Bölüm olduğunu düşünüp hayalkırıklığına uğrayan okurlarımdan şimdiden özür diliyorum. Telafi edeceğime emin olabilirsiniz ama şimdi konuşmak istediğim bir şeyler var ve ben nasıl başlayacağımı bile bilmiyorum.
Aslında bu bölüm bir dertleşme bölümü. Birçoğunuzun kendini kötü hissettiğini ve konuşacak birine ihtiyaç duyduğunu biliyorum. Mesajlarda ve yorumlarda sizlerle sık sık sohbet ettiğim için aileniz, arkadaşlarınız, dersleriniz ve kendinizle bile bazı problemleriniz olduğunu fark ettim. İstiyorum ki buraya içinizi dökün ve ihtiyacı olan diğer perilere de yardımcı olun. Ben başlıyorum, gerisini size bırakıyorum🐝
Ben bu kitabı koca bir terk edilmişliğin ortasındayken yazmaya başladım.
Odamda yapayalnız oturduğum kış akşamı tek başıma oturup yağmuru dinliyordum. Normalde sürekli gülen ve her şeyi pozitif algılayan biri olmama rağmen o an o kadar kötü bir durumdaydım ki konuşacak tek kelimem bile yoktu. Sonsuza kadar susabilir, boş duvarı izleyebilirdim. Çünkü sahip olduğum her şeyi kaybetmiş gibi hissediyordum. Arkadaşlarım, ailem ve daha önce yanımda olan herkes bana sırtını dönmüştü. Şu an bunu yazmak bile o kadar zor ki...
Arayacak veya ben kötü hissediyorum diye yazacak kimsem yoktu. Onca insan onca zaman yanımdayken yavaş yavaş hepsinin beni terk ettiğini izlemiştim ve bunu o an fark etmiştim. Yapayalnızdım. Bu kısmı daha fazla uzatmayacağım çünkü beni hâlâ kötü etkiliyor.
Bir süre kimse olmadan sessiz sessiz oturduğum zaman zihnimin içinde benimle konuşacak birini yarattım. Çünkü gerçekten birinin benimle konuşmasına ihtiyacım vardı. Bu yetmeyince ikincisini yarattım. Üç, beş, on derken kırk kişi oldular ve kendime kızım sen deliriyorsun dedim. Durmam gerekiyordu yoksa herkesi kaybettiğim gibi kendimi de kaybedecektim.
Sonra gözlerim kitaplığımı buldu. Kimse yokken orada olan, beni bulunduğum andan uzaklaştıran, uyumama yardım eden ve hatta çoğu zaman uyanma sebebim olan o kitaplara öyle bakıp durdum. Beni terk etmeyen tek şey onlardı. Kimse onları zihnimin içinden çıkarıp atamazdı. Gerçekten kitaplarıyla konuşan, onlara bir insana dokunur gibi dokunan ve her satırına değer veren biri olarak çok güçlü bir şey hissettim. Düşündüğümün aksine bu dünyada sahip olduğum bir şeyler vardı. O kitaplar bunca zaman yanımda olmuştu ve benimdi. Bana aittiler. Bu ufak düşüncenin bile ne kadar kıymetli olduğunu ne kadar çok yazarsam yazayım anlatamam. Tutunabileceğim tek şey oydu ve bu çok kıymetli bir şeydi, hâlâ öyle.
İçimdeki terk edilmişliği yok etmek için bu kurguyu yazmaya başladım. Hiçbir beklentim yoktu. Tek bir yorum, tek bir oy... Hiçbir şey. Wattpad'e yazmayı bile düşünmüyordum. Yayınlamama sebep olan tek şey şu oldu, ya benim gibi hisseden birileri varsa?
Ya benimle aynı şeyleri hisseden, kendini yalnız gören ve konuşacak kimsesi olmayan birileri varsa? Ya bu kurguya ihtiyacı olan birileri varsa?
Açıkçası Dikenli Tasma adlı kurgumu daha final bile yapmamıştım ve yeni bir şeye hazır mıydım bilmiyordum. Dikenli Tasma'ya ihanet ettiğim gibi buna da ihanet etmek istemiyordum. İhanetten kastım şu, o kitaba yılda bir bölüm atıyordum ya da iki ayda bir... Bu şekilde çok az ilgileniyordum ve kafamdaki kurguya ihanet etmiş oluyordum (bence) hatırladığım kadarıyla iki yıl boyunca hiç bölüm atmadığım da olmuştu. Ve bunların sebebi benim kendi psikolojik düşüşlerimdi.
Ben buraya kendini yalnız hisseden okurlar için geldim. Benim gibi hisseden birilerinin olduğunu bilmek, birbirimize tutunabilmek ve konuşabilmek için... Çünkü şunu biliyorum ki konuşmak gibi basit bir eylem bile bazı durumlarda çok zor olabiliyor.
Bu kurgunun bölümleri ilerlerken satırlara yaptığınız yorumlarla tanıdım sizi. Sevdiğiniz şeyleri, nefret ettiğiniz şeyleri ve en önemlisi de hislerinizi öğrendim. Bir gün içinde neler yaptığınızı ve olaylara nasıl tepki verdiğinizi farkında olmadan yazıyorsunuz belki ama benim için o kadar değerli ki bu. İnanın tarif edemem.
Bu hikâye artık hepimizin ve onu büyütmek, içinde sakladığı şeyleri yalnız hisseden başka insanlara ulaştırmak bizim elimizde. Benim yapabildiğim tek şey kendi beyaz ekranımdan bölüm yazıp yayınlamak. Gerisi siz okur perilere kalıyor.
Bu arada belki size neden peri dediğimi anlamışsınızdır. Uzandığım sert zeminden kalkamama yardım ettiniz. Sevginin bulaşıcı bir yanı olduğunu öğrettiniz. Teşekkür ederim ❤️
Anlattığım onca şeyden sonra hala buraya kadar geldiyseniz siz de benimkilere benzer şeyler hissediyorsunuz demektir. Nerede, kim olursanız olun. Saçınız boyunuz, kilonuz da önemli değil. Kalpler hep benzer şeyler hissederler. Bazılarınız belki yalnız hissediyor, bazılarınız, çaresiz, bazılarınız kalabalıktan bunalmış ve belki bazılarınız tüm bunları hissediyor. Ben de hissettim. Eğer sizi anlayacak birini arıyorsanız, buradayım. Tam da burada bu sayfada sizinle aynı şeyi hissettiğimi söylüyorum.
Ve hissettiğiniz şeyler için buraya çiçeklerle dolu bir bahçe çiziyorum şimdi.🌿🌻🌺 Burası bizim bahçemiz. İçi yemyeşil, taptaze ve kuşlarla dolu. Kelebekler uçuyor çiçeklerin üzerinde. 🐝🐞
Şimdi küçük bahçemizin içindeki rahat koltuklara oturuyoruz beraber. İsterseniz oturup sadece dinleyebilir, isterseniz yazabilir ve buraya hislerinizi anlatabilirsiniz. Tavsiye alabilir, yardım çağrısı bırakabilirsiniz. Burası bizim bahçemiz, kimse neden ağlıyorsun diyip azarlayamaz bizi. Ya da kahkaha attığımız için kimse suçlayamaz. Unutmayın siz güzel olan her şeyi hak ediyorsunuz. Hayat asla olduğu gibi kalmaz, mutlaka her tünelin bir sonu vardır. Hepimiz iyi olacağız, hep beraber iyi olacağız 🐝
Bu bölümü sonradan okuyanların da yazmasını ve içindekileri anlatmasını istiyorum. Sürekli dönüp yazılanlara bakacağım. Emin olun söylediğiniz tek bir şey başka birinin hayatını kurtarabilir. Sadece çekinmeyin.🌻
Sevildiğinizi unutmayın, öpüyorum her birinizi. Düşüncelerinizi bekliyorum. 🌺
-SY
🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Batı Sahili Ve Kar Küresi
Teen FictionWattys 2020 Genç Yetişkin kazananı.🏆 Yıldızlar üzerimizde parlarken kafamı kaldırdım. Gözlerindeki derinliğe bakmaya dayanamıyordum. Bir erkeğin beni bu şekilde etkilemesine izin veremezdim ama şu an yanımda oturmuş yıllardır korktuğum şeyi bana hi...