İhtiyar Fulin ona askeriye gazetesini uzattı. Dudain sayfalara göz atarken gözüne bir başlık çarptı. Adliye atların iplerinden parmak izi almak için dedektifleri görevlendirdi. Şeytani katiller çok geçmeden açığa çıkacak.
Dudian başlığa baktı, "İplerdeki parmak izleri mi?"
İhtiyar Fulin Dudian'in yüz ifadesini fark etmişti, "Merak etmene gerek yok. Yağmurdan sonra parmak izi falan kalmamıştır. Aslında bir bakıma katili kandırmaya çalışıyorlar. Eğer katil bir kanıt bulunduğunu sanarsa ipi yok etmek için olay yerine geri dönecektir."
Dudian başını salladı ve güldü, "Bu davalar gerçekten de çok komik. İpler deri bile değildi, sürücü olarak davransam bile... Belki bilmiyor olabilirsin ama şu anki teknolojiyle hasırdaki parmak izlerini tespit etmek imkansız."
İhtiyar Fulin gülümsedi, "Dedektiflerin olay yerindeyken eldiven giymesine şaşmamalı. Ben de hep ellerini kirletmek istemediklerini sanıyordum."
Dudian gülümsedi, eskiden bu herkesin bildiği bir şeydi lakin bilginin yasaklandığı bu çağda insanlar hiçbir şeyin farkında değildi. Soylular dünyêvi zevklerinde boğulmuşlarda bu yüzden bu tür şeylere pek kafa yormuyorlardı. Adliyenin bu hareketi, açık bir şekilde katili çekmek için olduğu belliydi. Katilin yakalanmamak için ipleri yok etmeye çalışacağını düşünüyorlardı.
"İşte bu yüzden soylular kendileri yerine işlerini avcılara yaptırıyorlar." dedi Dudian.
"Hiç kanıt bıraktığımı düşünmüyorum ama sanırım artık birkaç tane yapma vakti geldi." dedi Dudian, yüzünde büyük bir gülümsemeyle.
"Kanıt mı yapacaksın?" İhtiyar Fulin'in kafası karışmıştı.
...
...
Ertesi gün.
İhtiyar Fulin, Dudian'e iyi haberler getirdi. Kibrit işini Scott Konsorsiyumuyla konuşmuş ve halletmişti. Onlar %1.5 pay alırken Scott Konsorsiyumu %98.5 alacaktı.
Dudian kendine engel olamadı ve İhtiyar Fulin'e baktı. Onun berbat bir pazarlıkçı olduğunu düşündü. 1.5 oran o kadar düşüktü ki, sokaktaki bir çocuk bile daha iyi pazarlık yapardı. Lakin, Scott Konsorsiyumu formülü eninde sonunda alacaktı ve çok geçmeden de kendileri üretmeye başlayacaktı.
Belki de bu kadar düşük pay almalarının nedeni ellerinde pazarlık yapacak fazla bir şey olmamasıydı.
"Anlaşma imzalandı. Formülü ver de ben de gidip Scott Konsorsiyumuna vereyim. Başlangıç olarak bize 1000 altın sikke ödeyecekler." İhtiyar Fulin çok heyecanlıydı, "1000 altın sikkeyi aldıktan sonra fabrikayı genişletebiliriz." Böylece kârımız da 2 katına çıkacak."
Dudian başını salladı. Scott Konsorsiyumu kibrit işini sonuna kadar kullanıp yeni bir sektör yaratacaktı.
"Mellon Konsorsiyumu neler olduğunu öğrenmiş olmalı. Şimdilik tekstil fabrikasını korumaya odaklanmalı ve alabildiğimiz kadar sipariş almalıyız. Merak etme. Bundan kesinlikle kâr edeceğiz. Kesinlikle!" dedi Dudian.
"Hmm." İhtiyar Fulin gülümsedi. Onları cennete doğru götüren yolu hafiften görebiliyordu.
...
...
Fabrikada işler tıkırında olduğundan İhtiyar Fulin alabildiğince çok sipariş alıyordu. Fabrikadan Fulin'in üçüncü oğlu Sander sorumluydu. O işle ilgilenirken, ikinci oğul Jake de Yard şehrine, kibrit dükkanlarına ve halkla ilgili işlere bakıyordu.
İhtiyar Fulin, bağlantıları olduğundan siparişlerle şahsen ilgileniyordu.
Aile çöküşte olsa da, İhtiyar Fulin hala çakı gibi ailenin başındaydı. Malları ucuzdu, bu yüzden pek çok kişi onu reddetmekte zorlanıyordu. Elinde bir sürü sipariş vardı. Hatta bazı siparişler binlerce altın sikke değerindeydi.
Dudian'in daha fazla yatakta kalmak gibi bir niyeti yoktu. Birkaç gün sonra Barton, Kroen ve Joseph'i bulmaya gitti, "Partide tokatladığım adamı hatırlıyor musunuz?"
"Tabii ki de hatırlıyoruz." Üçlü hemen başını salladı. Dudian'in bir soyluyu tokatlaması onları etkilemişti. O anı ne zaman düşünürlerse düşünsünler kanları kaynıyordu. Dudian'in onlarla aynı yerden çıktığını bilseler de, o şu anda hayal edemeyecekleri bir yerdeydi.
Bu nedenle git gide onu daha çok takip etmek istiyorlardı.
O da, onlar gibi bir yetimdi.
Onlar da Dudian'in yaptığı gibi büyük bir şey yapmak istiyorlardı!
Dudian onlara bir kağıt uzattı, "Bu adresi. Onu takip etmenizi istiyorum. Yaşadığı yeri,nereye gittiğini, hobilerini, her şeyini bilmek istiyorum. Görev için her birinize 10 altın sikke vereceğim, eğer yetmezse bana haber verirsiniz."
Kroen diğerlerinden daha ileri görüşlüydü, "Dean, onu da Diyakoz Huey gibi halletmek mi istiyorsun?"
Dudian ona baktı, "Dışarıda çalışırken Diyakoz Huey adını dahi anmayın. Dikkat edin yerin kulağı vardır. Üstelik, bu dünyada inanılmaz güçleri olan insanlar var. Binlerce metre uzaklıktan sesinizi duyabilir ve saç renginizi görebilirler. Daha dikkatli olmalısınız. Anladınız mı?"
"Binlerce metre uzaktan mı görebiliyorlar?" Üçlü korkmuştu. Lakin partideki şövalyenin gücünü düşününce Dudian'in ne demek istediğini ve yaptıkları hatayı anlamışlardı.
"Gidin." dedi Dudian.
Üçlü başını salladı ve Ryan Kalesinden ayrıldı.