38-Lavanta Tema

7.2K 701 1.2K
                                    

Multi için özür dilerim 🤭

Keyifli okumalar perilerim 🐞


Bugün
Şebnem Ferah

Geçmiş Ve Geçiştirilmiş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Geçmiş Ve Geçiştirilmiş


"İnsan, kalbinin ait olduğu yeri terk edebilir mi?"


Antalya'da sitelerin içinde müstakil kocaman bir evimiz vardı. Bahçesi ve sessiz oluşuyla, bir de annemin sert tavırları yüzünden beni biraz ürkütürdü. Ama bu ürküntü babam evdeyken kaybolur ve beni çocuksu bir neşeyle rahat bırakırdı. Evimizin bulunduğu sokak sessiz ve ıssız bir yol gibiydi. Komşularımız da sessiz olduğu için kimse birbirine gitmez ve komşuluk denen kavramı yok ederdi. Bu durumdan çok da rahatsız değildim çünkü eve gelen yabancılar beni hep huzursuz ederdi.

Bir gün mutfakta bulunan ahşap masamızda oturmuş, önümdeki boncukları ipe dizmeye çalışıyordum. Bacaklarım kısacık olduğu için ayaklarım zemine değmiyordu, ben de sallayıp duruyordum. Bu beni özgür hissettiriyordu. Daha 8 ya da 9 yaşındaydım, küçük parmaklarım, küçük bedenime uyumlu bir şekilde hareket ediyordu.

İpin ucunu dudaklarımın arasına alıp ıslatarak ayrılmış kısımlarını birleştiriyor ve boncuğun içindeki o küçük deliğe sokmaya çalışıyordum. Birkaç tanesinin ardından masada dağınık bir şekilde duran diğer yeşil boncuklara da aynısını yapmıştım. Gözlerim endişeyle duvara doğru kalktığında pencerenin yanında duran yuvarlak saate bakmıştım. Babamın gelmesine az kalmıştı ve daha bitirmemiştim bilekliği.

Babam çok beğenecek, diye düşünmüştüm. Kolumda görüp beğendiği bilekliğin aynısını ona da yapmak istemiştim, çünkü benim bilekliğimi gördükçe üzülür sanmıştım.

Hava yağmura gebeydi. Bulutlar tüm Antalya'yı kaplamış ve hafif bir karartı bırakmıştı. O zamanlar bile Antalyalı olmama rağmen sevmezdim güneşi. Yağmur ve bıraktığı toprak kokusu hoşuma giderdi.

Bir boncuk daha, bir tane daha, bir tane daha...

Dış kapının sesi geldiğinde bacaklarımı sallamayı kesip tüm dikkatimi boncuklara vermiş ve parmaklarımdaki hareketleri hızlandırmıştım. Babam gelmişti işten. Her zaman yaptığı gibi yine evin içinde beni aramaya koyulmuştu.

"Emsal," diye çağırmıştı. Sesi hâlâ kulaklarımdaydı ve bu şimdilerde ağlamak istememe sebep oluyordu. "Neredesin?" demişti salona bakarken.

"Mutfaktayım!" diye yanıtlamış ve boncuğun kaçmaması için ipin ucuna küçük bir düğüm atmıştım. Bu bile öyle dikkat gerektiren bir şeydi ki yeşil gözlerimi dikkatle ipin üzerinde tutmuştum. Hemen ardından babamın adımları mutfağa girmişti. Oturduğum yere yaklaşmış, üzerime doğru eğilmiş ve ellerini masaya yaslamıştı. "Ne yapıyorsun?" diye sormuştu.

Batı Sahili Ve Kar KüresiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin