çoklu ok

217 40 0
                                    

"Daha yeni dışarıdan geldin bu yüzden sana iki günlük izin veriyorum ama sonra gelip antrenmanlarına başlayacaksın." dedi genç eğitmen.


Diğer beş stajyer Dudian'e kıskançlıkla baktı. Onlar en iyi olarak seçilmişlerdi. Ancak, kampa katıldıktan sonra hiç dinlenmemişlerdi. Yaralansalar bile ölümcül olmadığı sürece antrenmanlara devam etmek zorundaydılar. Tatiller bile onlar için lüks bir şeydi.


"Olmaz." Dudian başını salladı ve dedi ki, "Zaten gözaltındayken yedi gün dinlendim, biraz daha dinlenirsem yayın hissini unutacağım."


Eğitmen Dudian'in cevabına şaşırmıştı, "Tamam o zaman, bugün sana tamamlaman için bir görev vermeyeceğim bu yüzden istediğin gibi çalışabilirsin. Yarın sana yeni bir okçuluk yeteneği öğreteceğim."


"Nasıl bir okçuluk?" Dudian meraklanmıştı.


"Çoklu ok." Genç eğitmen dedi ki, "Bu sefer öğrenmek zorundasın. Çoklu ok atışı okçuluk için çok önemli. Özellikle bir grup canavarla karşılaşırsan, en kısa zamanda en büyük hasar verebileceğin yöntem. Üstelik, bu yetenekle savaşçıları ve şövalyeleri destekleyebilirsin. Sıra atışıyla aynı değil bu yüzden bunu ihmal edemezsin."


Dudian yeteneğin ismini öğrenince ilgisini kaybetmişti. Eğer okların ölümcüllüğü çok düşükse o zaman ister 7 tane ister 8 tane atsın hiçbir etkisi olmazdı. Bu atışla birçok düşmanı yaralayabilecek olsan da, etkisi tek bir okun ölümcüllüğünden daha az olurdu.


Ayrıca, yaratığı öldürmezsen bir anlamı kalmıyordu. Çünkü bir tek yaralamak bir işe yaramazdı. Üstelik, grup savaşları yerine tek kişilik savaşlar onun daha çok ilgisini çekiyordu. Ne de olsa, barut sayesinde bir grup avcıdan daha iyi bir dövüşçü olabilirdi.


Diğer avcılardaki gibi 'hafif vücudu' yoktu. Bu yüzden her göreve çıktığında vücudunun radyasyon değerleri artacaktı. Bu yüzden arınma suyu almak için bir sürü değerli şey toplamak zorundaydı.


"İhmal etmem." diye cevap verdi Dudian. Ama içinden zor değilse öğrenirim diye düşündü. Fakat zor olacaksa hiç de enerjisini harcamayacaktı.


Ne de olsa, eğitim süresi sadece 1 yıldı. Bu yüzden kendisine daha uygun yetenekler öğrenmek zorundaydı, tek tabancaya daha uygun.


Genç eğitmen gidince Dudian de antrenmanına geri döndü. Diğer beşi hemen Dudian'in yanına gidip merakla soru sormaya başladı, "Glenn'le ava mı çıktınız? Onu dövüşürken gördün mü? Gerçekten de çok güçlü mü? Büyü damgaları ne?"


"Canavar avladığınca sanki bir gölge gibi ortaya çıkıp yok olduğunu duydum bu yüzden ona Hayalet Suikastçı diyorlarmış."


"Yanlış duymuşsun. Büyü damgalarını bir hayaleti öldürerek aldığı için ona Hayalet Suikastçı diyorlar!"


Dudian sabaha kadar soru soracaklarını fark edince şaşırdı ve hemen dedi ki, "Mezun olduktan sonra onla beraber ava çıkabilirsiniz. Kendi gözünüzle görseniz daha iyi çünkü anlatması biraz zor!"


"Mezun olduktan sonra kıdemsiz avcı olacağız. Nasıl olacak da onunla ava çıkacağız?"


"Doğru! Hadi ama, bize onun hakkında bir şeyler söyle."


Hepsi heyecanlı bir şekilde ona bakıyordu.


Dudian'in başını ağrıtmışlardı. Görünüşe göre nasıl bir bataklığın içine düştüklerinin farkında değillerdi. Konsorsiyum onlara sadece temel yetenekleri ve bilgileri öğretiyordu ama nasıl dövüşeceklerini öğretmiyordu. Sadece acımasız bir avla karşılaştıklarında bu tecrübeyi kazanacaklardı.


Dudian meraklarını dindirmek için birkaç şey dedi ve sonra onları gönderip antrenmanına devam etti.


Ertesi gün.


Genç eğitmen Dudian'e çoklu oku öğretmeye geldi. Bu yeteneğin arkasındaki asıl numara elini arkasına atıp sadaktan ok alacakken her oku parmaklarının arasına yerleştirmekteydi. Dudian bu harekette ustalaşmak için hareketi sürekli tekrar etmek zorundaydı. Eğer ki çok zaman harcarsa o zaman çoklu okun tüm olayı biterdi.


İkinci numarasıysa parmakları ayarlamaktaydı.


Okları parmakların arasına aldıktan sonra yaya koyup canavarların olduğu yere nişan almak vardı. Aralıklar eşit olamazdı yoksa canavarlara değil farklı yerlere giderdi.


Aslında, çoklu ok o kadar da zor değildi. Ama atış yaparken üç 'H' kuralına uymak biraz zor olabiliyordu.


Hızlı ok! Hızlı nişan! Hızlı ayar!


"İyi çalış. Bu atış okçuların ustalaşması gereken yeteneklerden biri!" Genç eğitmen çok ciddiydi, "Sıra atışı o kadar önemli değil ama bunda ustalaşmak zorundasın!"


Dudian başını salladı. Çoklu ok onun için fazla önemli değildi ama ok alma hızı tam da istediği bir eğitimdi.


Genç eğitmen birkaç kez gösterdikten sonra gitti, o gidince Dudian de eğitimine başladı.


Çoklu ok için olan eğitim alanı farklıydı. Tek bir kişinin atış yapması için dört farklı hedef vardı.


Dudian, genç eğitmenin kıdemli bir avcının süper okçuluk yetenekleri hakkındaki konuşmasını dinlemişti. O avcı sekiz oku aynı anda alıp farklı yerlerdeki canavarlara atabiliyordu. Bu da demek oluyordu ki her iki parmağının arasına iki ok alıyordu ve onları tam tutturuyordu. Kulağa inanılmaz geliyordu ama Dudian genç eğitmenin yalan söylemeyeceğini biliyordu.


Çalıştıkça Dudian yeteneğin zorluğunu anlamıştı. Bazen oklar parmaklarının arasından kayıyordu. Bazense parmaklarının arasına bile tutturamıyordu. Birkaç saatlik alıştırmadan sonra daha da iyiydi lakin hızı hala çok yavaştı.


Dudian başlarda böyle sorunlarla karşılaşacağını biliyordu ve buna tek çözüm sabırdı. Yapabileceği tek şey eğitime devam etmekti.


Eğitimden sonra altınlarını almak için Maliye Bakanlığına gitti.


700 altın sikkeyle dolu ağır çuvalı aldı. Konsorsiyumun ayarladığı bir arabaya bindi ve ona verilen yeni eve gitmek için yola koyuldu. Gece olmuştu hava kapkaranlıktı.


Jura ve Gray mümkün olduğunca kısa sürede buraya alacaktı. Bu arada, Mason ve diğer ikisini de evine yerleştirtebilirdi.


Gümm!


Gök gürledi. Kara bulutlar gökyüzün kapladı ve bir anda bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya başladı.


Dudian yağmurun arabaya girmesini önlemek için perdeleri kapattı. Derin bir iç çekti. Yağmurlu mevsimde sürekli yağmur yağdığından başa belaydı. Ama düşününce diğer iki mevsim de o kadar iyi değildi.


Yolu yarıladıklarında araba birden durdu ve etrafta atların kişneme sesi yankılandı.

DARK KİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin