14-Dolunay Tema

4.4K 492 511
                                    

Bak Bana
Sena Şener

Bak BanaSena Şener

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

14. Bölüm: Eve Dönüş

''O gök mavi, ben ise kara; koyulmuşuz aynı dünyaya.''


Nerede başladı her şey?

Onu ilk öptüğüm anda mı? Onunla yürüdüğüm ve kalbimde aşkı hissettiğim yerde mi? Yoksa daha öncesi, onu tanımadan önce okulun bahçesinde yürürken gördüğüm anda mı başladı?

Kaderimiz o soğuk kış gecesine nereden başlayıp bağlandı bilemiyordum. Sahilin sıcak rüzgarını hâlâ hissediyordum saçlarımda ama ellerim soğuktan titriyordu. Balkonumda otururken izlediğim ateşböceklerini hayal meyal görebiliyordum ama şimdi her şey bembeyaz bir karanlığa teslim olmuştu. Nerede başlamıştı bütün bunlar?

İşlerin bu kadar altüst olacağını bilseydim okuldan atılmam için verilen oylar yine umurumda olur muydu? O kadar üzülmezdim, hatta belki Tesalya'nın kokusunu içime çekip tebessüm ederdim, bilemiyorum.

Ağaç kovuğunun dibinde otururken yine o küçük evimin sessiz balkonunda oturuyor olmak için can atıyordum. Kapıda Batı'yı ilk gördüğüm an sol kolundan yara aldığını da fark ettim fakat Eda'nın yarası beni daha çok korkutuyordu. Çünkü tekrar ayağa kalkmaya çalıştığımızda onun daha fazla dayanamadığını biliyordum, üstüne basamıyordu.

Batı etrafına bakarak bize doğru yürüdü. Ardından Yağmur'un da çıktığını fark ettim, evin içindeki adamlara ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu ama dakikalar sonra gelecek olan ekiplerin onları tutuklamak için götüreceklerini görecektim.

"Ne oldu?" diye merakla sordum. Batı'ya doğru yürüdüm ve Eda'yı olduğu yerde bıraktım, yürümesine yardımcı bile olamıyordum.

"Sorun yok, gidiyoruz." dedi sadece. Yağmur yanımıza yaklaştığında üzerinde herhangi bir yara olup olmadığına baktım. Dikkatle süzdüm ama bir sorun yok gibi görünüyordu.

"İyi misin?" diye sordum emin olmak için. Başını onaylar gibi salladı ve Eda'ya doğru yürüdü.

"Fiziksel olarak evet ama ruhsal olarak ölmüş durumdayım." dedi. "Yaran nasıl Eda?"

Batı, bakışlarını arkamızda duran Eda'ya yöneltince adımlarını da ona doğru atmaya başladı. Yanına kadar yürüyüp bir dizini karın üzerine bıraktı. "Özür dilerim," dedi tam bir beyefendi gibi. "Yapmak zorundaydım."

"Biliyorum," dedi Eda, anlayışla tebessüm etti fakat canının yandığı belli oluyordu. "Kaya ve Doğu nerede?"

"Birazdan burada olurlar."

O gece ekipler geldiğinde Batı ve Eda'nın yaralarını sardılar, hatta Doğu Eda'yı arabaya kadar taşıdı. O anı hiç unutmadım. Doğu'nun mavi gözlerinde aynı hayata küsmüş sevimsiz ifade varken kollarındaki kadının kalbi belki de deli gibi atıyordu, ona yaşamak için bir sebep veriyordu. Eda belli etmiyordu ama biliyordum, yaralanmış olsa bile buna değdiğini düşünüyordu.

Batı Sahili Ve Kar KüresiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin