10-İlk Dördün Tema

6K 560 1.9K
                                    

Keyifli okumalar perilerim 🐞

Keyifli okumalar perilerim 🐞

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

10. Bölüm: Çeteler

''Kaçmayı hedeflediğin şey seni kendine çeker''


Aramızda var olan şey, küçük bir kıvılcımın doğuşunda saklıydı. Onun teni, benim tenimde var olmak için yaratılmıştı. Benim tenim ise onda yok olmak ve yine o olarak var olmak için hala nefes alıyordu. Dünya üzerinde herkesin bir çizimi vardı, herkesin bir yeri ve kendisine verilmiş bir alanı... Benim ait olduğum yer, onun nefesinin var olduğu ve kalbinin atmaya devam ettiği yerden başka hiçbir yer olamazdı.

Öpücüğü derinleştikçe kendimi ait olduğum yere daha fazla yaklaşmış hissediyordum. Tenine dokunuyordum, sert hatlarına ve yumuşak saçlarına. Her şey birbiriyle aynı anda hareket edecek kadar uyumlu ve aynı zamanda birbirine yetişemeyecek kadar tutkuluydu.

Avuçları sırtımda durup bedenimi sıkıca tutarken nefesi bana çarpıyordu. Geri çekilip bir anlığına gözlerine baktım. Mavinin en keskin tonlarında var olmayı seviyordum, fakat kendi yansımama bakmak her şeyi tekrar hatırlamamamı sağlıyordu.

''Keşke geçmişe gidip her şeyi değştirebilseydim, elimde milyon tane imkan vardı.'' diye fısıldadım. Kollarının arasından ayrıldığımda usulca beni izledi, bakışlarındaki sükûneti tanıyordum. Sadece ne düşündüğümü merak ettiği için sessiz kalıyordu.

Gerçeklerin acısı boğazıma düğüm gibi inerken bir süre sessiz bir şekilde zihnimin içindeki oyunlara eşlik ettim. Batı'yı gördüğüm o ilk anı düşündüm. O kibirli ve soğuk adamın yüzündeki nefreti ve aynı zamanda umursamaz duruşu... Doğu'yu düşündüm, her şeyden haberdarken bile bana olan sıcaklığı, gülümselemeri. En çok da kardeşinin bana karşı hisleri olduğunu biliyor olmasına rağmen beni o baloya davet etmiş olmasını anlamıyordum.

Ya da Kaya. Asla anlamamıştım nefretini. Bana karşı takındığı sert tavırların nedenini hiç kavrayamamıştım. Şimdi hak veriyordum. Fakat bazı şeyleri çok geç anladım, çok geç. Şimdi hiçbirini geri alamıyordum. O lanet okulun koridorlarına geri dönemiyordum, değiştiremiyordum.

Bir süre sessiz bir şekilde oturup ateşin yanışını izledim öylece. Yanımda olan adamın varlığı içimdeki huzursuzluğu gideriyordu, beni büyük bir tatminliğin kıyısına bırakıyor, düşmemem için tutuyordu. Yine de geçmişi zihnimden çekip çıkaramıyor ve onu ateşin içine bırakıp küllenmesini izleyemiyordum. Geçmiş hala zihnimdeydi, hem de capcanlı bir şekilde. Ne duvarda asılı bir tablo kadar donuktu ne de ölümsüz...

''İyi misin?''

Belki de Batı yüzüme bakıp bana iyi olup olmadığımı sormasaydı orada saatlerce oturup geçmişin silüetlerini izleyecektim. Balodaki konuşmaları, okul koridorlarındaki kavgaları, kütüphaneye gizli girişlerimizi, Mars'ı... ''Şimdi dönüp olan bitene bakınca ne fark ediyorum biliyor musun?'' diye sordum.

Batı Sahili Ve Kar KüresiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin