Sınav.

211 34 2
                                    

Dudian Jenny'nin sınavı hakkında düşünürken araba ticari bölgenin dışında ıssız bir kasabaya geldi ve sıradan bir evin önünde durdu.

Dudian arabanın perdesini açtı ve adresi doğrulamak için kapının üstündeki numaraya baktı. Yağmur durmuştu ama yerler hala ıslaktı. Koltuğun altından altınla dolu bir çuval çıkardı ve arabadan indi. Anahtarları çıkartıp kapının kilidini açtı.

Ev eşyalarla doluydu. Konsorsiyum ona yardımcı olmak için çoğu şeyi önceden hazırlamıştı. Ancak, eve daha önce gelmediğinden içerdeki her şey tozla kaplıydı.

"Bana birkaç hizmetçi lazım." dedi Dudian, eliyle tozlara dokununca. Altınla dolu çuvalı güvenli bir yere koydu.

Bong! Ding-dong!

Saat çalmaya başladı.

Dudian saate baktı. Akşam sekiz olmuştu. Bir saat sonra sokağa çıkma yasağı başlayacaktı. Evden çıkıp kapıyı kilitledi ve sürücüyle beraber Avcı Karargahına döndü.

Ertesi gün.

Dudian yine zamanında kalktı ve kalenin kafetaryasına gidip kahvaltısını yaptı. Birkaç öğrenci ona bakıp fısıldaşıyordu.

Ancak, kısık sesle konuşsalar da Dudian onları duyabiliyordu.

"Glenn'le bir kez ava çıkınca ünlü biri olmayı beklememiştim." diye düşündü Dudian, yemeğini yerken. Yemeği bittikten sonra eğitim alanına gitti ve dünki eğitime kaldığı yerden devam etti.

Bugün geldiğinde, ona ok ve diğer şeylerle ilgili yardım etmesi gereken hizmetkarlar çoktan oradaydı.

Diğer işleri onlar hallettiğinden Dudian eğitimine odaklanabilmişti. Üstelik, sırf atış yaptığından düne göre iki kat daha iyiydi.

Genç eğitmen bugün normalden daha erken geldi. Canla başla çalışan Dudian'i izledi. Birkaç şey gösterdikten sonra gitti ama bayağı tatmin olmuştu çünkü Dudian'in çoklu ok atışının temellerini kaptığını görmüştü.

100'den fazla buz kristalini özümsedikten sonra Dudian'in vücudu genç eğitmenin hayallerinin ötesine geçmişti. Dudian eğitmenin ona verdiği görevi bitirdi ama yine de öğlen 3'e kadar çalıştı.

Birkaç gün içinde olacak sınavı düşününce eğitim alanından çıktı ve bir araba kiralayıp adliyeye doğru yola koyuldu. Adliye binasının görünüşü sıra dışıydı. İhtişam konusunda toplayıcı karargahıyla bile yarışırdı.

Dudian resepsiyona yaklaştı.

"Evet, stajyerler beş gün içerisinde Boer Meydanında alınacak. Eğer katılmak istiyorsan o zaman oraya gidip ilk sınavı geçmen gerekecek." dedi muhafız.

Dudian adresini yazdı ve adliyeden çıktı. Başka bir araba kiralayıp yerleşim bölgesine geri döndü.

Dudian geldiğinde Jura ve Gray evde yemek yiyordu.

Geri döndüğünü görünce şaşırmışlardı. Onlar birkaç şey sorduktan sonra Dudian dedi ki, "Ticari bölgedeki ev hazır. Bugün size oturma izni çıkarttırmak için geldim. Bu sayede istediğiniz zaman taşınabilirsiniz."

İkisi de çok mutluydu.

Gray güldü, "Teyzen, burada uzun süredir yaşadığımızdan ve komşularımızı sevdiğimizden gitmek konusunda biraz çekingen davranıyor."

Dudian Jura'nın huysuzluğunu bildiğinden başını salladı.

Ertesi gün.

Dudian, Jura'yla Gray'i alıp devlet kurumuna götürdü ve onlara geçici oturma izni almalarında yardım etti. Ardından, hep beraber yeni evlerine gittiler.

Jura ve Gray evi çok sevmişti. Ticari bölgenin ıssız bölgelerinde olsa da önceden yaşadıkları yerden kat ve kat daha iyiydi.

Dudian altınları koyduğu kasasından yüz altın sikke çıkardı ve evin anahtarıyla beraber onlara verdi.

Sabah 9 olduğunda eğitim alanına geri dönmüştü. Genç eğitmen geç kaldığı için onu azarlamış ve nedenini sormuştu.

Dudian dürüstçe cevap verdi.

Dudian'in dediklerini bir süre dinleyince genç eğitmenin yüzü yumuşamıştı ama yine de bugünkü görevini normalin 3'te 1'i kadar arttırdı.

Dudian eğitime ara verdiğinde hukuk çalışıyordu. Artık sıradan bir vatandaş olmasa da stajyer hakim pozisyonu onun için önemliydi.

Bir avcıydı ama yine de görünüşte kimliğinde bir sivildi.

Sivil olunca duvarın dışında öldürülsen bile Mellon Vakfı dahil hiç kimse senin için üzülmezdi. Yani sivil olduğun için düşmanların ceza konusunda pek umursamazdı.

Ertesi gün, genç eğitmenin verdiği görevi Dudian saat 3 gibi bitirdi. Düne göre erken bitirdiğinden kendini geliştirdiği belli oluyordu.

Aradan çabucak 5 gün geçti.

Dudian sabah ve öğlenleri çoklu ok atışlarını geliştirirken akşamları kütüphaneye gidip hukuk çalışıyordu. Her akşam eve giderken yanında bazı kitaplar götürüyordu ve odasına kapanıp gece 12'ye kadar çalışıyordu. Neredeyse bir hafta boyunca sadece 6 saat uyku çekmişti.

"Eğitmenim, bir günlüğüne izin almak istiyorum." Dudian genç eğitmenle karşılaştığında üstünde sıradan kıyafetler vardı.

Genç eğitmen Dudian'in üstündekileri görünce kaşlarını çattı, "Nereye gidiyorsun?"

"Özel bir mesele." diye cevap verdi Dudian.

Genç eğitmen ona baktı, "Tamam ama bugünün görevini yarınkiyle beraber yapacaksın."

Dudian sevinmişti, çabucak teşekkür etti ve vedalaşıp gitti.

Yan tarafta onları dinleyen beş stajyer şaşkınla neler olduğunu izledi. İçlerinden biri hemen dedi ki, "Eğitmenim, benim de özel bir işim var."

"Siktir lan eğitimine dön!"

...

...

Dudian kalenin dışında bekleyen arabaya bindi ve sürücüye son hızla Boer Meydanına gitmesini söyledi.

Yarım saat sonra araba Boer Meydanının dışında durdu.

Dudian dışarıdan gelen sesleri duyuyordu, neler olduğunu görmek için kapıyı açtı. Sokakların tıka basa dolu olduğunu görünce şaşırdı. Arabalar uzun sıralar oluşturuyordu. Herkes buraya sınav için gelmişti.

"Çok fazla kişi var!" Dudian'in içinde biraz baskı oluşmuştu. Arabadan indi ve kalabalığın arasına karıştı.

Akranlarından daha uzundu ama sağlıklı bir yetişkinden daha kısaydı.

Sinsi bir kedi gibi kalabalığın arasında ilerledi. Yolda giderken eğilip kızın birinin bacağını sıktı. Kız arkasını dönüp karşısındaki gence öfkeyle bağırdı ve saldırmaya başladı.

Çocuk ne olduğunu bilmediğinden şaşırmıştı.

Dudian yolu yarılamışken tanıdık bir bayrağı olan lüks bir araba gördü. Aklında o yağmurlu gece geldi.

"Bu o!" Dudian şaşırmıştı. Çünkü Jenny'nin kokusunu çok fazla kişi olduğu için kalabalığın arasında alamamıştı. Aralardan geçip arabaya doğru gitti.

Her tarafı zırhla kaplı bir şövalye arabanın önünde duruyordu. Dudian'in ona doğru geldiğini görünce elini kaldırdı ve soğukça dedi ki, "Geri çekil!"

Dudian durdu ve yüksek sesle bağırdı, "Jenny!"

Sesi neredeyse kalabalığın gürültüsün bastırmıştı. Tam o sırada arabanın perdesi açıldı ve Jenny Dudian'e şaşkınlıkla baktı. Jenny tatlı bir şekilde dedi ki, "Dean?!"

DARK KİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin