Dudian anlamış gibi başını salladı. Duvarın dışındaki radyasyon seviyesi çok yüksek olduğundan buna şaşırmamıştı. Toplanan şeyler mikrop ve radyasyonla doluydu. Doğal olarak bir temizleme işleminden geçmeleri gerekiyordu. Ama onu şaşırtan şey bu işten Kutsal Kilise'nin sorumlu olmasıydı.
"Eşyalarını ver!" 20'li yaşlarının başlarında olan kilise muhafızı Dudian'e dedi ki, "Ve ismini söyle!"
"Dean. Eşyalarım da bunlar." Dudian onlara topladığı her şeyi içine koyduğu çuvalı verdi.
Genç muhafız arkadaşına, Dudian'in devasa koleksiyonunu alması için başıyla işaret etti. Yüzünde beyaz bir maske vardı.
"İyi iş çıkarmışsın ama bir dahakine eline geçen her şeyi getirme."
Çuvalı at arabasının arkasına koydular. Kadın bir muhafız çuvalın yanına gitti, üstünde Dudian yazan yapışan bir kağıt yırttı ve üstüne yapıştırdı.
"Sıradaki!" dedi ve elini salladı genç muhafız.
Dudian bir süre düşündü sonra cebinde koyu mavi topları çıkarttı, "Bunları da buldum. Bunlar da alınacak mı?"
Gördüğü şey karşısında genç muhafız şaşırmıştı. Dudian'i baştan aşağıya süzdü, "Küçük adam, bunları nereden aldın bakalım?"
"Ölümsüzlerin kafasından." diye cevap verdi Dudian.
Genç muhafız ona baktı ve dedi ki, "Ölümsüzlerin kafasını karıştırmak da nereden çıktı?"
"Merakımdan." dedi Dudian.
Genç muhafız bir süre Dudian'e gözünü bile kırpmadan baktı, "Bunları alıyorum. Bir değerleri yok ama konsorsiyumun sana bir şeyler anlatır herhalde." Sonra, anlamlıca Dudian'e baktı ve elinden yedi koyu mavi topu aldı.
Dudian muhafızın gözlerinde umursamazlık ve acıma gördü.
Peter da tünelden çıkmıştı. Herkes topladıkları şeyleri vermişti. Bu yüzden Peter elini salladı ve dedi ki, "Hadi bakalım, herkes arabalara!"
"Dean!" Scott siyah bir at arabasının kapısını açtı ve Dudian'e elini salladı, "Sen buraya gel."
Dudian davetini reddetmedi ve arabaya bindi.
Mia ve başka bir çocukla aynı araba da gidiyordu. Üç konsorsiyum toplayıcısıysa başka bir arabayla gidiyordu.
"Sana haksızlık ettik." dedi ve özür diledi Scott.
Dudian hafifçe başını salladı, "Sizin suçunuz değildi. Bilinmeyen bir şeye karşı kendilerini savunmak insanların doğasında var."
Scott Dudian'in dediklerini duyunca rahatlamıştı, "Güzelll, bu sefer bizi kurtaran sendin. 'Arınma' günleri bittikten sonra sana bir yemek ısmarlayacağım." Scott bir an duraksadı ve sonra dedi ki, "Daha küçüksün bu yüzden seni inşaata götüremem... ne dediğimi anladın değil mi?!" Scott ona anlamlıca baktı, "Tabi çözemediğin ya da sana sorun olan bir şey olursa yardımcı olabilirim!" dedi Scott. Yüzünde bir ciddiyet vardı. Bu söylediklerinin içinden geldiği belli oluyordu.
Dudian gülümsedi. En başta, Scott ve Mia toplayıcıları savunmak için ölümsüzlerle dövüşmese kolayca kaçabilirlerdi. Ama onlar kaçmamıştı. Sadece Bu bile Dudian'in saygısını kazandırtmıştı.
Ne de olsa, Dudian tek başına ölüm kalım savaşı vermişti. Ölümle karşılaşınca insanların ne kadar da çaresiz olduğunu biliyordu. Bir saniye daha yaşamak için her şeyi feda edebilirlerdi.