Bu O

208 41 0
                                    

Düşman arkasındaydı!


Acı çekince Linda kendine geldi. Çabucak çığlığını bastırdı ve nasıl karşılık vereceğini düşündü. Hemen gelen okları savuşturmak için eliyle kılıcını kaldırdı. Diğer elini de duvardan çekti. Yere düşmeye başladı.


Gücü ve yetenekleri sayesinde üçüncü kattan düşmek onu yaralamayacaktı.


Yere indikten sonra Linda okun atıldığı yere baktı. Karşı tarafında bir bina vardı. Ama tırmandığı bina kadar yüksek değildi. Okçu olduğunu düşünüp en yüksek binada olacağını düşünmüşlerdi ama bunun bile planının bir parçası olacağını asla düşünemezlerdi.


Acelesi olsa da bir süre durup okun geldiği yöne baktı.


Düşman çatıdaydı!


Yıkık dökük duvarın dibinde küçük bir kişi vardı. Elinde yay ve ok vardı. Bir kez daha ona nişan aldı ve atışını yaptı!


"Nasıl olur... Bu o!"


Linda düşmanının yüzünü gördü. Yüzündeki acıyı tamamen unutmuştu, içi korkuyla kaplıydı.


İcabına bakmaya çalıştıkları yeni yetmenin önlerinde çıkacağını düşünmezdi. Üstelik aynı yeni yetmenin onu takip edip, pusuya düşürüp, neredeyse öldüreceği aklının ucundan bile geçmezdi.


Whoosh!


Okun sesi onu kendine getirdi, çabucak kılıcıyla oku savuşturdu.


O anda, mükemmel kılıç ustalığı hayat bulmuştu. Linda'nın tepkisi yarım saniye geç olsa da oka vurmaya yetmişti. Kırık ok kılıca çarpıp yere düşmüştü.


O sırada Dudian'ın eli arkasına gitti ve üçüncü oku alıp hedefine nişan aldı.


Ancak, sürekli olarak ok atılması Linda'nın içini titretmişti ve yüzü çirkinleşmişti. Orada öylece bir hedef gibi duruyordu. Çabucak arkasını döndü ve binanın içine saklandı.


Beklenmedik bir şekilde Linda binaya girince ayağı bir şeye takıldı.


Ta! Sanki şimşek tanrıçasıymış gibi anında tepki verdi ve oradan uzaklaştı. Ancak ayağına takılan ip her yerde vardı. Onu oraya sabitlemişti. Üstelik ip o kadar iyi bağlanmıştı ki hareket ettikçe sıkılaşıyordu.


O anda ipin öbür ucundan ani bir güç geldi.


Linda sanki bir kuşmuş gibi havaya kalktı. Ayakları havaya başı yere bakıyordu.


Çabucak ipi kesti ve kendini kurtardı.


Yalnız, ipi kesince üst katın tavanı çökmüştü.


Kaçmak için aceleyle yana yuvarlandı. Bang! Taşların az önce olduğu yere düştüğünü duydu. Hava tozla kaplanmıştı. İçinde bir korku oluşmasına engel olamadı. Ancak, Linda'nın sinir tavan yapmıştı. Asil bir orta seviye avcı olarak neredeyse bir yeni yetmenin elinde ölecekti. Eğer ipi zamanında kesmeseydi taşlar onu öldürebilirdi.


Üstelik yüzünde bir ok vardı. Eğer oka bir taş gelseydi, kim bilir ne kadar derine girerdi.


Dudian tuzağın başarısız olduğunu görünce kaşlarını çattı. Orta seviye bir avcının gücünün ve yeteneklerini görünce içinde korku ve umutsuzluk oluştu.


Linda elleriyle yüzünü tuttu, adrenalin yüzünden göğsü hızlıca kalkıp iniyordu. Dudian'in olduğu binaya baktı ama gitmeye cesaret edemedi. Hatta şu anki binanın içine girmek gibi bir planı bile yoktu çünkü çok ağır yaralanmıştı ve tuzaklar ona bir korku salmıştı bu yüzden bir süreliğine olduğu yerde durmaya karar verdi.


Gale ve koyu tenli kızın ne olduğunun farkına varmış olacağına inanıyordu. Karşı taraf tek bir kişiyken onlar üç kişiydi bu yüzden eninde sonunda Dudian'i yakalayacaklardı!


Ancak, Linda Dudian yayını sırtına takıp arkasını döndüğünü... ve kaçtığını görmüştü.


Kaçtı?


Öylece kaçmak mı istiyor?


Tuzakların işe yaramadı ve bir numaran kalmadı. Şimdi de kaçmak mı istiyorsun?


Sinirden deliye dönecekti. Yüzündeki kaslar titredi ve ok yarasına etki etti. Acı başına vurmuştu. Ama Dudian'in peşinden gitme isteğini bastırıyordu. Gitmemesinin ilk nedeni içinde başka bir tuzak olacağına dair korku olmasıydı. İkinci neden ise şu anda ağır yaralı olmasıydı. Eğer oku çıkartmazsa bir eliyle oku tutmak zorunda kalacaktı. Yoksa koşarken veya hareket ederken ok sürekli oynardı.


Üstelik, okta zehirli kan olduğunu biliyordu. Kokusu ölümsüz kanına benziyordu.


Dişini sıktı ve oku yavaş yavaş çekti. Okun ucundaki temren* çıktığında beraberinde ağzından bir parça et getirdi. Göz yaşları akmaya başladı. Kariyeri boyunca aldığı en kötü yara olmasa da, en çok acı çektiğiydi!

*Kargı ya da ok gibi batıcı şeylerin ucundaki sivri demir.

Hemen çantasından ilk yardım çantasını çıkardı. Enfekte olmaması için yüzünü bandajladı.


O sırada, Gale ve koyu tenli kız geldi. Yüzündeki yarayı görünce şaşırmışlardı.


"Peşinden gidin! Çabuk! Kaçmasına izin veremeyiz!" dedi Linda, yüzünün öbür tarafını kullanarak.


Gale ve koyu tenli kız Linda'ya son bir kez bakıp Dudian olduğu binaya gitti.


"Lanet olsun! Kokusunu örtmek için üstüne sıçan kanı sürmüş!" dedi Gale, kanın olduğu yöne giderken. Ama ikisi de binaya girmedi ve öteki tarafına gittiler.


Kemik sıçanları çok yaygın canavarlardı ve her yerde görülebiliyorlardı. Karşı tarafın saklanmak için böyle bir kan kullanacağını hiç düşünmemişti!


Baştan beri yanlış hedefi kovalıyorlardı! Muhtemelen kendi pozisyonunu belirtmek için başta bilerek öyle yapmıştı.


Gale'ın içi detaylıca düşününce buz kesti.


Köşeye geldiğinde Gale çabucak dedi ki, "Çok hızlı. Çoktan kaçmış!"


Koyu tenli kız ne dediğine pek önem vermedi çünkü etrafta bir tuzak olup olmadığına bakıyordu.


"Lanet olsun!"


Sokağın yarısını koştuktan sonra Gale kendini tutamadı ve saydırdı. Koyu tenli kıza dedi ki, "Önceden bir yerde üç tane 'kemik sıçanı' saklamış olmalı. Şimdi onları bıraktı. Kokusu da onlarla karıştı ve hepsi farklı yöne kaçıyor. Ayrılıp onun peşinden gitmeliyiz!"


Koyu tenli kız şaşırmıştı.

DARK KİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin