Colin Madeni Mel ailesinin malıydı ve Ticaret Odasının kontrolü altındaydı. Kener mahallelerin batı bölgesinde yer alıyordu. Dudian bir araba kiraladı ve üçüyle beraber yola düştü.
Kenar mahallelerde arabalar hiç yok denecek kadar azdı. Anca Ticaret Odasında iyi bir mevkisi olanlar veya diğer fabrikaların yöneticileri arabaları kiralıyordu.
Joseph, Kroen ve Barry için arabaya binmek bir ilkti. Arabayı kurcalamamak için kendilerini zor tutuyorlardı. Hatta koltukları kirletecekler diye korkuyorlardı.
Dudian hiçbir şey demedi. Zor zamanlar geçirdiklerini biliyordu ve bu yüzden kolay kolay alışamazlardı. Yarım saat sonra araba Colin madeninin önünde durdu. Kenar mahalledeki en önemli iş burada dönüyordu. Ticaret Odası buraya kullanmak için mükemmel bir bina inşa etmişti.
Arabadan ilk çıkan Dudian'di. Sürücüye ücret olarak iki bakır sikke verdi. Üçlüyle beraber binaya doğru yürüdüler.
Kapıyı iki tane halsiz genç muhafız koruyordu. Çocukların geldiğini görünce anında dikeldiler, tembel halleri bir anda yok olmuştu. İçlerinden biri Dudian'e baktı, onu baştan aşağıya süzdükten sonra dedi ki, "Burası Ticaret Odasına ait olan Colin binası. Burada ne işiniz var?"
"Baş memura söyle gelip beni görsün." dedi Dudian.
İkisi bir anlığına şaşırmıştı, biri Dudian'e dönüp dedi ki, "Küçük kardeş, bir vatandaş olarak ya da sahibinizin emri altında buraya ham maden satın almaya geldiyseniz o zaman sizle ilgileniriz. Müdürümüzle görüşmeniz konusuna gelirsek, size bunu söylemekten utanıyorum ama bu isteğinizi gerçekleştiremem."
Dudiane muhafız rozetini çıkardı ve dedi ki, "Yapman gereken tek şey benim Mel ailesini temsil ettiğimi söylemek."
Çapraz kılıçlı rozeti görünce ikisi de şaşırmıştı. Dikkatlice bakıp sahte olmadığına karar verdikten sonra içlerinden biri dedi ki, "Sen burada bir süre bekle ben gidip söyleyeyim. İsmin ne?"
"Öğrenecek konuma sahip değilsin." dedi Dudian, umursamaz bir şekilde.
Dudian az önce Mel ailesini temsilen geldiğini söylediğinden, muhafız Dudian'in konuşma şekline aldırış etmedi. Üstelik, Ticaret Odasının işlerine karışmak gibi bir hakkı yoktu.
Dudian ve diğerleri muhafızı içeri takip etti.
Giderken yollarını başka muhafız kesmemişti.
Dudian ticari bölgede çeşit çeşit lüks yerler görmüştü. Bu yüzden Ticaret Odasının girişi onun gözlerinde bir hiçti. Hatta biraz derme çatma olduğu bile söylenebilirdi. Koltuklara göz gezdirdi ve gidip birine oturdu. Joseph, Kroen ve Barry sessizce onu takip etti.
Üçlü için böyle bir yere gelmeleri bir ilk olduğundan, çok gerginlerdi.
Bir süre sonra, muhafız yanında uzun bir kadınla geri döndü.
Muhafız Dudian ve diğerlerinin koltuklarda oturduğunu görünce saygılı bir şekilde yanındaki kadına bir şey dedi.
Kadın Dudian'e baktı ama arkadaki üçlüyü görünce kaşlarını çattı. Onlara yaklaştı, "Affedersiniz, siz Mel ailesinin gönderdiği kişiler misiniz?"
Dudian kadının gözlerindeki aşağılamayı görebiliyordu, "Sen müdür müsün?"
"Buraya ben bakıyorum." Dudian'in sorusuna cevap vermediğini görünce kadın kaşlarını çattı.