Linda'nın cesedini hallettikten sonra taş yığınının altında kılcını buldu. Gölün yakınına gitti gölde yüzün devasa bir canavarın gölgesini gördü. Kılıcı kaldırdı atabildiği kadar uzağa attı.
Ceset yok edilmişti ve kılıç gölün dibini boylamıştı.
Dudian ellerini çırptı, konsorsiyum soruşturmak için birini gönderse bile hiçbir şey bulamayacaktı çünkü arkasında iz bırakmamıştı. Diğerlerinin ölümü beyinkakanlar yüzünden olduğundan sorun yoktu lakin tek sorun Gale'dı. Ancak, birkaç gün önce Gale'ın cesedinin genç kız tarafından yakıldığının kokusunu almıştı.
"Geri dönme zamanı..." Dudian arkasını dönüp yola koyuldu. Duvarın dışında bayağı uzun bir süre kalmıştı. Gale ve Rona'ya pusu kurarken yağmur suyunun oluşturduğu gölcüğe girmişti. İçinde enfeksiyonlu bir şey olup olmadığını bilmiyordu.
Ancak, vücutta %10'dan fazla radyasyon birikince mutasyonlar oluşuyordu. Öyle olursa, pazarda ve kenar mahallelerde gördüğü insanlar gibi üstünde benekler çıkardı. Veya cildinin bazı parçaları renk değiştirebilir ve kırışabilirdi.
Durum çok ciddileşebilirdi ama neyse ki arındırma işlemleri vardı.
Dudian gitmeden önce son bir kez bulduğu hisara gitti. İşe yarayacak mayınlar, el bombaları ve silahlardan birkaçını seçti ve çantasına koyup 9. bölgeye döndü.
Yolda giderken koku alma yeteneği sayesinde tehlikeli canavarlardan kaçındı. Kısacası, hiçbir tehlikeyle karşılaşmamıştı. 7. bölge canavarlardan arındırılmıştı. Sadece arada sırada diğer bölgelerden vahşi canavarlar geliyordu ama onları da avcı takımları avlıyordu.
bölgeye dönünce Brian'ın yayıyla okunu sakladığı yere gitti. İkisine de dokunulmadığını fark etti. Üstelik, okla yayın yanında 200 tane buz kristali vardı.
İki aydır orada duran buz kristalleri hiçbir erime belirtisi göstermemişti.
Dudian konsorsiyumun ona verdiği yayı duvara götürecekti. Ancak, 100 buz kristalini, mayınları ve diğer şeyleri buraya koyacaktı. Şimdiki gücüyle ölümsüzleri öldürmek pek zor değildi bu yüzden bu kadar çok şey topladığı için bir endişesi yoktu.
Her şeyi sakladıktan sonra toplayıcılık yaparken geçtiği büyük duvarın geçidine geri döndü. Geçit 9. bölgeye yakındı.
Yolun yarısındayken yağmur yağmaya başladı.
Dudian yağmurdan korunmak için hemen yıkık dökük bir binaya girdi. Yağmur durduktan sonra birkaç büyük yaprak buldu ve onlardan kendine yağmurluk yaptı. En azından duvara ulaşana kadar yağmurun kıyafetlerine geçmesini önlerdi.
Dudian çok geçmeden duvara giden geçidi buldu. Ama kapı kalın demir çubuklarla kilitlendiğinden kaba güçle içeri girme zor olurdu. Glenn dahi burda olsa giremeyeceğini düşündü.
Dudian kapının yanına oturdu ve açılana kadar beklemeye karar verdi.
Eğer bir toplayıcı veya avcı dönerse o zaman açılacağı zaman gelmiş demek olurdu.
Dudian toplayıcıların yakın zamanda gelmesini umuyordu.
Kapı açılana kadar boş boş oturmayacaktı. Aklına falsolu atış çalışmak geldi. Ama falsolu atışların çok zor olduğunu biliyordu. Bu atışta ustalaşmak atış gücünü bayağı bir attırırdı ama okun gittiği yön sıradan ok atışlarından tamamen farklıydı.