Barton Dudian'in para konusunu açmadığını görünce rahatladı, "Son üç gündür her yeri aradık ama daha uygun bir yer bulamadık. Bugün aramaya çıkan Kroen ama daha hala geri dönmedi."
Dudian başını salladı. Parayı alıp kaçmadıklarını görmek iyi bir şeydi. Aslında, altın sikkeleri vererek onları sınamak istemişti. Ne de olsa, onlara yüklü miktarda para verse gidip adam bile öldürürlerdi. Ancak, Barton ve diğerleri bunu yapmamış ve kendilerine Dudian'in davasına adamışlardı.
Bunu görünce Dudian tatmin olmuştu.
"Kroen gideli bayağı oldu. Başına bir şey gelmemiştir değil mi?" Barry güneşi görünce endişelenmişti.
Barton yüzü hafiften değişti ve cevap verdi, "Yok, hiç bir şey olmamıştır. O aklı başında biri."
Joseph başını salladı, "Belki de çoktan bir yer buldu."
Dudian etrafına baktı ve dedi ki, "Kalacak daha iyi bir yer bulabilirsiniz. Para hakkında endişelenmeyin, ilerde daha fazlasını vereceğim."
"Bu harika." Barton güldü, "En azından daha önce yaşadığım yerden daha iyi, hem burada arada sırada güneşi görebiliyorum. Üstelik burada yaşayanların tavırları o kadar kötü değil."
Dudian çoktan karar verdiklerini görünce bir şey demedi. Barton ve diğerleri yetimlerdi ama yetimhane de bayağı bir şey öğrenmişlerdi, özellikle dışarıda kendilerini korumayı.
Fiziksel engelleri olsa da akılları son derece hassastı. Vücutları düzgün olan insanlardan hiç de aşağıda kalmıyorlardı, hatta sıradan insanlardan daha dikkatli ve akıllılardı.
Dudian ve diğerleri küçük kulübede sohbet etmeye başladı. Çok geçmeden Kroen, elinde üç tane yağlı kağıtla geldi. Girerken dedi ki, "Gelirken pirinç aldım. Acıktınız mı beyler..." Dudian'i içeride görünce şaşırmıştı.
Barton dedi ki, "Uygun bir yer buldun mu?"
Kroen elindekileri bir kenara koydu ve başını salladı, "Daha bulamadım. Kiralık fabrikalar vardı ama kalabalık yerlerdelerdi ve aşırı derecede pahalılardı."
Barton ve diğerleri hayal kırıklığına uğradı. Birer suçlu gibi Dudian'e baktılar.
Dudian elini salladı, "Bu kadar endişelenmeyin. Önce yemeğinizi yiyin. Elinde sonunda bir yer bulursunuz. Asıl önemli olan ıssız bir yerde olması ki yaptıklarımızı saklayabilelim." Bulduğu yerin işe başlar başlamaz ortaya çıkmasını istemiyordu. Yine de, kenar mahalleler uçsuz bucaksızdı ve doğru bir yer bulmak çok zordu. Üstelik, Barton ve diğerleri bu ortama daha alışamamışlardı bu yüzden sürekli egzersiz yapmaları gerekiyordu.
Dudian'in dediklerini duymuşlardı ama yine de işe yaramaz oldukları için özür dilediler.
Dudian bir süre onlarla sohbet etti ve saatin geç olduğunu görünce oradan ayrıldı. Bir araba kiraladı ve gizli laboratuvarın olduğu mahalleye gitti.
Bülbül Dudian'in laboratuvara girdiğini gördü ama hiçbir şey demedi ve deneyine devam etti.
Dudian masadaki altın tozuna baktı ve ona dedi ki, "Direkt olarak 'Felsefe Taşı' mı yapmaya çalışıyorsun?"
Bülbül Dudian'in, deneyinin amacını anladığını görünce daha fazla bir şey gizlemedi ve dedi ki, "Sence ben öyle bir şey yapabilir miyim? 'Felsefe Taşı' bizim nihai amacımız. Beş yıldızlı simyagerler bile bunu başaramadı, ben bunu nasıl yapabilirim ki? Ben sadece altının bağdaşmasını araştırıyorum. Altınla metali karıştırıp daha değerli bir metal üretebilir miyiz diye bakıyorum."