Dolunay temanın son bölümüne hoşgeldiniz 🌨️
Bu bölümü; kurguyu yayınevlerine öneren, sürekli mesaj atan ve uğraşan okurlarıma ithaf ediyorum. Onlar kim olduklarını biliyorlar. 🌾 Hafızamdan asla silinmeyecek güzel ve gerçek duygular bıraktığınız için adınız kalbimde sonsuza dek yazılı olacak. 🍂
Keyifli okumalar perilerim 🐞
16- Kütüphane Gölgeleri
"Ben, bir milyon insan saklıyorum içimde. Bir milyon ruh ve bir milyon ses... yine de hâlâ nefes alıyorum ve bu her şeyden daha zor."
Sanırım istesem de hiçbir kelimeyle yeterince anlatamam, yeşil vadilerle dolu Tesalya'nın çayırlarını ve bulutlarla kaplı yüksek kayalıklarını. Aşağıya bakınca görünen canlı şehri ve o şehri korur gibi saran yeşil bir mavilikle kutsanmış denizini... Dalgalar şehrin kıyısına vururken rüzgarın da vadilikler boyunca uzanıp saçlarıma karışmasını...
Okula yürüyerek gitmeyi bu yüzden seviyordum. Ormanlık alanın içinde dururken bile aşağı bakınca tüm Tesalya görünüyordu. O zamanlar farklıydı tabii, güneş yeryüzüne vurur ve çevrede farklı binlerce çiçek açmasını sağlardı. Ben buna Tanrının dokunuşu derdim, 'şeytanlarla dolu bir şehre Tanrı minik bir dokunuş bıraktı.'
"Ne kadar farklı görünüyor," dedi Eda yanımdan geçerken. "Sanki biz gittikten sonra başka bir yer olmuş gibi."
Haklıydı. Şimdi şehir öyle farklı görünüyordu ki. Belki de bizim gözlerimizdeki yaşamdaydı farklılık, çünkü biz de tamamen değişmiştik.
Batı hislerimi anlar gibi elimi tuttuğunda okula doğru yürümeye devam ettim. Yağmur yağacak gibi duruyordu. Gri bulutlar üstümüzdeydi ve kasvetli bir görüntü bırakmıştı.
"Yine de çok özlemişim." dedi Doğu. Bir yıldan uzun süredir görmediği belli oluyordu. Adımları hızla okula doğru ilerliyordu ve bakışları bu harika yere hayranlıkla bakıyordu.
"Okulda kimsenin olmadığına emin misin?" diye sordu Batı. Bakışları Kaya'nın üstünde cevabını bekler gibi durdu. Kaya da ona baktığında olumlu anlamda başını salladı.
"Evet," dedi kendinden emin bir şekilde. "Bir hafta tatil ilan edildi, güvenlik kameraları dışında kimse yok."
Aralarında gülüşme olduğunda Batı'ya baktım. Yüzündeki gülümseme içimde tarifi olmayan duygular bırakıyordu. Her ne kadar sert görünse de o böyle güldüğünde küçük bir çocuğu sarıp sarmalar gibi sarılmak istiyordum ona. Gözlerinin kısılmasını izlemek ve sesindeki o gülüşü içime hapsetmek istiyordum.
Onunla bir olmak, tek beden olmak istiyordum. İçimdeki aşk beni mahvediyordu.
Bakışlarımı ondan çekip okulun içine girdim. Kaya, Doğu ve Yağmur çoktan içeri girmiş ve ışıksız koridorlarda neşeyle koşturmaya başlamışlardı. Kaya'nın elindeki telefon ışığıyla etrafı aydınlatıyordu, ayrıca büyük pencerelerde içeri sızan ışık da vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Batı Sahili Ve Kar Küresi
Teen FictionWattys 2020 Genç Yetişkin kazananı.🏆 Yıldızlar üzerimizde parlarken kafamı kaldırdım. Gözlerindeki derinliğe bakmaya dayanamıyordum. Bir erkeğin beni bu şekilde etkilemesine izin veremezdim ama şu an yanımda oturmuş yıllardır korktuğum şeyi bana hi...