yumurtalıklardan bahsettiklerini anlamıştı.


"Gelmeden önce doğurdu mu?" Glenn bir tahmin yürüttü ama başını salladı ve dedi ki, "Hayır, imkansız. Genç yumurtaların yaşama şansı çok düşük. Yumurtadan çıkmaları çok zor olur. Çıksalar bile muhtemelen solucanlar zayıftır ve büyü damgaları oluşturamazlar."


Hançerli genç hayal kırıklığına uğramıştı ama yine de işe yarar parçaları toplamaya devam etti.


Dudian karnından sarı sıvı topağı çıkardığını gördü. Bu ona garip gelmişti, "O ne?"


"Yağ." Hançerli genç Dudian'e baktı. Glenn'in Dudian'i övdüğünü hatırlayınca ona karşı daha nazik davranmıştı, "Gaz lambalarını doldurmaya yarıyor. Soylular bu tür şeyleri seviyor."


İnsanların böyle şeyleri gaz lambasını doldurmak için kullanmasını beklemediğinden yaklaşıp daha yakından baktı.


Bir süre sonra siyah weaverın cesedi tamamen parçalanmıştı. Tüm değerli parçalarını bir araya toplayıp geri kalanları bir yere toplamışlardı. Diğer yaratıkların gelip kalanları yememesi için onları yakmışlardı.


Havada garip ve keskin bir koku vardı. Sanki kanlı bir et pişiyor gibiydi.


Dudian burnunu tuttu. Ama aniden siyah weaverın kokusunu aldı. Kokuya odaklandı, koku sanki toprağın altından geliyor gibiydi.


Dudian şaşırmıştı kokunun yayıldığı yeri tespit etmeye çalışıyordu. Siyah weaverı öldürdükleri yerin beş metre uzağında düz ama yumuşak bir toprak vardı. Glenn ve hançerli gencin arasındaki konuşmayı hatırladı, "O şey...?"


O sırada okçu genç dedi ki, "Siyah weaver avı bittiğine göre ben gidip diğer bölgelere bakacağım, belki dönmeden önce nadir bir şey bulabilirim. Ne de olsa, savaşın tadını çıkaramadım, hehe... bir kaşınıyorum? Ha?"


Glenn o arada her şeyi büyük çantaya dolduruyordu, "Olur ama ben daha yeni büyü damgalarını özümsedim. Biraz zayıfım bu yüzden dinlenmek için duvara dönmem gerek. Eğer gitmek istiyorsan git ama sana söyleyeyim, bu senin için tehlikeli olacak!"


"Sorun yok. 6. bölgede görev yapan takımlar olduğunu duydum. Onlara katılıp şansını deneyeceğim!" dedi okçu genç ve güldü.


Glenn bir süre düşündü ve dedi ki, "Tamam, ne istersen onu yap."


Dudian 9. bölgedeki zulasını düşününce hemen dedi ki, "Ben de gitmek istiyorum."


"Sen?" Glenn ona baktı ve kaşlarını çattı, "6. bölge çok tehlikeli. Orada birçok yüksek seviye canavar var bu yüzden gitmen senin için uygun olmaz."


"Ben başka bir bölgeye gideceğim." dedi Dudian, "Ölümsüzler size göre hiçbir şey olmayabilir ama ben son zamanlarda biraz sıkışığım."


Glenn bir süre düşündü, "Tamam. Ama buz kristalleri pek para etmiyor. Eğer paraya acilen ihtiyacın varsa sana 100,000 altına kadar borç verebilirim."


Dudian şaşırmıştı. Yüz bin altın? Ona göre uçuk bir rakamdı. Yerleşim bölgesinde küçük bir kasaba almaya yeterdi!


"Yok sağ ol, o kadarına ihtiyacım yok... Üstelik, kendim kazanmak istiyorum." diye cevap verdi Dudian.


Glenn onun kararlılığını gördü, "Tamam o zaman, 1. bölgeden çıkarken bizle gelirsin."


Dudian başını salladı çünkü 1. bölgede tek başına ilerleyecek kadar cesareti yoktu.

DARK KİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin