ilk

195 34 0
                                    

"Sence neden geldiler?" diye sordu Dudian.


İhtiyar Fulin bir süre düşündü ve ardından cevap verdi, "Eğer yanılmıyorsam, iki yıl içinde Milan ve Burong ailesini bağlayan bir evlilik olacak. Acaba o yüzden olabilir mi?"


"Evlilik mi?" Dudian şaşırmıştı. Bir süre sessiz ve kaldı ve sonra dedi ki, "Eeee, evlilik olacak mı yani?"


İhtiyar Fulin başını salladı, "Burong ailesinin küçük hanımı evliliği kabul etmedi. Üstelik, Mel ailesi de gizlice evliliği önlemeye çalışıyor. Ne de olsa, Burong ve Milan ailesi evlilik yoluyla bağlandı mı, Mellon Konsorsiyumundaki en büyük güç olacaklar ve de bundan en çok etkilenen Mel ailesi olacak. Mel ve Burong ailesinin arası biraz iyi olsa da, araya kan bağı girdikten sonra kim bilir neler olur."


Dudian ona baktı, "İkisinin bugün sorun çıkartmaya gelmesine şaşmamalı. Üstelik, Mel ailesinin genç hanımı hiç de basit ve sorumsuz bir kız gibi gözükmüyor."


İhtiyar Fulin gülümsedi, "Tam da tilki gibi bir kız."


Dudian onaylar gibi başını salladı.


"Ancak, bugün Milan ailesini aşağıladın bu yüzden bir süre kendine dikkat etsen iyi olur." İhtiyar Fulin iç çekti, "Artık bağımsız bir konsorsiyumuz ve Mellon Konsorsiyumuyla bir bağımız kalmadı lakin ne yaparlarsa yapsınlar bir süreliğine dayanmak zorundayız."


Dudian cevap vermedi, "Bugün olanlar canlarını sıkmış olmalı. Eğer onların istediği gibi oynarsak anca kendimizi aşağılıyor oluruz. Milan ailesi bugün olanları etrafa yaymaz. Bir soyluya saldıran kişi olarak da, bana dava açmalarının imkanı yok. Yine de, karşı taraf bizden nefret ediyor, yani kendimizi tutmanın bir manası yok. Bir daha ne zaman saldıracaklarını bilmiyoruz."


İhtiyar Fulin Dudian'e baktı, sanki karşısında 30'lu yaşlarında kurnaz bir tilki var gibiydi. Onu görünce aklına tarihteki yetenekli kişiler geliyordu. Çoğu onun yaşlarında yeteneklerini göstermeye başlamıştı.


Belki de, bu genç adam da büyüyüp ilerde sıra dışı biri olacaktı. Lakin kesin bir şey vardı, o da iyi biri olmayacağıydı.


İhtiyar Fulin Dudian'e baktı, "Orta seviye bir şövalyeyi alt ettiğinin haberi yarına yayılır. Gazetelere çıkmasa da üst sınıflar bunu öğrenir, yani yarına ünlü biri olacaksın. Ancak, ünlü biri olmak senin için iyi bir şey olmayabilir."


"Mellon Konsorsiyumu beni halletmek için hemen harekete geçecektir." dedi Dudian, "Duvarın dışında avlanabilmek için mümkün olduğunca kısa sürede para bulup yeraltı geçidini kiralamalıyız."


İhtiyar Fulin gülümsedi, "Bu konu hakkında sana güvenebilirim, değil mi?"


Dudian başını salladı ve atölyeyi düşündü, ardından ayağa kalkıp dedi ki, "Ben kalkayım."

...

...

Ryan Kalesinden çıktığında sokağa çıkma yasağı başlamıştı.


Ancak, sokakta devriye gezen askerler Dudian'in arabasında Ryan Ailesinin bayrağını görünce onu durdurmadı.


Dudian eksik bir şey olmaması için aldıklarını bir kez daha kontrol etti ve sonra atölyeye geri döndü. Kutulardan birinin üstüne çıktı ve uyumak için uzandı.


Ertesi gün.


Dudian ticari bölgenin öle marketine gitti. 20 gümüş sikkeye 20 köle aldı. Çoğu siyah tenli ve sağlam yapılıydı. 10 tanesi erkek, 10 tanesi kadındı. Yaşları ise 18'den 25'e değişiyordu.


Soylular, iş adamları ve şövalyeler ellerindeki kölelerin ihtiyaçlarına karşılayamayınca satıyorlardı.


Dudian köleleri kendi üstüne yaptırmadı, onları Ryan ailesinin adına aldı. Köleleri küçük atölyeye götürdü. Onlara üretim aşamalarını öğretmesi gerekiyordu.


Köleler akıllıydı. Dudian en büyükleri olan Harry'i atölyeyi idare etmesi için seçti. Harry eskiden bir şövalyenin ailesi için kahya olarak çalışıyordu.


Dudian bütün gün boyunca köleleri ürünün nasıl üretildiğini ve neleri bilmeleri gerektiğini öğretti.


Akşam olduğunda Dudian hazır ürünleri saymaya başladı. Yaklaşık 1000 kutu olmuştu.


"1000 kibrit kutusu 2 gümüş sikke patlıyor. Eğer çabucak satmak istiyorsam fiyatı düşük tutmak zorundayım. 1000 kutuyu 20 gümüş sikkeye satarsam 1'e 10 gelir sağlarım."


Yapacağı ilk ürün kibritti.


Bir bakıma simya olarak sayılabilirdi, ancak hiçbir patlama olmadığından yasaklanmayacaklardı. Üstelik, yapımı kolaydı. Sadece sarı ve kırmızı fosforla birkaç temel malzeme lazımdı. Nasıl yapıldığını bildiğinden bu çağda kullanabilecek en iyi kibriti yapabilirdi. Daha ortada elektrik yoktu bu yüzden kibritler çabucak çakmağın yerini alabilecekti!

(Ç.N: Şimdi bazıları çakmak bitmez daha kolay diyecek ama çakmağın gazını duvarın dışındaki canavarlardan alıyorlar yani daha pahalıya patlıyor...)


Çakmak bir kutu kibrite göre daha ağır olduğundan ve bazen yanmadığından, çabucak üstünlüğünü kaybedecekti.


Üstelik, kibritler tüketilebilen eşyalardı. Ne kadar üretirse üretsin hep daha çok isteyen olacaktı. Çakmakların yerini aldıktan sonra para su gibi akacaktı.


"Eğer günde 20 gümüş sikke kazanırsam, o zaman 10 günde 2 altın sikke biriktirebilirim." Dudian kafasından hesaplamalar yapıyordu. Kölelerin daha hızlı çalışıp çalışamayacağını düşündü. Bu daha ilk denemeleriydi, o yüzden pek hızlı çalışamamışlardı ama zaman geçtikçe üretim artabilirdi.


"Eğer bu kibritleri makineyle üretebilseydim..." Dudian makineleri düşündü, "Eğer sanayi devrimi gerçekleşirse üretim hızı kat ve kat artar. Ancak, konsorsiyumlar yeni buluşlar yapılmasın diye mucitlere finansal baskı uyguluyor."


"Eğer durum buysa, planlarımı hızlandırmak zorundayım." Detayları düşününce Dudian'in gözleri kararlılıkla doldu. Eğer başkaları onun yaptığını çalarsa, onlara izin verecekti. Onun üretim hızına nasıl yetişeceklerini izleyip görecekti!


Dudian birkaç yıkık dökük ev kiraladı ve köleleri evlere yerleştirdi, ardından gece kalmak için Ryan kalesine geri döndü.


Araba tam Yard şehrine girecekti ki, atlar aniden kişnemeye ve tepinmeye başladı. Sürücü Dudian'i rahatsız olmasından korktuğundan, atları kırbaçlamaya başladı.


Dudian perdeyi araladı ve dışarı baktı. Etrafta hiç kimse yoktu.


Etrafı birkaç kez kokladı ama hiçbir şey yoktu. Ancak, içini bir anda şüphe kapladı. Hemen kendini arabanın öbür tarafına attı.

DARK KİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin