Ertesi gün.
Dudian terzi dükkanına gitti ve cüppeyle maskeyi aldı. Üstüne deneyince tam oturmuştu. Sonrasında gizli odanın olduğu sokağa gitti. Bu sefer düne göre bir kişinin kokusu azdı.
"Tam da beklediğim gibi, burada her gün biri var." diye düşündü Dudian. Sokağa girince maskesini taktı ve girişin olduğu duvara gitti. Eliyle duvarı kaplayan kumaşa dokundu. Eğer sıradan biri yanlışlıkla kumaş olduğunu fark ederse ve kumaşı yırtarsa, görecekleri şey yine de bir duvar olacaktı. Ama Dudian buranın gizli odanın girişi olduğunu biliyordu çünkü tek bir bakışla tuğlalar arasındaki açıklığı görmüştü.
Dudian bir taş aldı ve hafifçe duvara vurdu.
Cevap yoktu.
Bu sefer taşı hafifçe iki kez vurdu.
Dudian, kokularından içerideki iki kişinin duvara yaklaştığını anladı. Bir süre bekledi ama açmayacaklarını anlayınca iki kez tıklattı ve kısık bir sesle dedi ki, "Ben de sizdenim. Kötü niyetim yok, ben sadece topluluk arayışında olan bir simyagerim..."
Hala ses seda olmadığını görünce, içeridekilerin ne yapacaklarına karar verdiklerini düşündü.
Aniden, Dudian garip bir koku kokladı. Kaşlarını çattı, duvardan bir tuğla çekilmişti.
Whoosh!
Tuğla çıkar çıkmaz aralıktan bir şey fırlamıştı.
Dudian böyle bir şeye karşı hazırdı bu yüzden zamanında kaçabildi. Ama o şey yere düştüğünde etrafa sıçradı ve birkaç damlası cüppesine geldi. Siyah cüppe hafiften eridi, "Sülfürik asit." diye mırıldandı Dudian.
Dudian arkasını dönüp tuğlalara baktı ve dedi ki, "Gerçekten de kötü bir niyetim yok. Eğer olsaydı Kutsal Kiliseye gider ve sizi ihbar ederdim. Benim yerime burada olan bir Işık Şövalyesi olurdu."
İçerideki ikili saldırılarının bir işe yaramayacağını düşünmemişti. Dudian'in dediklerini duyunca onun gerçekten de böyle bir şey yapabileceğini fark ettiler. Eğer Kutsal Kilise'ye ihbar etseydi, o zaman şu anda etrafları sarılmış olurlardı.
"Sana nasıl inanacağız?" İçeriden bir kızın sesi yankılandı.
"Nasıl bir kanıt istiyorsun?" diye sordu Dudian.
Bir süre sessizlerdi ama ardından kız dedi ki, "Dövmeni göster."
Dudian gülümsedi, "O zaman beni içeri almalısınız. Burası güvenli değil, hem burada gösterirsem dikkat çekebiliriz."
Dudian'in dediklerinin mantıklı olduğunu düşündüler. Duvar aniden açıldı. İçeride loş bir ışık vardı ama bu Dudian'in görüşünü engellememişti. İçeride üstlerinde maske ve cüppe olan iki kişi vardı. Vücut yapılarına bakınca daha genç olduklarını anladı. Bir kız ve bir erkek.
"İçeri gel." dedi kız.
Dudian başını salladı ve içeri girdi.
Oğlanın maskesinin ardında bir çift uyanık göz vardı. Dudian'e gözünü bile kırpmadan bakıyordu, "Şimdi bize dövmeni göster."
Dudian hafifçe başını salladı, cüppesini sıyırıp göğsündeki kara haç dövmesini açtı, "Gördünüz mü?"
Kız öne eğildi ve baktı, sonra dedi ki, "Gerçekten de bizden biri. Benimle gel."