32. - Misafir-

957 57 2
                                    

Keyifli Okumalar :) Oylarınızı bekliyorum :) 33. Bölümde yazılmış olarak hazır oylarınızı esirgemezseniz onları da yarın paylaşacağım :)

İstanbul'a gelişlerinin üzerinden iki ay geçmişti. Kendal'ın isteği üzerine itiraz etmeden nöroloji doktoruna gitmişler yapılan tetkikler sonucunda bir problem çıkmamış psikolojik olduğunu söyleyerek psikoloğa yönlendirmişti. Doktorun yönlendirmesiyle Derya itiraz etmeden psikoloğa da gitmeyi kabul etmişti. Haftada bir gün görüştüğü psikoloğunu sevmişti.

Sık sık ablaları, Asuman ve Sultan annesi ile de telefonda konuşarak temasını kesmemişti. Asuman sömestir tatiline girmişti ve iki gün sonra bir haftalığına İstanbul'a geleceğine dair söz vermişti. Derya bunu sevinçle karşılamıştı. Kuzenini en yakın dostunu çok özlemişti.

Geçen süre zarfında Kendal Derya'nın daha fazla arkadaş edinebilmesi için Bawer Ağa karısı ve çocuklarını evlerinde ağırlamışlar akşam yemeği yemişlerdi. Derya Zare'yi çok sevmişti. Çok dobra ve ağır başlıydı. Tam bir Hanım Ağaydı. Derya kendine Hanım Ağalığı yakıştıramıyordu. Ağır bir sıfattı ve Derya bu sıfatın hakkını verememekten korkuyordu. İstanbul da herkes adını kullansa da Urfa'ya dönünce öyle olmayacağını biliyordu. Urfa'ya ise ne zaman dönecekleri meçhuldü Kendal bu konu hakkında hiçbir şey konuşmuyor herhangi bir tarih vermiyordu.

Derya Rezan Ağa ve karısı Almila ile de tanışmıştı. Derya mutsuz bir kadın beklerken gülücükler saçan bir kadınla karşılaşınca yüreği tüy kadar hafiflemişti. Almila Derya ile yaşıttı ve Rezan karısının Derya ile daha çok vakit geçirebilmesi için aynı kurslara yazdırmıştı. Derya'nın sahip olmadığı kadar çok arkadaşı olmaya başlamıştı. Sosyalleştikçe daha çok gülümser daha çok konuşur olmuştu. Bu güzel gelişmeler ise Kendal'ı çok mutlu ediyordu. Derya güldükçe Kendal'ın içine güneş doğuyor Derya konuşup bütün gün neler yaptığını kimlerle tanıştığını anlattıkça Kendal'a dünyanın en güzel masalını dinliyormuş gibi geliyordu.

Derya yeğenleri için birçok oyuncak örmüştü. Suna ablası düşük sonrası kısa bir süre sonra tekrar hamile kalmıştı. Derya özellikle aileye yeni katılacak bebek için müzikli uyku arkadaşı, çıngırak ve isimli kapı süsü örmüştü. Doğmasına bir ay kalmıştı Derya sabırsızlıkla yeğenini bekliyordu.

Derya bir aya yakın hastanede kalan Nurcan Hanım'ın torunu içinde oyuncak örmüştü. Nurcan Hanım çok duygulanıp Derya'ya sıkıca sarılmıştı. Kadının çok duygulanması Derya'yı da çok duygulandırmıştı. Bir insanı sevindirmek mutlu etmek her şeye bedeldi. Özellikle o insan bir çocuksa paha biçilemezdi. Küçük çocuğun oyuncağı görünce Nurcan Hanım'dan daha çok sevineceğine emindi. Derya küçük oğlan çocuğu için örümcek adam ve batman örmüştü.

Derya artık kendilerinden giden bebeğini düşününce sadece yüzünde buruk bir acı oluşuyordu. Gözleri artık dolmuyor hamile gördüğünde, çocuklu bir anne gördüğünde, biri torunundan bahsedince ağlayacak gibi olmuyordu.

İnanıyordu onunda bir gün bebeği olacaktı ve o gün geldiğinde bebeği kolları arasındayken dünyanın en mutlu insanı olacaktı.

Tek sorun Kendal Derya'ya dokunmuyordu. Kendal kendisine dokunmazken Derya nasıl hamile kalabilirdi ki? Derya Kendal'ın özellikle dokunmaktan kaçındığının farkındaydı ama sebebini bir türlü bulamıyordu. Aynı Deryaydı. Hiçbir şey değişmemişti. Her gece sarılıp uyusalar da Derya o karı koca oldukları anları özlüyordu. Bir bebekleri ancak o zaman olabilirdi.

"Hatun ne örüyorsun yine?"

Kendal'ın arkasından gelen sesiyle Derya daldığı için sıçrayarak örmüş olduğu ineğin kafasını gövdesine diktiği için sıçrayınca iğne eline batarak kanamaya başlamıştı.

Bulutlara Esir OldukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin