Merhaba, kitap 700 den fazla sayfa sayısına ulaştı. Bu çok şaşırttı beni çünkü yazarken öyle çabuk akıp gitti ki hiçbir şey fark etmedim. Siz okurken bu kadar uzun olduğunu fark ettiniz mi?
Neyse ben en iyisi uzatmadan sizi bölüm ile başbaşa bırakayım. Keyifli okumalar 💖
Take Me To Church
HozierYabancının Donuk Sesi
"Birini kaybettiğinizde hayat size tüm kayıplar için birer ihtimal verir."
Bazen hayat tamı tamına bir kaosa döner ve her şey altüst olur. Tüm bunların neler getireceğini kimse bilemez. Kötü olan bir olay, hemen ardından güzel şeyler getirebilir. Hiç bilmediğiniz yollar açabilir ya da gerçekleri su üstüne çıkarabilir. O gece, böyle gecelerden biriydi. Müzik son ses çalıyordu, bedenler deli gibi dans ediyor ve okulun son günlerini kutluyordu. Ay, uğursuz bir şekilde tepede bekliyordu ve yıldızlar onun gözcülüğünü yapıyordu.
Eda nefes nefese bir şekilde yanımıza gelip bize Doğu'nun götürüldüğünü söylediğinden beri ağlıyordu ama bahçe öyle kalabalık ve gürültülüydü ki kimse bunu fark etmemişti. Işıklar her yerde dolaşırken net görmek imkansız sayılırdı, bu da aradığımız kişiyi görmemizi engelliyordu.
Batı, acil çıkış kapısına gitmiş ve bir daha gelmemişti. Kaya da onunla gitmişti. Oysa ben adamların artık orada olduğunu sanmıyordum. Çoktan gitmiş olmalılardı. Bir şeyler beni bahçedeki kalabalığa çekmiş ve etrafa dikkatle bakmama sebep olmuştu.
"Burada ne bekliyoruz?" diye sordu Yağmur. Batı ve Kaya ile gitmediğimiz için şikayet edip duruyordu. "Doğukan'ın arka tarafta bir yerlerde yardıma ihtiyacı olabilir, biz niye burada bekliyoruz anlamıyorum!"
"Etrafa göz atalım, yabancı birilerini görürseniz söyleyin." dedim. Uzaklaşıp çevreye bakmak için bir adım attım ki Yağmur beni tuttu.
"Burada bir sürü yabancı var, tam olarak ne arıyoruz?" diye sordu.
"Uyuşturucu yüzünden götürmüş olabilirler, biz nereden tanıyabiliriz ki adamları?" diye sordu Eda. Soru değildi bu, bir çare arıyordu. Bir şeyler söyleyip çözüm bulmam için bekliyordu. Bakışlarında çaresiz bir aşık vardı.
"Belki de babasına hiçbir şey söylemesin diye çocuğu alıp götürdüler, biraz korkutup bırakırlar..." dedi Yağmur. Kendi kelimelerine kendisi bile inanmıyordu.
"Uyuşturucu yüzünden olduğunu sanmıyorum." dedim. Başımı çevirip kalabalığa baktım. Belki bana garip gelen tek bir şey, tek bir kişi görsem işin aslını çözebilirdim.
"Biriniz şu tarafa baksın, biriniz de Kıvanç'ı bulsun ve ona haber versin. Bize yardım edebilir." dedim.
"Kıvanç geldi mi?" diye sordu Yağmur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Batı Sahili Ve Kar Küresi
Teen FictionWattys 2020 Genç Yetişkin kazananı.🏆 Yıldızlar üzerimizde parlarken kafamı kaldırdım. Gözlerindeki derinliğe bakmaya dayanamıyordum. Bir erkeğin beni bu şekilde etkilemesine izin veremezdim ama şu an yanımda oturmuş yıllardır korktuğum şeyi bana hi...